Vahap Coşkun, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve DEM Parti’nin tutumunu değerlendirdi. Coşkun, DEM Parti’nin “yeni çözüm süreci”ne zarar vermeden demokratik tepkisini gösterdiğini belirtti.

Vahap Coşkun, İmamoğlu davasının iktidarın beklediğinin aksine sonuçlar doğurduğunu belirtti, “İktidar böyle bir tablonun ortaya çıkacağını öngörmüyordu” dedi. Coşkun, herhangi bir zorunluluk olmamasına rağmen 15 milyon insanın ön seçimde İmamoğlu’na oy vermesini “muazzam bir olay” olarak nitelendirdi.
Coşkun, iktidarın İmamoğlu’nu siyasetin dışına itmeyi, tasfiye etmeyi ve Cumhurbaşkanlığı yarışında dezavantajlı kılmayı hedeflediğini söyledi, “Ortaya çıkan tablo hem CHP’nin itibar kazanmasını hem İmamoğlu’nun gerçek bir lider olarak tescil edilmesini sağladı” dedi.
Coşkun, son bir haftada ortaya çıkan en önemli sonucun toplumsal algıda yaşanan değişim olduğunu vurguladı, “Erdoğan’ın İmamoğlu’ndan çekindiğine dair düşünce artık toplumun geniş kesimleri tarafından paylaşılıyor” diye konuştu.
“DEM Parti’nin dengeli bir çizgide ilerliyor”
Coşkun, DEM Parti’nin İmamoğlu davası karşısında izlediği siyasetin doğru ve dengeli olduğunu düşünüyor. Coşkun, “Tülay Hatimoğulları olsun, Tuncay Bakırhan olsun, Saraçhane’de ziyaret ettiler ve bu uygulamanın yanlış olduğunu net bir şekilde gösterdiler” diye konuştu.
Saraçhane’deki koalisyon
Saraçhane’de farklı siyasi görüşlerin bir araya gelmesini değerlendiren Coşkun, hararetli ortamın zamanla yatışacağını ancak yapısal değişimler yaşandığını belirtti.
Coşkun, bu durumun İmamoğlu’nu CHP kanadında rakipsiz hale getirdiğini söyledi, “İmamoğlu iktidar danışmanlarının sevdiği tabirle organik bir lider oldu. Kitlelerin kendini onunla özdeşleştirdiği bir lider haline geldi” dedi.
Coşkun, CHP’nin bu birleşik muhalefeti sürdürebilmesinin iki şarta bağlı olduğunu vurguladı: İmamoğlu’nu ne kadar sahipleneceği ve diğer toplumsal kesimleri ne kadar kapsayacağı.
“Soruşturmanın hukuki değil siyasi boyutu öne çıkıyor”
Coşkun, İmamoğlu hakkındaki soruşturmanın iki itham içerdiğini söyledi: yolsuzluk ve terör. Terör ithamını “son derece zayıf” bulan Coşkun, İmamoğlu’nun bu suçlamadan tutuklanmamasının sebebinin toplumu ikna edemeyecekleri olduğunu düşünüyor.
Yolsuzluk ithamı konusunda ise Coşkun, “Hiç kimse belediyelerde bir yolsuzluk olmayacağına dair garanti veremez. Fakat buradaki sorun, bu tür dosyaların seçici olarak kullanılması” dedi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Coşkun, benzer iddiaların iktidar partisine mensup belediyeler hakkında olduğunda soruşturma yürütülmemesinin meselenin hukuki olmaktan ziyade siyasi olduğunu gösterdiğini vurguladı.
“İktidara yakın isimler de meseleyi siyasal kavga olarak görüyor”
Coşkun, iktidara yakın kanaat önderlerinin hiçbirinin bu olayı temiz eller operasyonu olarak görmediğini belirtti, “Herkes bunun bir siyasal kavga olduğu kanaatinde” dedi.
Coşkun, “Kimsenin buradan hukuki bir gelecek, hukuki bir aydınlık beklentisi yok” dedi.