Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Feminist pornonun yolculuğu

France24, anaakım porno sektörüne karşı “feminist porno” adı altında üretilen alternatif pornografik çalışmaların dünden bugüne katettiği yolu haberleştirdi. 


Yazıda feminist pornonun ayırt edici yönleri arasında, anaakım porno sektöründe görülenin aksine ilişkilerin şiddete değil rızaya dayalı olması, vücut ölçülerinin daha gerçekçi olması, farklı beden tiplerine rastlanması, silikonlu memelere ve büyük penislere daha az vurgu yapılması gibi noktalara değinildi.  


Feminist porno adı altında ilk atılımlar 1980’lerde ABD’de görülmüş, söz konusu yapımlar mizojeniye (kadın düşmanlığı) karşı bir mücadele olarak yüceltilmişti; bu amaçla elini taşın altına koyanlar, meselenin “yalnızca erkeklerin eline bırakılamayacağını” savunuyordu. O günden bugüne feminist porno hayli ilerleme katetti. Berlin’deki feminist porno filmleri festivalinden ayağının tozuyla dönen 38 yaşındaki Fransız yönetmen Ovidie de mücadelenin neferlerinden biri. AFP’ye konuşan Ovidie’ye göre, geleneksel yetişkin filmleri “çoğunlukla aynı tip koreografiyi izliyor ve cinsiyetlere neredeyse hep aynı roller düşüyor: Erkekler kadınları domine ediyor.” Ovidie, kendi yapımı olan “Histoires de sexe(s)” ve “X-Girl contre Supermacho” gibi filmlerde kadınların obje konumunda olmadığını vurguluyor. 

“Feminen değil feminist”

Hareketin içinde yer alan Alman dilbilimci Laura Meritt’e göre pornografik bir yapımın “feminist” sayılması için uyması gereken belli kriterler var. Bunlar arasında tüm cinsel yönelimlerin arzularının, bunun yanı sıra fiziksel ve kültürel çeşitliliğin temsil edilmesi zorunluluğu bulunuyor. Mükemmel vücutlardan ve abartılı ölçülerden ibaret olmayan bu yapımlarda, ilişkilerin karşılıklı rızaya dayalı olarak gerçekleştirildiği ve oyuncuların istemedikleri pratiklere zorlanmadığı açıkça gösteriliyor.

2004 yılında feminist pornografik yapımlar için Blue Artichoke Films şirketini kuran Harvard mezunu 49 yaşındaki Amerikalı yönetmen Jennifer Lyon Bell, cinsellik alanını kadınların özgürlüğünü kazanması gereken bir alan olarak gördüğünü belirtiyor ve ABD’li feministlerin bu alanda geldiği noktayla övünüyor. 30 yaşındaki Fransız yönetmen Lucie Blush ise cinselliğin ticarileşmesine ve şirketleşmesine tamamen karşı olmaları dolayısıyla kendilerinden ayrılan feministlerin argümanlarına karşılık kendilerinin “anaakımla çok az bağlantıları olduğunu”, “festivaller ve kazanç yollarının çok farklı olduğunu, iki çevrenin çok nadir buluştuğunu” söylüyor. 

İlk feminist porno festivali 2006’da Toronto’da yapılmış, festivalde “feminist porno ödülleri” dağıtılmıştı. Ardından Lozan, Lizbon ve Sidney’den benzer haberler gelmişti. Geçen sonbaharda ise Berlin’de 10 bin kişinin katılımıyla, Avrupa’daki en büyük feminist porno filmleri gösterimi etkinliği yapıldı. 

Tüm bu ilerlemelere rağmen, konunun uzmanı olan gazeteci Camille Emmanuelle’e göre, bu gibi “etik pornografi” yapımları porno okyanusunda bir damladan ibaret. Feminist pornonun yaşadığı temel güçlüklerin başında finansör bulma sıkıntısı geliyor. Zira bu tür porno üretenler ekonomik model olarak abonelik sistemine dayanıyor.

Durum böyleyken, 2009 yılında İsveç Film Enstitüsü bir ilki gerçekleştirerek feministler tarafından çekilen 12 pornografik kısa metraj filmi desteklemişti. Almanya’da da Berlin’de aktif çalışan bazı sosyal demokratlar, feminist pornografik yapımların gençler için eğitim amaçlı kullanılabileceği görüşünü savunuyor. SPD Berlin Sorumlusu Ferike Thom da onlardan biri. Thom şöyle diyor: “Bizlere farklı cinsellikler gösteren bu alternatif pornolara ücretsiz erişebilseydik bu harika olurdu.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.