Fehim Taştekin: “Türkiye isteseydi, Alevilere korumalık yaparak olayları sınırlamada etkili olabilirdi”

Gazeteci ve Ortadoğu uzmanı Fehim Taştekin, Suriye’nin Lazkiye şehrinde Alevilere yönelik katliamı anlattı. Taştekin, bölgede yaşananları ve Türkiye’nin Suriye politikasına etkilerini değerlendirerek, olayların düşündüğünden çok daha derin sonuçlar doğuracağını söyledi.

Suriye’nin Akdeniz kıyısındaki Alevi bölgelerinde son günlerde yaşanan saldırılar, büyük bir insani felakete yol açtı. Gazeteci Fehim Taştekin, Hafta Başı programında yaşananları değerlendirerek, katliamın Suriye’de büyük bir kırılma yarattığını vurguladı:

Taştekin, bölgede Alevilere yönelik düşmanlığın uzun süredir sürdüğünü belirterek, “Çok önceden beri, aslında rejim düştüğünden beri Alevilere karşı düşmanlık sayılabilecek, düşman hukuku sayılabilecek bir hukuk işliyor. İnsanlıktan çıkaran, infazlar, işkence, adam kaçırma, dayak, köpekler gibi insanları yerlerde süründürüp havlatma gibi mezhepçi temellerde bir düşmanlık yönetilmiş durumda. Bu şaşırtıcı değil” diye konuştu.

Son saldırıların bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Taştekin, “Şimdi daha da kötü olan, bu insanların canlarını, mallarını, ırzlarını helal sayan bir güruh iktidara geldi ve bunların sözleri ve icraatları arasında aslında bir uyumsuzluk yok” ifadelerini kullandı.

Suriye'deki Aleviler öldürülürken dehşet ve korku hakim
Suriye’deki Aleviler için uluslararası koruma çağrısı yapıldı.

Bölgede neler yaşandı?

Taştekin, 4 Mart’ta Lazkiye’ye düzenlenen saldırıyı şöyle anlattı:

“Bu baskına giden ekip şöyle bir video yayınladı: ‘Domuz Aleviler, bekleyin, geliyoruz, öldüreceğiz, başlarınızı ezeceğiz.’ Şehre girdikten sonra evleri taradılar, araçları taradılar ve bu terör sonucunda bir anne, bir bebek, 14-15 yaşında bir genç, fırında ekmek kuyruğunda bekleyen bir genç ve bir yaşlı adam öldü.”

Bu saldırının ardından yeni bir katliam dalgasının başladığını belirten Taştekin, “İki gün sonra yine Ceble’de başka bir baskın düzenlendi. Orada da bir genci almak istediler. Akrabaları bu genci vermek istemedi. Arkasından çatışma çıktı. Çünkü bu insanlar alınıyor, daha sonra gözaltına alınıyor, sorgulanmaya alınıyor, ardından yol kenarında cesedi bulunuyor” dedi.

Saldırılarda ağır silahların da kullanıldığını aktaran Taştekin, “HTŞ kendi savunma bakanlığı birimlerini bölgeye sevk etti, ağır silahlarla sevk etti. Helikopterler kaldırıldı, köyler bombalandı. Şu meşhur varil bombaları var ya, o varil bombaları da atıldı” diye konuştu.

Türkiye’nin Suriye politikası çöktü mü?

“Görüntüler ve bu gelişmeler aslında Türkiye’nin Suriye projesini yerle bir eden gelişmeler” diyen Taştekin’e göre, bu olaylar Türkiye’nin Suriye’de izlediği politikaları doğrudan etkiledi:

Taştekin Türkiye’nin saldırılar konusundaki tutumuna dair ise şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye burada mesela farklı bir yol izleyebilseydi, olayları sınırlama anlamında etkili olabilirdi. Kendisi bir kere Alevilerle ilgili bir hamillik, korumalık yapabilirdi, onu isteseydi teklif edebilirdi fakat bu olmadı ve bunun ötesinde ilk desteği veren de Türkiye’ydi. Yani HTŞ’nin rejim artıklarının avlanması dediği operasyona açık destek verdi.”

Türkiye’nin izlediği politikanın Suriye’de ciddi bir çıkmaza girdiğini belirten Taştekin, “Özellikle Türkiye’nin hedeflediği Suriye tasavvuru, sistem açısından söylüyorum, zora girmiş durumda” dedi.

Suriye Ulusal Diyalog Konferansı'nın açılış konuşmasını Eş-Şara yaptı
Suriye’nin devlet başkanı ilan edilen Ahmed eş-Şara.

Colani’nin geleceği ne olacak?

Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) lideri Muhammed el Colani’nin geleceğinin belirsizleştiğini vurgulayan Taştekin, “Radikallerle bağını kesemez. Çünkü tabanı geldiği örgüt radikallerden oluşuyor ve onlarla bağı koparamaz. Sadece ceket, kravat takmış, giyinmiş Colani baş başına durumu kurtarmıyor. Yani malzemesi bu, ordusu bu, yaslandığı gruplar bunlar” ifadelerini kullandı.

Suriye’de neler olacak?

Saldırılar sonrası Suriye’deki etnik ve mezhepsel gerilimlerin daha da derinleşebileceğini belirten Taştekin, “Şimdi hiçbir Alevi kendini güvende hissetmiyor, geleceğini burada göremiyor. Ve Ruslardan mesela himaye istediler, istiyorlar, koruma istiyorlar” dedi.

Bölgedeki nüfus hareketliliğine de dikkat çeken Taştekin, “Bu olaylardan sonra sadece Lazkiye tarafından 7 bin kişi Lübnan’a geçti. Daha fazlası da geçecek” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.