CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Antalya’da “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde konuştu. Kepez Turgut Özal Kapalı Spor Salonu önünde düzenlenen mitingde Ekrem İmamoğlu’nun da mesajı okundu. Özel, bir Yörük dedenin kendisine söylediği sözleri paylaştı: “Hiçbir zalim çoban yıldızını söndüremez. Toroslar gibi dik dursun Ekrem.”
CHP’nin “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” miting serisinin yeni durağı Antalya oldu. Kepez Turgut Özal Kapalı Spor Salonu önünde saat 18.00’da başlayan mitingde CHP Genel Başkanı Özgür Özel halka seslendi. Miting alanındaki vatandaşlar “Tayyip istifa” sloganları attı.
CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu’nun mektubunu okudu.
“Bu yürüyüşte, hiçbir vatandaş yalnız değil”
İmamoğlu mektubunda şöyle dedi:
“Merhaba Antalya! Kadınlara, gençlere, emeklilerimize, bu topraklara, bu Cumhuriyet’e gönül veren herkese selam olsun.
Zaman zaman toplumlar bir eşikten geçer. İşte biz de o eşiğin tam ortasındayız. Ya yönümüzü adalete, liyakate, ortak akla çevirip yeni bir sayfa açacağız, ya da mevcut düzenin bizi içine çektiği belirsizliğe zamanla mahkûm olacağız.
Bugün ülkemizde en çok yıpranan değerler başında adalet duygusu geliyor. Haksızlığa uğrayanlar her geçen gün artıyor. Hakkını arayanlar ise suçlu gibi gösteriliyor. Oysa bir toplumun ayakta kalabilmesi için önce hukuka, sonra birbirine güvenmesi gerekir. Bu güven kaybı olduğunda ne ekonomistler, ne siyaset ahlakı kalır. Ne de insanlar birbirine tutunabilir. Biz bu güveni yeniden inşa etmeden hiçbir kalıcı çözüm bulamayız. Çünkü adalet sadece mahkeme salonlarında değil, tarlada, okulda, iş yerinde, sokakta, hayatın her alanında vardır ve olmalıdır.
İşte biz bu mücadeleye, bu ülkenin insanlarına hak ettikleri huzuru, adaleti ve refahı kazandırmak için yola çıktık. Ancak yürüyüşümüzü kumpaslarla, yargı darbeleriyle durdurmak için yapmadıklarını bırakmıyorlar. Ancak bilsinler ki bizi de bu milleti de yıldırmazlar. Kumpaslarına da zulümlerine boyun eğmeyeceğiz. İşte iktidar buradaki haykırışları görmeli. Ön seçim kampanyası için sizlerle buluştuğumda söylemiştim.
Bu mücadelede Antalya’nın yeri ayrı. Çünkü Antalya sadece bir şehir değil, tarımın, turizmin, teknolojinin geliştiği bir potansiyel alan. Aynı zamanda çevresindeki illerle birlikte bir kalkınma kuşağı oluşturabilecek bir güce sahip. Ancak bu büyük potansiyele rağmen doğru planlamalar yapılmadığı için Antalya’nın zenginliği, Antalya’ya refah getirmiyor. Bir tarafta milyonlarca turiste ev sahipliği yapan oteller var. Öte yanda kira ödeyemeyen insanlar ve aileler var. Destek bulamayan çiftçiler, diğer yanda atıl bırakılmış yatırım alanları.
Bu çelişki tesadüf değil. Yanlış tercihlerin, günübirlik politikaların ürünüdür. Biz Antalya’ya çevresindeki tüm illeriyle bütüncül bir kalkınma planıyla bakıyoruz. Bölgesel eşitsizliği giderecek, üretimi destekleyecek, teknolojiyi geliştirecek bir yol haritamız var. Kaynakların sadece bir kesime değil, tüm toplumun refahına hizmet ettiği, gençlerin göç etmek zorunda kalmadığı bir Antalya hayal ediyoruz.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Bu büyük dönüşüm için ihtiyacımız olan tek şey yeni bir yönetim anlayışı ve güçlü bir toplumsal dayanışma ruhudur. Demokrasi sadece seçimlerle değil, her gün yeniden kurulması gereken ortak bir yaşam kültürüdür.
19 Mart’tan bu yana siz, meydanlarda demokrasi tarihinin anlamlı duruşlarından birini gösteriyorsunuz. Bu demokrasi nöbetlerinde, adalet buluşmalarında, bir yandan millet olmanın gereği olarak dayanışıyoruz ama aynı zamanda yeni bir yönetim anlayışının ve halkla omuz omuza yürüyen bir siyaseti hep birlikte üretiyoruz.
Demokrasi nöbetleriyle büyüyen bu yürüyüşte, hiçbir vatandaş yalnız değil. Çünkü biliyoruz; bu ülke, bu halk, bu topraklar daha iyisini hak ediyor. O günlere hep birlikte kavuşacağız. Kimseyi geride bırakmayacağız. İnatla, cesaretle, umutla mücadele etmeye devam edeceğiz, her şey çok güzel olana kadar. O zamana dek mücadeleye devam. Önümüz bayram, bu vesileyle hepimizin, tüm İslam âleminin Kurban Bayramı’nı kutluyorum.”
Özel’den Erdoğan’a: “Zulmünün sonu geliyor”
Özgür Özel, konuşmasına “zalimin zulmünden” Antalya’ya sığındığını söyleyerek başladı. Mitinge katılanlara “Size geldik, siz bize geldiniz” diye seslenen CHP lideri, birlik mesajı verdi, “Biz bugün Antalya’ya ‘ben, ben’ demeye değil, ‘biz’ demeye geldik” diye konuştu.
