PKK’nın İmralı Cezaevi’nde bulunan lideri Abdullah Öcalan, Ezidi toplumuna hitaben bir mektup kaleme aldı. Öcalan, mektubunda Ezidilerin tarihsel direnişine vurgu yaptı. Demokratik bir sistem inşa etmeleri gerektiğini belirtti.
“Ezidiler demokratikleşme mücadelesinde aktif olmalı”
Abdullah Öcalan, gönderdiği mektupta, Ezidi toplumunun tarih boyunca büyük acılar yaşadığını ancak direnerek var olmayı başardığını ifade etti. Öcalan, “Ezidiler, özgür ve ortak yaşama dayalı demokratikleşme mücadelesinde ve demokratik toplum inşasında aktif bir güç olmalıdır” diyerek, toplumsal örgütlenmenin önemine dikkat çekti.
Öcalan, 2014 yılında Şengal’de yaşanan katliama atıfta bulunarak, Ezidi toplumunun bu süreçten sonra daha güçlü bir örgütlenme içine girdiğini belirtti. Özellikle kadınların direnişe katılımını anlamlı bulduğunu ifade eden Öcalan, Ezidilerin kendi öz gücüne dayalı bir gelecek inşa etmesi gerektiğini vurguladı.
“Ezidilerin özgürlüğü Ortadoğu’nun özgürlüğüyle iç içe”
Mektupta, Ezidi toplumunun tarihsel varlığını sürdürebilmesi için demokratik bir sistemin hayati önem taşıdığı belirtiliyor. Öcalan, kimliklerini koruyarak inançlarını özgürce yaşatabilecekleri bir toplumsal örgütlenme modeli geliştirmeleri gerektiğini ifade etti.
Mektubun son bölümünde Öcalan, “Ezidilerin özgürlüğü Ortadoğu halklarının özgürlüğüyle iç içedir” ifadelerini kullanarak, toplumsal dayanışmanın önemine dikkat çekti. Başlatılan sürecin Ezidi toplumunun varlığını ve özgürlüğünü güvence altına alacağını belirten Öcalan, bunu bir “Rönesans” olarak nitelendirdi.
Öcalan’ın mektubunun tam metni
“Êzidî halkımızın tarihi, katliamlar ve sürgünlerle, büyük acı ve zulümlerle sınanmış bir tarihtir. Êzidîler, Mezopotamya’nın en eski inançlarından, en kadim toplumlarından biridir. Kendi kültürüne, kimliğine ve varlığına sahip çıkmak için büyük bedeller ödemişlerdir. Yaşadıkları trajediler, yalnızca Êzidî halkımızın değil insanlığın ortak vicdanına kazınmıştır.
Tarih boyunca saldırılara maruz kalmışlar, ancak her şeye rağmen direnerek var olmayı başarmışlardır. Son yüzyılda ulus-devletçi zihniyetlerin saldırıları sonucunda soykırımlara varan katliamlar yaşandı. 2014’te Şengal’de yaşanan katliam, Êzidîlerin varlığını ortadan kaldırmayı amaçlayan bu zihniyetin bir devamıdır. Fakat bu kez Êzidî halkımız özgürlük mücadelesiyle hızlıca buluştu, örgütlendi ve direnişe geçti. Katliama karşı tarihsel karşı koyuşu böyle geliştirdi. Kadınların bu direnişe katılması oldukça anlamlıdır. Geleceğini kendi elleriyle kurma sürecine girilmiştir.
Êzidî halkımızın geleceği, kendi öz gücü ve demokratik iradesine dayalı demokratik toplum esasına göre şekillenecektir. İnançlarını özgürce yaşatabilecekleri bir toplumsal örgütlenme geliştirilmelidir. Hayal ettiğimiz ve geldiğimiz aşamada demokratik bir sistem inşa etmek, tarihsel varlığın korunması ve sürdürülmesi için hayati önemdedir.
Demokratik toplum perspektifi temelinde, halkların eşit ve özgür yaşadığı bir gelecek inşa edilebilir. Êzidîler, özgür ve ortak yaşama dayalı demokratikleşme mücadelesinde ve demokratik toplum inşasında aktif bir güç olmalıdır. Êzidî halkımızın özgürlüğünü tanımayan, onu yok sayan hiçbir yaklaşım meşru değildir. Êzidî halkımız, bulunduğu her alanda örgütlenerek geleceğini güvence altına almalıdır. Demokratik, özgür ve eşit bir yaşam için mücadele etmek tüm halklarımızın ortak sorumluluğudur.
Bu vesileyle, Êzidî halkımızın mücadelesini selamlıyorum. Her koşulda özgürlük taleplerini desteklediğimi ifade etmek isterim. Êzidîlerin özgürlüğü Ortadoğu halklarının özgürlüğüyle iç içedir. Bu anlamda, Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı 73 Êzidî fermanına da bir cevaptır. Başlattığımız süreç en fazla da Êzidî halkımızın varlık ve özgürlüğünü sağlayacaktır. Bu çağrı bir Rönesans’tır ve en çok da Êzidî halkımızın Rönesans’ı olacaktır. Bu süreç, ortak duygu ve mücadeleyle başarıya ulaşacaktır. Tekrar sonsuz selamlarımı gönderiyorum.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Abdullah Öcalan”
Kaynak: Yeni Yaşam