DEM Parti Diyarbakır Milletvekili ve Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, yeni süreç tartışmaları, Ortadoğu’daki gelişmeler ve kayyum politikalarının etkileri üzerine kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Türkoğlu, “Barış sürecinin toplumsallaşması gerekir. Bu sadece birkaç kurumla ya da birkaç muhatapla oluşacak bir şey değildir” dedi.
“Diyarbakır’da barış umudu ve temkinli bekleyiş”
Diyarbakır’daki havayı değerlendiren Türkoğlu, sürecin toplumun farklı kesimlerinde yankı bulduğunu belirtti: “Sivil toplum örgütleri, barolar, iş insanları, kadın kurumları dahil olmak üzere her bir yurttaşımızla yaptığımız temaslarda, barışın önemini en iyi bilen Kürt halkının olumlu yaklaştığını görüyoruz. Savaş süreçlerini birebir yaşamış ve Kürt sorununun demokratik çözümünün olmadığı her an şiddetin günlük hayatlarına nasıl yansıdığını en iyi bilen Kürtler için bir barış umudunun tekrar şekilleniyor olması olumlu karşılanıyor.”
Ancak toplumda bazı kaygıların da olduğunu vurgulayan Türkoğlu, “Sürecin yönetilememe hali ya da tecridin hala devam ediyor olması endişe yaratıyor. İktidarın keyfi uygulamaları devam ederken, siyasi partilerin bu sürece dair yaklaşımının ne olacağı merak konusu. Bir yandan umut var, diğer yandan iktidardan muhalefete kadar tüm kesimlerin sorumluluk alması gerektiği yönünde beklenti mevcut” değerlendirmesinde bulundu.
Türkoğlu, “Eğer gerçekten bir süreç olacaksa, sadece belirli kesimlerin değil, tüm toplumun katılımı ve şeffaflığı esas alınmalı. Barışın toplumsallaşması gerekiyor” diye konuştu.
Türkoğlu: “Ulus devlet aklı barışın önündeki en büyük engel”
Ortadoğu’daki krizlerin temelinde ulus devlet anlayışının yattığını vurgulayan Türkoğlu, bölgenin Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana bir savaş coğrafyası olarak şekillendiğini belirtti. Ulus devlet yapısının kendi halkıyla, kadınlarla ve farklı kimliklerle barışamayan bir anlayışa sahip olduğunu ifade eden Türkoğlu, bu durumun mezhepçilik, cinsiyetçilik ve milliyetçilik üzerinden savaş rejimini sürekli kıldığını vurguladı.
“Ulus devlet çok iyi bir yönetim anlayışı olsaydı BAAS rejimi çökmezdi”
Türkiye’nin de benzer bir anlayışla hareket ettiğini belirten Türkoğlu, bu yaklaşımın özellikle Kürtlerin kazanımlarının olduğu her bölgede saldırgan bir tutuma dönüştüğünü söyledi. Bu durumun sadece Kürtleri değil, bölgedeki tüm demokratikleşme çabalarını hedef aldığını ve Suriye’de demokratik bir rejimin inşasını engellediğini ifade etti.
Türkoğlu: “Türkiye, Kürtler bir kazanım elde etmesin diye Rojava modelini tehdit olarak görüyor”
Türkiye’nin Ortadoğu politikasını ve Rojava yaklaşımını değerlendiren Türkoğlu, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin bölge için önemli bir model olduğunu vurguladı. DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü, “Kuzey ve Doğu Suriye’de bir demokrasi inşası, bir demokratik ulus inşası var. Bu model, mezhepçiliğin ya da farklı kutuplaştırıcı siyasetlerin bir kırım politikası haline gelmesini engelleyebilecek tek örnek” dedi.
Türkiye’nin bu modele yaklaşımını eleştiren Türkoğlu, “Türkiye, Kürtler bir kazanım elde etmesin diye bu modeli tehdit olarak görüyor ve saldırılarını her geçen gün büyütüyor. Oysa Rojava’da inşa edilen yaşam, Ortadoğu’da barış politikasının inşasıdır. Sadece Kürtler değil, diğer halklar, kadınlar ve her kesimin birlikte yaşama umudunun, geleceğinin örüldüğü bir model söz konusu” dedi.
Türkoğlu, bölgedeki çatışmaların sonlandırılması için “Gerçekten Türkiye, Ortadoğu coğrafyasında demokrasi adına, barış adına bir şeyler yapmak istiyorsa, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni en başından beri tanıması gerekir” önerisinde bulundu.
“Kayyumlar kadın kazanımlarını hedef aldı”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Kayyum politikalarının özellikle kadınları hedef aldığını vurgulayan Türkoğlu, “Her üç kayyum döneminde de ilk yaptıkları icraat eş başkanlık sistemini ve meclisi feshetmek, kadın politikalarını üreten kurumları ortadan kaldırmak oldu. Kayyumlar hem cinsiyetçi hem milliyetçiydiler. Çok dilli belediyecilik uygulamalarını da sonlandırdılar” dedi.
Söyleşinin devamını Medyascope Youtube kanalımızdan izleyebilirsiniz.