Yörük dedenin Ekrem İmamoğlu mesajını iletti
CHP lideri Özel, İmamoğlu için bir mesaj aktardı. Özel, bir Yörük dedenin kendisine söylediği sözleri paylaştı: “Hiçbir zalim çoban yıldızını söndüremez. Toroslar gibi dik dursun Ekrem.”
Özel, bu mesajı miting alanından İmamoğlu’na iletti. Kepez Meydanı’ndaki kalabalığa dikkat çeken Özel, “Ekrem Başkan, Kepez Meydanı’nı görüyor. Peki Erdoğan sen görüyor musun?” diye sordu.
“Sen üzerimize yürüdükçe omuzlarımıza yeni omuzlar ekleniyor”
Özel, Erdoğan’ı doğrudan eleştirdi, “Sen dalga dalga operasyonlarla milleti korkutacağını sandın. Sen rakiplerini hapse atarak kazanabileceğini sandın” dedi.
“Sen tehdit ettikçe bu meydanlar doluyor” diyen Özel, “Sen üzerimize yürüdükçe ayaklarımıza yeni ayaklar, omuzlarımıza yeni omuzlar ekleniyor. Bu millet asırlık kazanımlarına sahip çıkıyor” diye konuştu.
19 Mart operasyonunu “sivil darbe” diye niteledi
Özel, yaşanan gelişmeleri yine “darbe” olarak tanımladı, “Yaşadıklarımızın adını doğru koymak lazım. Dünyada iki tane darbe var. Birini askerler birini siviller yapar. 19 Mart darbesi de aynı diğerleri gibi bir darbedir” dedi. Özel, bu kez askerlerin değil, “rakibinden korkan birisi”nin darbenin arkasında olduğunu öne sürdü.
Erdoğan’a “cunta başkanı” suçlaması
Özel, Erdoğan seslendi, “Çoklu makam bozukluğu yaşayan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı, parti başkanlığı gibi şapkalarına bir de cunta başkanlığını eklemiş” dedi.
CHP Genel Başkanı Özel, darbenin unsurlarını şöyle sıraladı: “Bu darbenin karargahı Beştepe, silahı yargı, mühimmatı da iftira.”
Özel, bu operasyonlara karşı 81 ilde ses yükselttiklerini belirtti.
“Adayımı bırak, sandığımı getir” çağrısı
Miting alanından Erdoğan’a doğrudan seslenme yapan Özel, “Ey Erdoğan, ben milletim, milli iradeyim” dedi. CHP lideri, temel talebini şu sözlerle dile getirdi: “Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Adayımı bırak, sandığımı getir.”
Özel, İmamoğlu’nun sandıkta yarışacağını vurgulayarak, “Cesaretin varsa karşımıza çıkacaksın. Zulmünün sonu geliyor. Millet kararını verdi, Ekrem İmamoğlu geliyor” dedi.
Son ihtar: “Seni indireceğiz”
CHP Genel Başkanı Özel, Erdoğan’a “tarih önünde son ihtar”ını yöneltti. Özel, “kumpaslar ve yargı talimatları” konusunda uyarılarda bulundu.
Özel, “Çünkü bu sefer yaptıklarını bırakmayacak. Ekrem Başkan yanına bırakmayacak, seni indireceğiz. Onu o makama mutlaka getireceğiz” diye konuştu.
Erdoğan’ın geçmişte birçok soruşturmayla muhatap olduğunu söyleyen Özel, “Hatırlayın, terörle, yolsuzlukla, çete kurmakla yargılandı. Ama bir günden bir güne kapısına polis yollanmadı. Bir gün tutuklu yargılanmadı. TRT ekranlarında üzerine yalanlar, iftiralar boca edilmedi. Pankartları yasaklanmadı, geceleri duvarlardan sökülmedi. Cezaevindeyken şiir albümü çıkardı. Ziyaretçi kısıtına gidilmedi. Ziyaretçi rekoruyla övündü. Ancak Erdoğan kendisine yapılamanı rakibine yapıyor. Kendisine yapılmayan zulmü Ekrem Başkan’a yapıyor. Dünün mağduru olan Erdoğan, artık bugünün zalimidir” diye konuştu.
“Sen savcı mısın, mafya mısın?”
Özel, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i de hedef aldı:
“Bilinsin ki kurulan kumpas, FETÖ dönemleri kadar kirlidir. Yargı yine talimatlıdır, kararlar yine sipariştir. Tanıklar yine gizlidir. Dosyalar yine boştur. İftiralar yine zehirlidir. 74 günün sonunda köşeye sıkıştılar. Panik evresindeler. Bundan çıkabilmek için ‘iftira at kurtul’ politikasına geçtiler. Daha önce kadın tutukluları tehdit ettiler deşifre ettik. Şimdi son bir tutukluyu cezaevinden kimseye haber vermeden, avukatı olmadan savcılığa götürüp iftiracılığa zorladırlar. Tehdit ettiler, ‘Ekrem Başkan’ı suçlamazsan içeride çürürsün’ dediler. Buradan o başsavcıya, adınla soruyorum ‘Ey Akın Gürlek. Sen savcı mısın, yoksa mafya mısın?’ Boş olan dosyanı iftiralarla doldurmak için bu yollara nasıl başvurursun.”