Avusturya Şansölyesi Sebastian Kurz, Yeni Zelanda’da iki camiye saldırı düzenleyerek 50 insanı katleden 28 yaşındaki Brenton Tarrant’ın Avrupa’daki aşırı sağcı hareket Generation Identity ile bağları olduğunu söyledi.
Savcılık soruşturmasına göre, Generation Identity’nin Avusturya kolunun başındaki Martin Sellner, Yeni Zelanda saldırganı ile aynı adı taşıyan birinden 2018 yılında 1500 euro bağış aldı. Kurz yaptığı açıklamada, Yeni Zelanda saldırılarını düzenleyen Tarrant ile Avusturya’daki aşırı sağcı örgüt Generation Identity arasındaki bağlantıyı artık onaylayabildiklerini belirtti. Kurz bundan sonraki aşamada, bu yapılanmayı dağıtmak için gerekli adımları atacaklarını açıkladı.
Avusturya Şansölyesi Kurz “Bizim bu konuda tavrımız belli, ister radikal İslamcı olsun ister aşırı sağcı fanatikler olsun, bizim toplumumuzda yeri yok” dedi.
Savcılık soruşturması sonrası harekete geçen Avusturya polisi pazartesi günü Sellner’in evine baskın düzenledi. Baskında, Tarrant isimli birinden 1500 euroluk bağış aldığını gösteren bir e-mail bulundu. Sellner yaptığı açıklamada “Hiçbir terör örgütü ile bağlantısı olmadığını, bu bağışı pasif olarak aldığını söyledi.” Sellner “Her bağış yapan kişinin terörist faaliyette bulunup bulunmadığına bakamam” dedi. Soruşturmacılar şimdi Generation Identity ile Tarrant arasında bir suç bağı var mı bunu araştırıyor.
Avusturya güvenlik birimleri Tarrant’ın saldırıdan önce Avusturya’yı ziyaret ettiğini açıkladı. Ancak, saldırganın ziyareti sırasında aşırı sağcılarla görüşüp görüşmediği konusunda bir açıklama yapılmadı.
Generation Identity nedir?
Generation Identity hareketi son yıllarda Avrupa’da ve ABD’de giderek etkisini artıran, Fransa merkezli aşırı sağcı bir hareket. Küresel alt-right (aşırı sağ) hareketin bir parçası olarak görünüyorlar. Hareketin üyeleri beyazların üstünlüğünü savunurken Avrupa, ABD ve beyazların çoğunlukta olduğu yerlerde çeşitli hükümet politikaları aracılığıyla beyazların azınlığa düşürülmeye çalışıldığını belirten bir komplo teorisine inanıyor.
Bu açıdan hareket, göçmen karşıtı bir çizgide kendini konumlandırıyor. Ancak aynı zamanda kürtaj gibi önemli tartışma konularında muhafazakâr kanadın yanında yer alıyor. Hareket ilk olarak 2012 yılında Fransa’da bir grup aşırı sağcının Poitiers’de bir camiyi işgal etmesiyle gündeme geldi. Polis tarafından tutuklanmadan önce altı saat boyunca camiyi işgal eden grubun üyeleri daha sonra çokkültürlülüğe savaş ilan ettiklerini belirten bir manifesto yayınladı. Manifestoda Müslümanların göçüyle ilgili referandum yapılması talep ediliyordu.
Hareket geçtiğimiz yıl da “Avrupa’yı Savun” (Defend Europe) adıyla bir kampanya düzenledi. Yaklaşık 50 bin euro bağış toplanan bu kampanyanın amacı, Akdeniz’de göçmenleri kurtaran gemileri rahatsız etmekti.
Fransız analist Robin D’Angelo, Generation Identity’nin bir tür medya gerilla savaşı izlediğini söyledi. D’Angelo, “Hareket basında olabildiğince konuşulma kaygısı güdüyor. Bu olduğu müddetçe etkilerini topluma yaydıklarını düşünüyorlar” dedi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Hareket, Avrupa’nın birçok yerinde örgütlenmiş durumda. Daha önce bu hareketin üyelerinin Nazi selamı verip, Müslüman göçmenlere saldırdığını gösteren görüntülerin olduğu da belirtiliyor.
Daha önce Medyascope.tv’de yaptığımız haberlerden birinde bazı ABD’li milyarderlerin ve ABD Başkanı Donald Trump’ın eski başdanışmanı Steve Bannon’un Avrupa’da aşırı sağcıları finanse ettiğine ve örgütlenmelerine yardımcı olduklarına dikkati çekmiştik.
