Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Çin’in BM’deki ağırlığı artıyor

Yıllardır Birleşmiş Milletler’de fazla aktif olmayan Çin, örgütte daha fazla inisiyatif almaya başladı. BM bütçesindeki payını artıran Çin’in en büyük amaçlarından biri de insan hakları yerine ulusal egemenlik etrafında şekillenen bir dünya görüşünü güçlendirmek.

Guardian’ın haberine göre bu haftaki BM Genel Kurulu’nda Trump’ın çıkaracağı gürültü merak edilse de pek çok Batılı diplomatın gözü Çin’in üzerinde olacak. Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nden Richard Gowan, “Çin’in etkisinin on yıllardır artışta olduğunu fakat son birkaç yılda iyice hızlandığını” söylüyor. Gowan ayrıca, Çin’in BM’de ABD’den boşalan yeri doldurma amacında olduğu görüşünde: “Ticaret ve insan hakları komitelerinde Amerikalıların etkisi azalıyor. Çok da ilgili değiller. Çinliler ise tam aksine pek çok görüşmede ağırlığını koyuyor.”

Çin aslında aktardığı kaynakları artırmasıyla BM’de daha fazla söz hakkı sahibi oldu. “Korumacı müdahale yükümlülüğü” gibi kavramlar konusunda gayet hassas olan bir ülke olan Çin, barış gücü görevlerine de daha aktif katılmaya başladı. 2013’te sadece yüzde 3’lük bir katkısı olan Çin şu anda, barış gücü bütçesinin yüzde 10,25’ini sağlıyor ve önümüzdeki 5 yılda 1 milyar dolar daha katkıda bulunma taahhüdünde bulundu. Çin şimdiye kadar 8 bin askerini barış güçlerine katılmak üzere eğitmişken, ABD’nin BM Elçisi Nikki Haley, ülkesinin BM yardımlarını kesmeye başladığını açıkladı. Bu rakamlarla Çin, barış güçlerinde diğer dört BMGK kalıcı üyesinden daha fazla askere sahip.

Artan Çin ağırlığının getirdiği endişeler

Çin’in BM’deki rolünün artmasıyla diyaloğa ve konsensüse verilen önemin azalmasından, şeffaflık ve hesap verilebilirliğin zarar görmesinden korkuluyor. Çin 2013’te İnsan Hakları Konseyi’ne döndüğünden beri arka plan oyunculuğundan BM’nin insan hakları bütçesi üzerinde gittikçe daha çok söz sahibi bir aktöre dönüştü. Konseyin Mart 2015’teki oturumunda Çin; Suriye, Eritre ve Belarus gibi ülkelerle ilgili 35 girişimde bulundu.

Çin ile ABD zaman zaman Konseyde karşı karşıya geliyor. İlk karar tasarısını 2017’de sunan Çin’in, geçen martta sunduğu bir başka karar tasarısı, ABD’nin oyuyla reddedilmişti. Brookings Enstitüsü’nden Ted Piccone bu ay yazdığı bir makalede “ulusal güvenlik vurgusu yapan her iki tasarının, eyleme geçmek yerine diyalog ve iş birliği çağrısı yaptığı, kolektif insan hakları ve toplumsal istikrarı sağlama yolunda Çin modeli devlet merkezli kalkınmayı öne çıkardığı” yorumunda bulundu.

Avrupalı liderler için artan Çin gücüne karşı durmak ise, Trump yönetimi yüzünden artık daha zor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.