PKK kongresini topladı | Vahap Coşkun: “Türkiye için çok ciddi bir dönüşüm süreci başlıyor”

PKK, fesih ve silah bırakmak kararı için kongrenin 5-7 Mayıs tarihlerinde toplandığını duyurdu. Vahap Coşkun, Bahçeli’nin başlattığı süreçte bugün gelinen son durumu değerlendirdi. Vahap Coşkun, “Bunun, Türkiye için çok ciddi bir dönüşüm süreci başlatacağını düşünüyorum” dedi.

1 Ekim’de Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yanına Efkan Alay’ı da alarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda Dem Parti sıralarına gitti. Bahçeli ve beraberindeki sürpriz heyet DEM Parti grubunun elini sıktı. 22 Ekim’de Bahçeli bu kez Öcalan’ı meclise davet ederek silahları bırakma çağrısı yapmasını istedi. Bahçeli, Öcalan için umut hakkını gündeme getirdi.

Coşkun, “Bu süreçte genellikle bir sonuç çıkmayacağı söyleniyordu. İktidarın Kürtleri yine kandırma projesi olarak sunulduğu söyleniyordu. Öcalan’ın bir çağrı yapmayacağı deniliyordu. Ama bütün bunlar aşıldı” dedi.

PKK kongresini topladı

Vahap Coşkun, 27 Şubat’ta Öcalan’ın tarihi çağrısına değindi. Öcalan çağrısında “PKK kendini feshetsin” dedi. Öcalan, tüm gruplarını silah bırakmasını istedi ve “Tarihi sorumluluğu üstleniyorum” dedi. Coşkun bu çağrıyı hatırlatarak, “Bir iki gün içerisinde PKK bu çağrıya bütünüyle katıldığını söyledi. Bundan sonra, silah meselesi defteri kapatılmış oldu. Sonraki tartışmalar teknik tartışmalardı” dedi. Coşkun, “Tarafalar arasında sürekli diyalog, irtibat kanalının açık olduğunu anlıyoruz” dedi.

Coşkun, “Bunun, Türkiye için çok ciddi bir dönüşüm süreci başlatacağını düşünüyorum” dedi ve sözlerine şöyle devam etti, “Bahçeli, yapmış olduğu açıklamalarda, PKK’nin silah bırakmasından beklenen faydanın elde edilebilmesi için, Türkiye’nin aynı zamanda hukuki ve siyasi olarak bir takım adımlar atması gerektiğini net bir şekilde ifade etmişti. Silah bırakmanın tam anlamıyla sonuçlanabilmesi için devletin hukuki bir takım düzenlemeler yapması gerekiyor” dedi.

Coşkun, sözlerine şöyle devam etti: “Birden fazla sorun alanı var. Bunlara ilişkin bir paket içerisinde düzenlemeler yapılması gerekecek. PKK, içerisinde olup herhangi bir olaya karışmayan, olay kaydı olmayan, yönetim kadrosunda olan, davaları devam edenler var. Bunlara ilişkin olarak farklı düzenlemelere yönelik hazırlıklar var. DEM Parti ve Adalet Bakanlığının görüşmesi bu konuyla alakalı ilintiliydi”

Coşkun, toplumsal desteği değerlendirdi. Coşkun, “Toplumsal destek konusunda bir sıkıntı yaşamayacağımızı düşünüyorum. Son derece sıkıntılı geçen 10 yılın ardından bile yapılan ilk kamuoyu araştırmalarında toplumun %50’nin bu sürece destek verdiğini söylüyor” dedi.

Coşkun, süreçte yapılması gereken en önemli şey sürecin ciddi bir şekilde ilerlediğini, toplumda herkese kazandırdığını hissettirmek olduğunu söyledi.

PKK kongresini topladı | Vahap Coşkun: "Türkiye için çok ciddi bir dönüşüm süreci başlıyor"
PKK kongresini topladı | Vahap Coşkun: “Türkiye için çok ciddi bir dönüşüm süreci başlıyor”

Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir

Ruşen Çakır: Vahap Coşkun’la devam edelim. Vahap, merhaba. Sonunda oldu galiba.

