İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan gösterilere katılan ve gözaltına alınan 8 genç mahkemeye çıktı. Bir öğrencinin avukatı savunmasında, “Müvekkilin babası ülkemiz için milli firkateynleri üreten firmalardan birisinin CEO’sudur. Babasının cumhurbaşkanı ile çekilmiş fotoğrafı var. Keşke gitmeseydi” dedi, mahkeme serbest bıraktı.
İstanbul’da İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı düzenlenen gösterilerde gözaltına alınan 8 genç, “cumhurbaşkanına hakaret” ve “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüş” suçlamalarıyla hakim karşısına çıktı. Mahkeme, 7 gencin tutuklanmasına karar verdi, 24 yaşındaki bir öğrenciyi ise serbest bıraktı.
Öğrencinin avukatı savunmasında, “Müvekkilin babası ülkemiz için milli firkateynleri üreten firmalardan birisinin CEO’sudur. Babasının Cumhurbaşkanı ile çekilmiş fotoğrafı var. O gün oraya yüz bin kişi gitmiş, lakin yüz bin kişi burada değil, keşke gitmeseydi” dedi.
ANKA Haber Ajansı’ndan Mehmet Oflaz, 8 gencin ve avukatlarının ifade sorgu tutanaklarına ulaştı. 8 gence, “cumhurbaşkanına hakaret” ve “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlamaları yöneltildi.
- İmamoğlu’na düzenlenen operasyon haberlerimizin tamamını okuyun.
- İmamoğlu’na düzenlenen operasyon videolarımızın tamamını izleyin.
“Cumhurbaşkanı’na hakaret etmedik”
Gözaltına alınan ve Beykent Üniversitesi’nde öğrenci olduğunu belirten 19 yaşındaki bir genç, cumhurbaşkanına hakaret etmediğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Küfürleri duydum, lakin ben tasvip etmiyorum. Günlük yaşantımda da küfür etmem, Cumhurbaşkanı’na hakaret edecek bir makamda değilim. Suç işleme kastım yoktur. Polislere bir şeyler atanları engellemeye çalıştım. Benim gece boyunca katıldığım tek slogan ‘Polise taş atan bizden değildir’ sloganı oldu. Birçok arkadaşımın babası da polis, dolayısıyla polislere yönelik hiçbir kastım olmadı, olamaz da. Polislerin yaşadığı zorlukları biliyorum. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum, serbest bırakılmayı talep ediyorum.”
“Ailem son seçimlerde AK Parti’ye oy vermişti”
Okan Üniversitesi’nde öğrenci olduğunu söyleyen bir başka genç de savunmasında, “Hakaret edenlerin arasında hiçbir zaman yer almadım. Alandayken yüzümü kapatmadım, hep açıktı. Siyasetle bir ilgim yok, ne iktidarı ne de muhalefeti destekliyorum. Ailem son seçimlerde AK Parti’ye oy vermişti. Sadece merakımdan oradaydım ancak bunun böyle bir sonuca yol açacağını düşünmemiştim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum, serbest bırakılmayı talep ediyorum” dedi.
Marmara Üniversitesi öğrencisi 22 yaşındaki genç, Rize’li olduğunu belirterek, “cumhurbaşkanına kesinlikle hakaret etmedim. Böyle bir suçlamayı asla kabul etmiyorum. Serbest bırakılmayı talep ediyorum” şeklinde savunma yaptı.
“Ben gösterilere katıldığıma pişmanım”
19 yaşındaki bir genç, tramvayın içerisinde gözaltına alındığını belirterek, üzerine atılı suçlamaları reddetti.
Sabancı Üniversitesi’nde okuyan 24 yaşındaki bir başka genç, savunmasında, cumhurbaşkanına hakaret etmediklerini, yasak olan yerlere girmediklerini ve polisin “dağılın” uyarısına uymadıklarını belirterek, “Ben gösterilere katıldığıma pişmanım, pankartlı insanları gördüm, bu insanlar kemer tarafındaydılar, ben miting tarafındaydım, ben o topluluktan uzaktım. Yapılan diğer eylemleri duydum ama o eylemlerde bulunmadım ve o insanların arasında da değildim. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum, serbest bırakılmayı talep ediyorum” diye konuştu.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Müvekkilin babası CEO’dur, babasının cumhurbaşkanı ile çekilmiş fotoğrafı var”
24 yaşındaki bir gencin avukatı ise müvekkilinin savunmasına katılarak, müvekkilinin babasının milli firkateynleri üreten firmalardan birinin CEO’su olduğunu, cumhurbaşkanı ile çekilmiş fotoğrafı olduğunu ve müvekkilinin meraktan alana gittiğini belirterek şöyle konuştu:
“Müvekkil ve ailesi vatan millet sevgisiyle büyümüş insanlardandır. Müvekkilin babası da ülkemiz için milli firkateynleri üreten firmalardan birisinin CEO’sudur. Müvekkil ile beraber yürüyen çocuklardan birisi bugün buraya tutuklamaya sevk edilmedi, savcılarımız öyle münasip görmüşler. Ben de Türk milliyetçisi birisiyim, eğer bu çocuk provokatör olsaydı, ben onun müdafiliğini yapmazdım. Müvekkil bilgisayar mühendisliği okuyor. Müvekkil, bu eylemlere katılacak bir ailenin evladı değil, yanında gittiği arkadaşı şu an burada değil. 5 Nisan’da okulda sınavları var. Babası senede 600 bin TL vererek okutuyor, derslerinden kalmaması gerekiyor. Babasının Cumhurbaşkanı ile çekilmiş fotoğrafı var. O gün orada yüz bin kişi gitmiş, lakin yüz bin kişi burada değil, keşke gitmeseydi. Sadece merakından gitmiş ve gittiği için de çok pişman. Gençlerin önünün kesilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu aşamada serbest bırakılmasını, hakimliğiniz aksi kanatte ise adli kontrol altına alınmasını talep ederiz.”
7 kişi “kaçma şüphesiyle tutuklandı”, bir genç serbest
İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, 7 gencin İstanbul Valiliği’nin 23 Mart tarihli yasak kararına uymayarak izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşüne katıldıklarını, kolluk kuvvetlerinin uyarılarına rağmen dağılmadıklarını ve sloganlarla Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiklerini belirtti.
7 gencin kaçma şüphesiyle tutuklanmasına karar veren mahkeme, sadece Sabancı Üniversitesi’nde okuyan ve avukatının “Müvekkilin babası, ülkemiz için milli firkateynleri üreten firmalardan birisinin CEO’sudur. Babasının cumhurbaşkanı ile çekilmiş fotoğrafı var” şeklindeki savunma yaptığı 24 yaşındaki gencin adli kontrol şartıyla tahliye edilmesine karar verdi. Hakimliğin kararında şu ifadelere yer verildi:
“Şüpheli M.A.A. yönünden, her ne kadar şüpheli ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ ve ‘kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama’ suçlarını işlediği iddiasıyla tutuklanması istemiyle hakimliğimize sevk edilmişse de mevcut delil durumuna göre bu şüpheli yönünden tutuklama yerine adli kontrol tedbirlerinin yerinde ve ölçülü olacağı değerlendirilmiştir. Bu nedenle, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın şüphelinin tutuklanması yönündeki talebinin ayrı ayrı reddine, başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü değilse şüphelinin serbest bırakılmasına ve adli kontrol altına alınmasına karar verilmiştir.”