Global Witness gözlem grubunun yayınladığı yeni bir rapora göre bu yıl rekor sayıda çevre aktivisti öldürüldü.
Rapora göre, öldürülen aktivist sayısı en az 207. Cinayetler içinde en büyük pay, Latin Amerika ülkelerine ait.
Raporda, hükümetlerin bu cinayetlere göz yumduğu ve katilleri cezasız bıraktığı vurgulanıyor. Öldürülen her 4 aktivistten biri ise yerli hakları savunucusu. Latin Amerika’da yerli gruplar ile hükümetler baraj inşaatları, orman tahribatı, maden projeleri ve siyasi haklar konusunda sık sık karşıya karşıya geliyor.
Honduraslı aktivist Berta Cáceres örneği aslında meseleyi özetliyor. Yerli aktivisti Cáceres 2016 yılında Agua Zarca barajının inşaatına karşı çıktığı için öldürüldü. Mart 2018’de polis cinayetle ilişkili olduğundan şüphelenilen 9 kişiyi gözaltına aldı. Bunlardan dördünün orduyla ilişkisi olduğu ortaya çıkarıldı. Şüphelilerden biri ise barajı inşa eden şirketin başkan yardımcısıydı.
Cinayetlerin çoğundaki ortak özellik, büyük şirketlere direnen aktivistlerin güvenlik güçlerince öldürülmesi.
Ölümlerin pek çoğunda hükümetin sorumluluğu olduğu iddia ediliyor. Rapora göre cinayetlerin 30’u ordu, 23’ü de polis tarafından gerçekleştirildi.
Filipinler ise cinayetlerin yoğunlaştığı bir diğer coğrafya. Militarist lider Rodrigo Duterte seçildikten sonra ülkede insan hakları ihlalleri ciddi ölçüde arttı. Aralık 2017’de Tabloi-manubo topluluğunun yaşadığı Lake Sebu kasabasına ordu güçlerinin saldırısında, topluluktan 8 kişi öldürüldü, 10 kişi kayboldu ve 200 kişi bölgeden kaçmak zorunda kaldı. Topluluk, kutsallık atfettikleri bir araziye 300 hektarlık kahve plantasyonu kurulmasına karşı çıkıyordu.
