Amsterdam Üniversitesi Holokost ve Soykırım Çalışmaları Merkezi’nden Prof. Dr. Uğur Ümit Üngör, Esad rejiminin düşüşünün ardından ortaya çıkan Sednaya Cezaevi gerçeğini ve 54 yıllık sistematik işkence düzenini değerlendirdi. “Suriye Gulağı: Esad Cezaevi Sistemi’nin İçinde” kitabının yazarı Üngör, Sednaya’nın rejimin dört boyutlu işkence sisteminin sadece bir parçası olduğunu vurguladı.
Esad’ın dört boyutlu işkence sistemi
Üngör, Esad rejiminin işkence sisteminin dört temel boyuttan oluştuğunu aktardı: İstihbarat teşkilatlarının kendi işkence merkezleri, merkezi askeri cezaevleri, normal cezaevleri ve 2011’den sonra oluşturulan gizli cezaevleri. Bu sistemin Hafız Esad döneminden beri rejimin en önemli kontrol mekanizmalarından biri olduğunu belirtti.
Sednaya: Ortadoğu’nun en ağır cezaevi
Cezaevinin kırmızı ve beyaz binalardan oluşan yapısını anlatan Uğur Ümit Üngör, “Kırmızı binadan 2011’de tutuklanan insanların hemen hemen hepsi geçmiştir. Hem yaşam koşulları hem de işkence yöntemleri ve şiddeti açısından belki Suriye’nin en ağır, hatta Ortadoğu’nun en ağır cezaevi sistemi diyebiliriz” dedi.
“Sistematik imha kayıt altına alınmış”
“Sezar” kod adlı eski adli personelin sızdırdığı 33 bin fotoğrafın önemine değinen Uğur Ümit Üngör, rejimin işkence ve infazları sistematik şekilde belgelediğini aktardı. “Rejim için dokümantasyon önemli. Ne yaptığını bilmek ister, teyit etmek ister” diyen Üngör, fotoğrafların işkence iddialarını inkar edilemez şekilde kanıtladığını vurguladı.
“Esad rejiminin düşmesiyle Suriye toplumunun doğal politik yapısı ortaya çıkıyor“
Üngör, Esad rejiminin kendi toplumundan nefret eden bir yapıya sahip olduğunu belirterek, “Bu rejim Suriye’yi sevmiyor, Suriye’yi farklı bir şekilde şekillendirmek istiyor. Suriye’nin kuzeydoğusunda ciddi bir Kürt nüfusun olmasından, Suriye’nin çoğunluğunun Sünni Müslüman bir toplumdan oluşmasından hoşlanmıyor” dedi.
Adalet arayışında neler yapılabilir?
Rejimin düşüşünün ardından yaşanabilecek adalet sürecine ilişkin üç senaryo olduğunu belirten Üngör, uluslararası mahkeme, toplumsal barışma süreci ve rejimin kendi belgelerine dayalı yargılamalar üzerinde durdu. Uğur Ümit Üngör, “İnsanlığa karşı suçlardan kesinlikle, sadece Sednaya üzerine bile rejimin büyük bir kısmını yargılamak mümkün” değerlendirmesinde bulundu.
Programın tamamına Medyascope Youtube kanalından erişebilirsiniz.