Bugün toplanan Suriye Ulusal Diyalog Konferansı hakkında ne biliyoruz?

Suriye’de yeni siyasi sisteme geçiş için önemli bir adım olarak nitelendirilen Ulusal Diyalog Konferansı, 600’den fazla katılımcıyla Şam’da başladı. Konferans, Suriye’nin yeni yönetim sisteminin temel ilkelerine dair öneriler hazırlayacak. Peki bu önemli toplantıda kimler yer alıyor? Nasıl kararlar bekleniyor? Kapsayıcılık tartışmalarında son durum ne? Konferans Suriye’nin sorunlarına çözüm olabilecek mi?

Suriye Ulusal Diyalog Konferansı'nın açılış konuşmasını Eş-Şara yaptı
Suriye Ulusal Diyalog Konferansı’nın açılış konuşmasını Eş-Şara yaptı.

Ulusal Diyalog Konferansı’nın düzenlenme amacı ne?

Suriye’de 13 yıllık iç savaşın ardından Aralık ayında Beşar Esad rejimi devrildi. Bu gelişmenin ardından oluşan yeni yönetim, ülkenin geleceğini belirlemek için Ulusal Diyalog Konferansı düzenledi. Konferans hazırlık komitesinin sözcüsü Hasan Al-Dağim konferansla ilgili bilgiler verdi. Suriye’nin geçici devlet başkanı Ahmed eş-Şara’nın konferansın açılışını yaptığını açıkladı. Konferansa 600’den fazla kişinin katıldığını da sözlerine ekledi.

Eş-Şara açılış konuşmasında Suriye’nin birliğine vurgu yaptı. Silahların yalnızca devlet elinde “tekelleşmesi” gerektiğinin altını çizdi. Ahmed eş-Şara, Suriye’nin “bölünmeyi kabul etmediğini” belirtti. Yeni yönetimin “acı verici ve sarsıcı kararlar alması gerektiğine” dikkat çekti. Geçici Devlet Başkanı, Suriyelileri “sabırlı olmaya” çağırdı.

Katılımcılar arasında yeni yönetimin liderleri ve eski muhalif grupların temsilcileri bulunuyor. Ülkenin farklı bölgelerinden davet edilmiş isimler de siyasi geleceği şekillendirmek için bu toplantıda yer alıyor.

Konferansın duyurusu başlamasından sadece iki gün önce yapıldı. Katılımcı listesi konusunda son ana kadar belirsizlik sürdü. Hazırlık komitesi sözcüsü Al-Dağim konferansı “tarihî bir olay” olarak nitelendirdi. Suriyelilerin baskı görmeden fikirlerini söyleyebilmesinin önemine dikkat çekti. Güvenlik güçlerinin baskısı olmadan konuşmanın değerli olduğunu vurguladı. Hama’dan gelen yargıç İman Şahud da konferans hakkında olumlu görüşler paylaştı. Şahud bu toplantıyı “gerçek zafer günü” olarak tanımladı. Suriye halkının tüm bileşenlerinin temsil edildiğini belirtti. Kadın ve erkeklerin birlikte katılım sağladığına işaret etti. Bu günün Suriye halkı için uzun zamandır beklenen bir an olduğunu ifade etti.

Suriye Ulusal Diyalog Konferansı'nın hazırlık komitesi
Suriye Ulusal Diyalog Konferansı’nın hazırlık komitesi.

Konferansta neler tartışılacak ve nasıl bir yol haritası öngörülüyor?

Konferans programına göre katılımcılar çeşitli konularda çalıştaylar düzenleyecek. Geçiş dönemi adaleti ve yeni bir anayasanın yapısı ele alınacak. Kurumların reformu ve inşası konuları tartışılacak. Kişisel özgürlükler ve sivil toplumun rolü de gündemde yer alacak. Ülkenin ekonomik geleceği hakkında da öneriler sunulacak. Organizatörler bu tartışmaların anayasal bildiriye katkı sağlamasını bekliyor. Yeni yönetim sisteminin temel ilkeleri bu öneriler ışığında şekillenecek. Geçiş dönemi adaleti önemli başlıklardan biri olacak. Yeni ekonomik çerçeve ve kurumsal reform planları da değerlendirilecek.