Vahap Coşkun: Evet oldu. Başlangıçtan itibaren, yani 1 Ekim’den itibaren bu sürecin bir netice vereceğini savunan az sayıda insan vardı Türkiye’de. Bu süreçten genellikle bir sonuç çıkmayacağı ifade ediliyordu, yine iktidarın Kürtleri kandırma projesi olarak sunulduğu söyleniyordu. Öcalan’ın böyle bir çağrı yapamayacağı veya çağrı yapsa bile PKK’nin buna riayet etmeyeceği, bölgesel dinamiklerin buna izin vermeyeceği söyleniyordu; ama bütün bunlar aşıldı. Bence 27 Şubat’ta Öcalan’ın yapmış olduğu çağrıdan sonra PKK’nin tekrardan bir silahlı mücadeleyi yürütebilmesinin imkanı kalmamıştı; çünkü Öcalan orada hiçbir tevile yer bırakmayacak bir şekilde PKK’nin kendi misyonunu tamamladığını ve bundan sonraki süreçte artık kendisini devre dışı bırakması gerektiğini net bir şekilde ifade ediyordu. Hemen bir iki gün içerisinde PKK de “Biz Öcalan’ın çağrısına bütünüyle katılıyoruz” dedikten sonra bu silah meselesi defteri aslında bir nevi kapatılmış oldu. Ondan sonraki tartışmalar daha ziyade teknik tartışmalardı: Öcalan kongreye katılacak mı, katılmayacak mı, katılacaksa hangi yöntemle katılacak, kongre ne zaman toplanacak, toplandığında hangi kararlar alınacak, vesaire gibi. Ama bütün bunların hızlı bir şekilde ilerlediğini görüyoruz. Bu da tabii taraflar arasında sürekli bir diyaloğun, sürekli bir irtibat kanalının bize açık olduğunu ifade ediyor. Karar açıklanacak, yani kongre yapıldı, muhtemelen karar kısa bir süre sonra açıklanacak. Ben bunun Türkiye için çok ciddi bir dönüşüm sürecini başlatacağını, dönüşüm sürecinin kapısını araladığını düşünüyorum. Hem genelde Türkiye siyaseti açısından hem de özelde Türk siyaseti açısından ciddi değişim ve dönüşüme geçildiği bir dönemdeyiz.

Ruşen Çakır: Burada şeyi soracağım Vahap, sen hukukçusun ve bunun hukuki altyapısının oluşturulması gerekiyor herhalde değil mi?

Vahap Coşkun: Elbette elbette.

Ruşen Çakır: Çünkü binlerce kişi var örgüte mensup olan, değişik kademelerde, cezaevlerinde insanlar var, kayyum atanan belediyeler var, birçok ceza maddesi var kanunlarda, şunlar bunlar… Bunlar nasıl olabilir? Kademe kademe mi, hepsi birden mi? Bir de tabii bunların olabilmesi için toplumsal bir mutabakatın da iyi kötü oluşması lazım.

Vahap Coşkun: Evet. Ruşen abi, aslında bunun işaretlerini Devlet Bahçeli vermişti. Bahçeli, hatırlayacaksınız, yapmış olduğu açıklamalarda özellikle Türkgün‘deki yazılarında, PKK’nin silah bırakmasından beklenen faydanın elde edilebilmesi için Türkiye’nin aynı zamanda hukuki ve siyasi olarak da birtakım adımlar atması gerektiğini net bir şekilde ifade etmişti. Gerçekten silah bırakmanın sonuçlanabilmesi, tam anlamıyla gerçekleşebilmesi için devletin hukuki birtakım düzenlemeler yapması gerekiyor. Burada birden fazla tabii sorun var, sorun alanı var. Bunlara ilişkin muhtemelen bir paket içerisinde peyderpey düzenlemelerin yapılması gerekecek. Yani PKK içerisinde olup herhangi bir olaya karışmayan, olay kaydı bulunmayanlar var. PKK’nin içerisinde yıllarca yer alanlar var, yönetim kadrosunda olanlar var, PKK davasından mahkum olmuş olanlar, halen davaları devam etmekte olanlar var, vesaire. Bunlara ilişkin olarak muhtemelen farklı düzenlemelere yönelik hazırlıklar var. DEM Parti ile Adalet Bakanlığı’nın görüşmesi de bu hukuki altyapıyla çok yakından ilintiliydi. Orada kamuoyuna yansıyan, özellikle ilk etapta bu hasta hükümlü ve tutuklular için gerekli düzenlemelerin yapılması, infaz kanununda birtakım değişikliklerin eşitlik ilkesine uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi üzerine konuşulduğu söylenmişti. Bunların hepsi konuşuluyor, bunların hepsi yapılacak. Tabii hükümet, toplumsal desteği çok güçlü bir şekilde bulur, bunun kendisi için bir maliyet üretmeyeceği kanaatine gelirse çok daha kapsamlı, tek seferlik bir düzenleme de yapılabilir. Örneğin bir af düzenlemesi gerçekleştirebilir. Aslında dünya örneklerine baktığımızda, bu tür süreçlerin siyasi karar alıcıları çok önemli, siyasi irade çok önemli ama sürecin tamama ermesi için bir hukuki düzenleme de kaçınılmaz. Bundan sonraki süreçte en çok konuşacağımız konu bu. Toplumsal desteğe gelince, ben toplumsal destek konusunda bir sıkıntı yaşamayacağımızı düşünüyorum. Yani son derece sıkıntılı geçen 10 yılın ardından bile yapılan ilk kamuoyu araştırmaları, toplumun %50’sinden fazlasının bu sürece destek verdiğini söylüyordu. Şimdi PKK’nin silahlarını bıraktığı, kendini feshettiği bir atmosferde, çatışmaların olmadığı, ölümlerin meydana gelmediği bir atmosferde bu tür düzenlemeler toplumsal tabanlara çok daha fazla, daha rahatlıkla aktarılabilir. Bunu özellikle belirtmek lazım. İkincisi, bir de 2013-2015 sürecinden farklı olarak Meclis’te de uyumlu bir görüntü var bu konuda. Yani DEM Parti heyeti, biliyorsunuz, bu çözüm süreci bağlamında iki defa muhalefet partilerinin tamamıyla görüştü ve bu görüşmelerinde şu hususu net bir şekilde belirttiler: Bütün partiler bu sürece ilkesel olarak destek veriyorlar. Dolayısıyla Meclis’te de bu uzlaşmayı sağlamak geçmişe oranla daha rahat, daha mümkün. O nedenle iyi bir fırsat yakalanmış durumda. Yani hem toplumsal düzey açısından bakarsanız, hem Meclis siyaset düzeyi açısından bakarsanız, iyi bir vasat yakalanmış durumda. Bu ivmeyi kaybetmeden gerekli düzenlemeleri yaptığı takdirde, ben toplumun da buna destek vereceğini düşünüyorum.

