Bir araştırmaya göre çalışanlar, yapay zekâya karşı karmaşık duygular besliyor. Araştırmada en yaygın duygunun şaşkınlık olduğu, bunu rahatlamanın ve mutluluğun takip ettiği görüldü. Katılımcılar aynı zamanda kaygı, korku ve güvensizlik de yaşıyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi’nde yayımlanan bir araştırma, çalışanların yapay zekâ teknolojilerine karşı nasıl duygular beslediğini inceledi. Gözde Dilara Can ve Doç. Dr. Ebru Tolay tarafından yapılan çalışma, farklı sektörlerden 20 çalışanla görüşülerek yapıldı.
Çalışanlar hem mutlu hem kaygılı
Araştırma sonuçları, çalışanların yapay zekâ ile ilgili hem olumlu hem olumsuz duygular yaşadığını gösteriyor. Katılımcılar şaşkınlık, rahatlama, mutluluk, merak, hayranlık ve heyecan gibi olumlu duygular hissederken, aynı zamanda kaygı, korku, öfke, hayal kırıklığı ve güvensizlik de yaşıyor.
Yapay zekânın hayatı kolaylaştırması ve hızı sayesinde insanlara özel hayatları için daha fazla zaman kazandırması, katılımcıların en çok şaşırdığı ve mutlu olduğu konular arasında. Katılımcıları en çok endişelendiren ve korkutan faktörler ise işsizliğin artması ve yapay zekânın insanları tembelliğe itmesi olarak belirlendi.
Anılarda şaşkınlık ön planda
Katılımcıların yapay zekâ ile ilgili anılarında en sık rastlanan duygu şaşkınlık olarak öne çıkıyor. Bir teknik ofis yöneticisi, ofiste konuşulan ürünlerin bilgisayarında reklam olarak belirmesine şaşırdığını anlatıyor:
“Odada iki kişi çalışıyoruz. Karşı masada oturan arkadaşımın ilgilendiği, araştırdığı ürünler benim bilgisayarımda, benim ilgilendiğim ürünler ise onun bilgisayarında öneri olarak çıkıyor. Örneğin, benim bilgisayarımda giyim ve makyaj ürünleri çıkarken, onun bilgisayarında donanım malzemeleri çıkıyor.”
Kaygı ve korku yaygın
Araştırmada, yapay zekâ ile ilgili yaşanan olumsuz duygular arasında kaygı/gerilim (10 kez), korku (8 kez), öfke (5 kez), hayal kırıklığı (5 kez) ve güvensizlik/şüphe (3 kez) yer alıyor.
Bir katılımcı, bilgisayar mikrofonuna “saat alacağım” diye bağırdıktan sonra aylarca ekranda farklı kol saati modellerinin belirdiğini anlatarak, telefonların, tabletlerin ve bilgisayarların sürekli bizi dinlediği ve izlediği konusundaki kaygısını dile getiriyor.
Başka bir katılımcı, sohbet robotuyla konuşurken yaşadığı korkutucu deneyimi şöyle anlatıyor:
“Sohbet robotunun melankolik durumlarda nasıl tepki vereceğini merak ettik ve acıklı bir tablo çizdik. Robot, ‘Eğer çözüm yoksa, çözüm intihardır!’ gibi bir ifadeyle yanıt verdi, bu beni çok gerdi ve korkuttu.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Yapay zekânın geleceğine dair görüşler
Katılımcılar arasında yapay zekânın geleceği konusunda üç farklı görüş ortaya çıktı. 13 katılımcı yapay zekâ ve insan uyumu ile işbirliğinin sağlanacağını düşünürken, 13 katılımcı yapay zekânın insanlığın kontrolünü ele geçireceğini, 5 katılımcı ise yapay zekânın insan kontrolünde kalacağını öngörüyor.
Yapay zekânın insanlığa büyük faydalar sağlayacağını düşünen katılımcılar, özellikle sağlık, çevre ve ekonomi alanlarında önemli gelişmeler bekliyor. Ancak aynı zamanda yapay zekânın kontrolden çıkabileceği, biyolojik, kimyasal ve teknolojik savaşlarda kullanılabileceği ve kitlesel işsizliğe yol açabileceği endişeleri de yaygın.
Yapay zekâ geliştirme çalışmaları sürmeli mi?
Araştırmaya katılanların 16’sı yapay zekâ geliştirme çalışmalarının devam etmesi gerektiğini düşünürken, yalnızca 2’si aksi yönde görüş bildiriyor. Bir katılımcı, yapay zekâ geliştirmesini durdurmanın imkansız olduğunu ve gelişimin bir parçası olarak sonuna kadar sürdürülmesi gerektiğini savunuyor.
Diğer bir katılımcı ise yapay zekânın duygusuz doğası hakkında sosyolojik ve psikolojik çalışmalar yapılması gerektiğini, sadece teknik yönlere değil, ruhsal etkilerine de odaklanılması gerektiğini vurguluyor.
İş hayatında yapay zekâ
Araştırmada, yapay zekânın iş hayatına olumlu etkileri arasında insan yaşamını kolaylaştırması, hızlandırması ve zaman kazandırması, kazaları ve hataları azaltması sayılıyor. Olumsuz etkiler arasında ise iş ve mesleklerin yok olması, işsizlik, insanların tembelleşmesi ve izolasyon bulunuyor.
Orta düzey bir yönetici, “Yapay zekâ teknolojisindeki gelişmeler nedeniyle bazı işlerin artık insan kaynağına ihtiyaç duymaması endişe verici. Bu, insani düşünce ve duygulardan yoksun, yoğun otomasyon bağımlısı bir topluma yol açabilir. Bu benim için kaygı kaynağı” diyor.
Araştırmacılar, yapay zekânın iş dünyasında giderek yaygınlaşması nedeniyle, yöneticilerin çalışanlara yapay zekânın işlerini kolaylaştırabileceğini ve iş yükünü azaltabileceğini iletmeleri gerektiğini vurguluyor. Ayrıca çalışanlara gerekli yapay zekâ eğitiminin sağlanmasının önemli olduğu belirtiliyor.