Bu öneriler 1 Mart’ta göreve başlayacak geçiş hükümeti tarafından incelenecek. Konferansın sonuçları ülkenin yeni liderlerine tavsiye niteliğinde olacak. Ancak komite sözcüsü Al-Dağim bu konuda önemli bir açıklama yaptı. Ulusal Diyalog’dan gelen önerilerin basit formaliteler olmayacağını vurguladı. Bu tavsiyelerin geçici anayasal bildirinin temeli olacağını söyledi. Ekonomik kimlik ve kurumsal reform planları için de yol gösterici olacak. Üç diplomat da konferansın uluslararası boyutuna dikkat çekti. Arap ve Batılı başkentler süreci yakından takip edecek. Bu ülkeler, Suriye ile ilişkilerini siyasi sürecin kapsayıcılığına bağladılar. Yaptırımların kaldırılması da bu koşula bağlı olacak. Ülkenin etnik ve dini çeşitliliğinin ne ölçüde kucaklandığı kritik önem taşıyor.

Suriye Ulusal Diyalog Konferansı toplandı
Suriye Ulusal Diyalog Konferansı toplandı.

Konferansın hazırlık süreci nasıl gerçekleşti ve katılımcılar nasıl belirlendi?

Konferans hazırlıkları kapsamında yedi üyeli bir hazırlık komitesi oluşturuldu. Bu komite Suriye’nin tüm 14 vilayetinde dinleme oturumları düzenledi. Bir hafta içinde tüm vilayetlere ulaşıldı. Bazı günlerde birden fazla oturum gerçekleştirildi. Her oturum yaklaşık iki saat sürdü. Komite sözcüsü Al-Dağim bu süreçle ilgili rakamsal bilgiler paylaştı. Suriye genelinde toplam 4 bin kişinin bu oturumlara katıldığını açıkladı. Katılımın sadece davetliler aracılığıyla gerçekleştiğini de belirtti. Komitenin tek Hristiyan üyesi Hind Qabwat süreci değerlendirdi. Bu çalışmaların gerçekten demokratik olduğunu ifade etti. Tüm görüşlerin tartışma temeli olarak dikkate alındığını vurguladı.

Hazırlık komitesi konferanstan önce 30’dan fazla toplantı düzenledi. Bu toplantılar Suriye’nin farklı vilayetlerinde gerçekleştirildi. Komite “Suriye toplumunun çeşitli bileşenlerinin temsilini sağlamak” için çaba gösterdi. Yaklaşık 4 bin kişinin katılımı ile geniş bir yelpazede görüşler alındı. Bu toplantılarda katılımcılar çeşitli konularda öneriler sundu. Geçici anayasal bildiri ve ekonomik plan talepleri öne çıktı. Hükümet kurumlarının yeniden yapılandırılması istendi. Vatandaşların kurumların yönetimine katılımı vurgulandı. Güvenlik ve istikrarın güçlendirilmesi çağrısında bulunuldu. Ancak konferansın duyurusu son ana bırakıldı. Başlamasından sadece bir gün önce kamuoyuna açıklandı. Katılımcı listesi konusunda da belirsizlikler yaşandı.

Konferansın kapsayıcılığına yönelik eleştiriler neler?

Konferans çeşitli açılardan eleştirilere maruz kaldı. Azınlıkların zayıf temsili büyük bir sorun olarak görüldü. Konferansın gerçekte ne kadar etkili olacağı da sorgulandı. Özellikle Kürt Ulusal Konseyi ciddi itirazlarda bulundu. Konsey, konferansın düzenleme mekanizmasına karşı çıktı. Hazırlık ve planlamada Kürt Ulusal Konseyi’nin marjinalleştirildiğini savundu. Diğer siyasi ve ulusal bileşenlerin de dışlandığını belirtti. Bu durumun Kürtler için ulusal ortaklık ilkesini ihlal ettiğini vurguladı. Ayrıca birçok Suriyeli siyasetçi konferansa katılamadı. Konferansın aniden duyurulması buna neden oldu. Al-Hadath’a konuşan bazı siyasetçiler olumlu görüşler belirtti. Konferansın Suriye’nin geleceği için yeni bir vizyon sunabileceğini söylediler. Ancak birçok siyasi figürün yokluğu da eleştirildi.

En çok dikkat çeken eksiklik Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) davet edilmemesiydi. SDG Suriye’nin kuzeydoğusunda önemli bir güç. Kürt liderliğindeki bu oluşumun temsilcileri konferansa çağrılmadı. SDG sözcüsü Ferhad Şami bu durumu doğruladı. Özerk yönetimin kıdemli yetkilisi Ilham Ahmed de aynı bilgiyi paylaştı. Kendilerine ait ne askeri ne sivil herhangi bir kuruluşlarından hiçbir üyenin davet edilmediğini açıklandı.