Ruşen Çakır: Peki, son olarak şunu sormak istiyorum. Malum, başından itibaren bunu isteyen, savunanlara karşı değişik tezler öne sürüldü. Bu tezlerin en öne çıkanı, ‘‘bu olmaz, Kandil ayak sürür, şu yapar bu yapar, Öcalan istese bile Kandil olmaz der’’ dendi. Başka şeyler de söylendi. Yani fesih kararının olmayacağı üzerinden bir itirazlar vardı. Şimdi fesih kararı da çıktı. Bundan sonra yumuşak karnı ne olacak bu sürecin, bunu istemeyenler nereleri öne çıkartmaya çalışacaklar sence? Yani bu sürecin zayıf noktaları, üzerinde spekülasyon yapılabilecek yerleri ne olabilir?

Vahap Coşkun: Önemli tartışmalardan bir tanesi, geçmiş çözüm sürecinden kalan tartışmalardan bir tanesi de o, işte demokrasiyle barışı karşıt konumlandırma tavrı. Yani bu ikisi sanki birbirinden farklıymış gibi konumlandırma tavrı, buna bundan sonra da devam edilebilir. Bu önemli bir unsur. Oysa bu ikisini birbirinden farklı düşünmemek, birbirini destekleyecek unsurlar olarak düşünmek ve bunun üzerinden bir dil geliştirmek lazım. Çok açık, çok net bir soruyu soralım kendimize: PKK’nin silahlarının olmadığı bir Türkiye, demokratik mücadele için daha uygun bir Türkiye midir, yoksa daha kötü bir Türkiye midir? Hiç kuşkusuz, PKK’nin silahlarının olmadığı bir Türkiye, demokratik mücadele açısından son derece önemli olan hususlardan bir tanesidir. İkincisi, demin de konuştuk, birtakım hukuki düzenlemelerin yapılması bekleniyor. Bu hukuki düzenlemelerde birtakım gecikmeler olursa eğer, buradan da sürecin akamete uğratılmasına yönelik bir dinamik harekete geçirilebilir. Bu nedenle zaman yönetimi burada oldukça önemlidir. Tarafların oluşmuş bu havayı dikkate alarak, daha güven arttırıcı adımları, yani hem siyaset düzleminde hem toplum düzleminde güven arttırıcı adımları bir an önce atması ve hukuki düzenlemeleri yapması gerekiyor. Bu bozucu unsurların etkilerini azaltmak veya onları cüretlerinden arındırmak için yapılması gereken en önemli şey, sürecin ilerlediğini, sürecin ciddi bir şekilde ilerlediğini ve bunun toplumda herkese kazandırdığı hissiyatını topluma yansıtmaktır. Bu da tarafların ciddi bir çaba sarf etmesini gerektiriyor. Dış dinamikler de dikkate alınabilir. Yani bir önceki çözüm sürecinden farklı olarak, yine orada bölgesel dinamikler çok değişti. Örneğin ilk süreçte İran’ın bozucu etkisinden çok ciddi bahsediliyordu ama şu anda o kadar etkili olmadığı düşünülebilir. Ama Suriye’de olumsuz bir gelişme meydana geldiğinde, bunun Türkiye’deki sürece olumsuz bir şekilde yansımaması için de bir dil üretilebilir. O nedenle bütün bu noktalarda, hem içte hem dışta tarafların dikkatli olması gerekiyor.

Ruşen Çakır: Ama oldu diyelim.

Vahap Coşkun: Evet, yani silah en önemli adımdı. Bu karar verildi. Bundan sonra elbette ki her şey güllük gülistanlık yürümeyecek, bu dünyada da böyle. Ama bu aşılması gereken en önemli adımdı. Bundan sonra bu irade devam ettiği müddetçe, ben diğer sorunların üstesinden geleceğimizi düşünüyorum. Orada ciddi bir problemle karşılaşmayacağız.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.