9 Eylül 2018’de düzenlenen genel seçimlerde merkez sağ ve merkez sol bloklarının oy oranlarının birbirine çok yakın olması nedeniyle İsveç’te beş aydır hükümet kurulamıyor. 16 Ocak’ta son kez hükümet kurma girişiminin yapılması kararlaştırılırken, İsveç’in en güvenilir politikacısı olarak görülen Merkez Parti (Centre Party) lideri Annie Lööf, bu sorunu çözecek kişi olarak görülüyor.
Son seçimlerde kadın milletvekillerinin parlamentodaki koltukların 161’ini kazanmasıyla bir rekora imza atan İsveç; Avrupa’nın birinci, dünyanın ise yedinci en yüksek kadın milletvekili oranına sahip ülkesi oldu. Ancak 2014’te gururla “dünyanın ilk feminist hükümeti”ne sahip olduğunu duyursa da, İsveç’in bu zamana kadar hiç kadın başbakanı olmamıştı.
Parlamentodaki 31 milletvekili ile ülkenin dördüncü en büyük partisi olan Merkez Parti’nin 35 yaşındaki lideri Annie Lööf –böyle bir hedefi olmadığını söylese de– ülkenin ilk kadın başbakanı olabilir. İsveç Demokratları Partisi’nin (Sweden Democrats) içinde bulunduğu herhangi bir koalisyona destek vermeyeceklerini duyuran Merkez Parti’nin oylarının çoğunluğu, İsveç’in bir önceki başbakanı ve Sosyal Demokrat Parti lideri Stefan Löfven’e gidebilir. Bu desteğin tek şartı ise Löfven’in İsveç Demokratları Partisi ile herhangi bir işbirliği yapmaması.
9 Eylül’den bu yana Löfven dört kez hükümet kurmayı denemiş ancak başarılı olamamıştı. 23 Ocak’ta düzenlenecek olan yeni seçimlerden önce son kez hükümet kurmayı deneyecek olan Löfven, Annie Lööf’ün desteğini kazanırsa başarılı olma ihtimali çok yüksek. Kulislerde konuşulan en güçlü ihtimallerden biri de, bu muhtemel başarının ardından Annie Lööf’ün başbakanlığa getirileceği yönünde.