Toplantıdan önce Suriye’nin geçici hükümeti SDG’ye bir talep listesi sundu. SDG’nin silahlarını bırakmasını istedi. Ayrıca birleşik ulusal askeri güce katılması koşul olarak öne sürdü. Konferans komitesi daha önce SDG hakkında bir açıklama yaparak tüm Suriyeli Kürtleri temsil etmediğini iddia etti.

Türkiye de SDG konusunda sert bir tutum sergiliyor. Suriye Milli Ordusu’nu (SMO) destekleyen Türkiye, SDG’yi terör örgütleriyle ilişkilendiriyor. SDG’nin PKK ile bağlantılı olduğunu savunuyor.

Suriye’nin yeni siyasi yapılanmasında konferansın rolü ne olacak?

Konferans, Esad sonrası Suriye’nin siyasi geleceği için önemli bir adım olarak görülüyor. Yeni yönetimin vaatleri arasında kapsayıcı bir geçiş süreci vardı. Ulusal Diyalog Konferansı bu vaadin somut bir göstergesi olarak sunuldu. Aralık ayında gerçekleşen hızlı bir askeri operasyonla eski yönetim devrilmişti. O zamandan bu yana geçici bir yönetim ülkeyi idare ediyor. Yeni liderler, eski muhalif gruplardan oluşuyor. Hayat Tahrir el-Şam (HTS) bu grupların başında geliyor. HTS daha önce kuzeybatı Suriye’de bir “kurtuluş hükümeti” kurmuştu. Şimdi bu yapı geçici yönetimin temelini oluşturuyor.

Ocak ayında önemli bir gelişme yaşandı. HTŞ lideri Ahmed eş-Şara Suriye’nin geçici devlet başkanı olarak ilan edildi. Bu atama, ülkedeki eski silahlı grupların çoğunun katıldığı bir toplantıda gerçekleşti. Toplantıda önemli kararlar alındı. Ülkenin anayasası feshedildi. Eski ulusal ordu, güvenlik servisi ve resmi siyasi partiler dağıtıldı. Silahlı gruplar da kendilerini feshetme kararı aldı. Bu grupların üyelerinin yeni ulusal orduya ve güvenlik güçlerine dahil edilmesi planlandı. Ancak kuzeydoğu Suriye’de etkin olan Kürt liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri bu toplantıya davet edilmedi. Ulusal diyaloga katılma hakkı da tanınmadı.

Konferansın uluslararası boyutu ve olası sonuçları neler?

Konferans sadece Suriye içi dinamikler açısından değil, uluslararası ilişkiler açısından da önem taşıyor. Suriye’deki gelişmeler bölge ülkeleri ve küresel güçler tarafından yakından izleniyor. Pek çok Arap ve Batılı başkent, yeni yönetimin kapsayıcılığını test ediyor. Yaptırımların kaldırılması ve tam diplomatik ilişkilerin kurulması bu “kapsayıcılık testi”ne bağlı. Suriye’nin etnik ve dini çeşitliliğinin ne ölçüde temsil edildiği kritik önem taşıyor. Uluslararası toplum, konferansın sonuçlarını bu açıdan değerlendirecek. Ülkenin yeni liderleriyle ilişkiler bu çerçevede şekillenecek.

Konferanstan beklentiler hakkında farklı görüşler bulunuyor. Bazı Suriyeliler sürece umutla yaklaşıyor. Diğerleri ise şüpheci bir tutum sergiliyor. Halep’ten göç etmek zorunda kalmış kamu çalışanı Dalia Dalati açık bir şekilde konuştu. “Bu konferansın herhangi bir sonuç üretmesini beklemiyorum” dedi. Esad’ın düşüşünden üç ay sonra ekonomik ve güvenlik durumunun hala belirsiz olduğunu vurguladı. İnsanlar arasında bölünmelerin ortaya çıktığını belirtti. Yeni yönetimin önceliklerini eleştirdi. “Sadece dış ilişkilerini inşa etmeye odaklanıyorlar” dedi. Körfez ülkeleri, Amerika ve Avrupa ile ilişkilere öncelik verildiğini savundu. “Güvenlik ve emniyet gibi en önemli konular yokken ulusal konferansı neden önemseyelim?” sorusunu yöneltti.

Ortodoks Başpiskoposu Elia Tohme de temkinli bir yaklaşım sergiledi. Konferansın anlamlı bir vatandaş katılımı fırsatı olup olmadığını yargılamanın “henüz çok erken” olduğunu söyledi.

Kaynak: New York Times, El Arabiya, Associated Press

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.