İngiltere’nin ITV2 kanalında, 2015’ten bu yana yayınlanan “Love Island (Aşk Adası)” adlı romantik reality show 4. sezonu ile İngilizler arasında fenomen haline geldi. İngiltere’nin çeşitli bölgelerinden gelen 20 kişilik bir grup, sekiz hafta boyunca İspanya’nın Majorca adasında bir villada yaşamaya başlıyor. İlk haftalarda, yarışmacıların hemen çift olması bekleniyor. Haftalar süren yarışmada, çiftler arasındaki gelişmeler ve tartışmalar ise medyanın ve magazinin en önemli konusu haline geliyor.
“Love Island (Aşk Adası)”, milyonlarca izleyiciyi küçük bir televizyon kanalına getirerek, Parlamento’dan İngiliz barlarına, toplumun her kesiminde izlenir hale geldi. Kısa bir sürede ise İngiltere’nin fenomen reality show’una dönüştü. 30 Temmuz’da sezon finali olan “Love Island” İngiltere’de üç milyon izleyiciye ulaştı ve bu da onu nispeten küçük bir yayıncı olan ITV2’de İngiltere’nin en çok izlenen şov haline getirdi. Çiftler 50.000 £ ödülü için yarışıyorlar.
The New York Times yazarı Eva Wiseman, Love Island’ın İngiltere halkının cinsiyet konusunda anlayışını nasıl ortaya koyduğunun önemi üzerinde duruyor. Wiseman, Hollywood’a başlayan taciz skandallarının etrafında şekillenen #meToo protestolarının,2018 yılı boyunca ortaya çıkanlar neticesinde “post-#meToo” dönemine nasıl bir geçiş yaşadığını görmek için önemli olduğunu vurguluyor. “2018 yılı içinde reality showlar ile politika arasında gördüğümüz, aslında bir tezatlık değildir; tandem olarak görülebilir.” Wiseman, reality show’un İngiltere’nin toplumsal cinsiyet anlayışını ve cinsel kaygılarını ortaya koyduğunu iddia ediyor.
