Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kırk beş santimetre uzunluğunda ve ağaçta yaşayan yeni bir sıçan türü keşfedildi

Pasifik Okyanusu’nun güneyindeki Solomon Adaları’nda anneler ve babalar, çocuklarına garip sıçanlarla ilgili şarkılar, tekerlemeler söylerler. Bir tekerlemede iki sıçan -Kamare ve Isıku- çocukların göğsüne tırmanır, koltukaltlarına zıplar ve tekerlemenin sonunda anne babalar çocukları gıdıklar. Çocuklara Kamare’nin kocaman bir sıçan olduğu söylenir. Memeli hayvan türleri uzmanı Tyrone H Lavery bu tekerlemeyi, Solomon Adaları’nda çok büyük bir sıçan türünü ararken öğrenmiş.

Nadir bulunan hayvan türlerini barındırmasıyla ünlü Solomon Adaları’nda 80 yıl sonra yeni ve alışılmışın çok dışında bir sıçan türü keşfedildi. Journal of Mammalogy dergisinde bugün yayınlanan makaleyle keşfi duyurulan bu sıçanın çok nadir bulunduğu ve neslinin tükenmekte olduğu tahmin ediliyor.

fare2

Sıçan türünü keşfeden memeli hayvanlar uzmanı Tyrone H Lavery, varlığından emin olmadığı bu sıçanı yıllardır arıyordu. Yıllar önce doktora öğrencisiyken gittiği Solomon Adaları’nın bir parçası olan Vangunu adasında, eski volkan kalıntıları üzerindeki bir ormanda birlikte ateşin çevresinde oturduğu adanın yaşlılarına, ormanda ne bulabileceğini sordu. Yaşlı köylüler ona ağaçlarda yaşayan ve çok sert kabuklu yemişleri çiğneyebilen, Vika diye adlandırdıkları sıçanı anlattı. Günlerce ve gecelerce palmiyeler arasında bu sıçanı arayan Lavery, tam da köylülerin bahsettiği gibi delinmiş sert yemiş kabukları buldu. Sonunda bir gün kafasını kaldırıp gökyüzünü kapatan ağaçlara baktığında, bir anlığına iki sıçan gördü. Lavery o anı “Bugün bile o gördüklerimin Vika olduğundan emin değilim. Fakat bunu görmek bu sıçanları bulabileceğimizi düşünmeme yetti” diye anlatıyor.

yemiş

Lavery Avustralya’ya dönüp üniversitede araştırdığında, Vika’nın köyde bir söylentiden fazlası olduğunu anladı. Vika, 1990’larda bir antropologun bölgedeki kelimeleri listelediği sözlükte yerini almıştı ve şöyle tanımlanıyordu: “Hindistan cevizi yiyen çok büyük bir sıçan”.

Vika’nın peşindeki Lavery, 2011 yılında adaya döndüğünde bu kez ormanda büyük bir dışkı buldu. Laboratuvar sonuçlarına göre dışkıda sert kabuklu yemişler ve kemirgen kılı vardı. Bunun üzerine Lavery o yağmur ormanına beş yıl boyunca defalarca gitti. Köylüler de Lavery’yi misafir etmekten memnundu. Çünkü köyleri adada henüz ağaç kesimiyle yağmalanmamış çok az yerden biriydi ve köyü korumak istiyorlardı. Dolayısıyla bu hayvanın varlığının belgelenmesi onlar için de önemliydi. Fakat ne yazık ki Lavery yıllarca Vika’nın varlığına ilişkin yeni bir kanıta rastlamadı. Bu sırada köyde ağaçlar kesilmeye başlamıştı.

Vika’yla ilgili uzun süre yeni bir iz bulamayan Lavery, o dönemde Vika’nın varlığından şüphe etmese de neslinin tükenmiş olabileceğinden endişeleniyordu, ta ki 2015’e kadar. Lavery Avustralya’dayken adadan bir telefon aldı. Köyde ağaç kesimi sırasında yere düşen bir ağaçtan büyük ve kahverengi bir şey fırlamıştı. Ağaç kesenler Avustralyalı bir bilim insanının uzun süredir Vika’yı aradığını biliyordu. Köyde Vika’nın söylentisi yayılmış ve Lavery’nin iki arkadaşı, hayvanı yakalamayı başarmıştı. Hayvan erişkin görünüyordu, ağaç kesimi veya kovalamaca sırasında kuyruğunun bir kısmını kaybetmişti. Kırk beş santimetre uzunluğunda, yaklaşık bir kilogram ağırlığındaydı. Genç köylüler daha önce hiç böyle bir şey görmediklerini söylüyorlardı fakat yaşlılar tanıdı, bu Vika’ydı.

Ekran Alıntısı

Lavery hemen Vika’nın laboratuvara taşınmasını ayarlamak için işe koyuldu. Fakat Vika, yaraları yüzünden çok kısa sürede öldü. Köylüler Vika’yı bir koruyucu olmaksızın taş zeminli bir mezara gömdüler. Vika’nın bedeni, Lavery’nin bir arkadaşı onu alıp Queensland’deki bir müzeye götürmeden önce 10 günde çürüyüvermişti. Geriye bir tek kemikler, kıllar ve kuyruk kaldı, fakat bunlar Vika’nın varlığını kanıtlamak için yeterliydi.

Vika’nın pençeleri, uzun dişleri, kılları ve kuyruğu incelendi. Vika şu ana kadar Solomon Adaları’nda görülmüş bütün sıçanlardan çok daha büyük ve farklıydı. Sonunda Vika’nın yeni bir tür olduğu konusunda karara varıldı.

Lavery, Vika’nın nadir görüldüğünü ve ağaç kesimleri yüzünden tehdit altında olduğunu düşünüyor. Bu yüzden onun tehlikede olan türler listesinde yer alması için çalışacak. Öğrenciliğinden beri peşinde olduğu Vika’yı sonunda bulan Lavery şimdi de Solomon Adaları’ndaki başka bir adada varlığını sürdüren başka bir söylentinin peşinde: Malaita’nın canavar sıçanı Kwete.

Kaynaklar: The Washington Post, Journal of Mammalogy

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.