Almanya’da 59 milyon seçmen erken genel seçimler için sandık başına gitti. Sandıklar TSİ 20:00’de kapandı. Sandık çıkış anketlerine göre ana muhalefetteki Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri yarışı önde bitirdi. Koalisyon hükümetini kurma görevi birlik partilerinin başbakan adayı Friedrich Merz’de.
Almanya’da erken genel seçimler için oy kullanma süreci yerel saatle 08:00’de (TSİ 10:00) başladı ve 18:00’de (TSİ 20:00) sona erdi. Avrupa’nın en büyük ekonomisinde siyasi dengeleri değiştirebilecek bu seçim, hem Almanya’nın iç politikasında hem de küresel siyasette büyük yankı uyandırdı. Seçim sürecinin en belirgin tartışma başlıkları ekonomi ve göç oldu.
Sandık çıkış anketlerine göre seçimi Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri önde tamamlandı. Kuşkusuz, seçimin en büyük galibi aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi oldu. AfD bu seçimde yüzde 20,8 oy aldı.
Başbakan Olaf Scholz’un Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPD) oy oranı yüzde 16,4’te kaldı. Koalisyonun bir diğer ortağı Yeşiller Partisi ise sandıktan dördüncü sırada çıktı.
Kasım ayında erken seçim sürecinin tetiklendiği bütçe anlaşmazlığı ile koalisyon dışında kalan Hür Demokrat Parti’nin (FDP) ise yüzde 5 seçim barajını geçemedi.
Yeni hükümet, hem Avrupa Birliği (AB) içindeki rolünü yeniden şekillendirmek hem de savunma, ekonomi ve göç politikaları konusunda kritik adımlar atmak zorunda kalacak. Almanya’nın iç siyasi dengelerindeki bu değişim, Avrupa’nın geri kalanını da derinden etkileyebilir.
Sandık çıkış anketlerine göre parlamento dağılımı şöyle olacak:
- 5 soruda Almanya seçimleri: Adaylar, anketler ve muhtemel koalisyon senaryoları
- Merkel’in gölgesinden çıkış: Friedrich Merz, Almanya’yı yeniden şekillendirebilir mi?
İlk tepkiler neler?
Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) Genel Sekreteri Carsten Linnemann seçimleri Birlik partilerinin kazandığını söyleyerek, “Almanya’nın yeni başbakanı Friedrich Merz olacak” dedi. Friedrich Merz, seçim zaferinin ardından sorumluluğunun ve görevinin farkında olduğunu vurgulayarak, yakın zamanda Almanya’nın çıkarları doğrultusunda hareket edebilecek bir hükümeti kurabileceğini söyledi. Merz, “Dışarıdaki dünya, bizi ve uzun müzakereleri beklemiyor” diye konuştu.
AfD eş başkanı Alice Weidel ise partisinin Almanya’da “ikinci en güçlü parti” olmasını kutlayarak, “CDU ile işbirliği yapma teklifimizi sunuyoruz. Aksi takdirde, Almanya’da değişim mümkün olmayacak” dedi.
Tarihinin en kötü oy oranlarından birini olan Sosyal Demokrat Parti’nin Genel Sekreteri Matthias Miersch, “çok acı bir akşam” diyerek partisinin tarihi bir yenilgi aldığını kabul etti. SDP Genel Başkanı Olaf Scholz, partisinin aldığı yenilgiyi kabul etti ve Friedrich Merz’i tebrik etti. Aşırı sağcı AfD’nin aldığı oy oranına tepki gösteren Scholz, “Aşırı sağı asla kabul etmemeliyiz” diye konuştu.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Seçimlere katılım rekor oranda
Almanya seçimlerine katılım oranı yüzde 84 olarak ölçüldü. Bu, 1990’dan bu yana en yüksek oran.
Federal Seçim Kurulu Başkanı Ruth Brand’ın verdiği bilgilere göre, Pazar günü saat 14:00 itibarıyla seçmenlerin yaklaşık yüzde 52’si sandık başına gitti. 2021 yılındaki seçimlerde bu oran aynı saatlerde yüzde 36,5’teydi. Toplam seçimlere katılım oranı ise yüzde 76,4 olarak kaydedilmişti.
Merz’in başbakanlık yolculuğu ve koalisyon senaryoları
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) lideri Friedrich Merz. 69 yaşındaki muhafazakâr siyasetçinin başbakanlık koltuğuna oturması bekleniyor. Ancak Merz’in AfD ile yakınlaşan politikaları nedeniyle seçmenlerin bir kısmında endişe yarattı.
Koalisyon hükümetini kurma görevi birlik partilerinin başbakan adayı Friedrich Merz’de. En olası senaryo, CDU’nun Olaf Scholz’un Sosyal Demokrat Partisi (SPD) ile büyük koalisyon kurması olarak görülüyor. Ancak Merz’in seçim kampanyası boyunca SPD’yi sert şekilde eleştirmesi bu ihtimali zayıflatıyor. CDU içindeki muhafazakâr kanat da SPD ile koalisyon fikrine sıcak bakmıyor.
AfD ile doğrudan koalisyon kurmayacağını açıklayan Merz’in, aşırı sağcı partiyle dolaylı temasları ise tartışmalara neden oldu. Geçen ay parlamentoda AfD’nin desteğini aldığı bir yasa tasarısıyla Merz, aşırı sağa göz kırpmakla suçlandı. Merz, bu yasa tasarısının yalnızca göç politikalarını sıkılaştırma amacı taşıdığını savunsa da seçmenlerin bir kısmında AfD ile yakınlaşma konusunda kaygılar oluştu.
Seçim sürecinde neler konuşuldu?
Almanya’da seçim sürecinde göç ve güvenlik konuları en çok tartışılan başlıklar arasında yer aldı. Özellikle seçim döneminde yaşanan saldırılar, aşırı sağcı partilerin sert göç politikalarına yönelik çağrılarını artırmasına yol açtı.
Son beş ayda Almanya’da beş büyük saldırı gerçekleşti. Bunların üçü Magdeburg, Aschaffenburg ve Münih’te seçim kampanyaları sırasında yaşandı ve saldırıların göçmenler tarafından gerçekleştirildiği iddia edildi. Son olarak seçimlerden iki gün önce Berlin’deki Holokost Anıtı’nda bir İspanyol turistin bıçaklanması gündemi değiştirdi. Polis, saldırganın Yahudileri öldürmek isteyen bir Suriyeli mülteci olduğunu açıkladı.
AfD, bu olayların ardından “remigrasyon” adı altında tartışmalı bir politika önerdi. Parti, suç işlemiş göçmenlerin sınır dışı edilmesini savunsa da, bu politika Almanya’da göçmenlerin toplu şekilde ülke dışına gönderilmesi anlamına gelebileceği için büyük tepki çekti.