Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Bir Nazi’nin hatıra defterindeki imzayla aydınlanan Kudüs gezisi

Agence France-Presse’in (AFP) haberine göre, üst düzey Nazi yetkililerden Leopold von Mildenstein’ın 1933’te Kudüs’ü ziyaret ederken İsrail Milli Kütüphanesi ziyaretçi defterine attığı imza gün ışığına çıktı.

Leopold von Mildenstein’ın defterdeki imzası, tarihçilere göre Nazilerin kendi deyimleriyle “Yahudi sorunu”yla nasıl baş edecekleri konusundaki düşüncelerinin nasıl evrimleştiğinin bir göstergesi.

İsrail Milli Kütüphanesi tarafından Yahudi Soykırımı Anma Günü vesilesiyle ortaya çıkarılan imzanın sahibi Mildenstein, 1933’te o zamanlar İngiliz mandası altında olan Filistin’i, Almanyalı bir Yahudi olan arkadaşı Kurt Tuchler ve eşleriyle birlikte ziyaret ediyordu.

Mildenstein eşiyle dans ederken.

Habere göre ziyaret, Yahudileri “anavatan”larına gönderip “Yahudi sorunu”nu kökten çözmenin yollarını açmak amacıyla gerçekleştirildi.

Mildenstein sonrasında SS’lerin Yahudilerle ilgilenen bölümünün başına getirilecekti.

Mildenstein’in ziyareti ve Tuchler’le arkadaşlığı bir sır değildi, fakat imzası ve bir Yahudi kültür merkezine ziyareti şimdiye dek bilinmiyordu.

İsrail Milli Kütüphanesi’nin Almanca koleksiyonunun sorumlusu Stefan Litt, birkaç ay önce Mildenstein’ın adını karşısında gördüğünde çok şaşırdığını belirtti.

AFP’ye konuşan Litt, Mildenstein’a evsahipliği yapan üretken yazar ve ateşli Siyonist Moşe Yaakov Ben Gavriel hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalıştığını söyledi.

Litt’e göre Ben Gavriel, 1933’te iktidara geldikten sonra Yahudileri kamusal hayattan dışlamaya çalışan Nazi partisinin bir üst düzey yetkilisinin varlığı hakkında “ne düşüneceğini bilmediğini” anlattı.

Kendi yazdıklarına göre Ben Gavriel, kimi ziyaretçiler gittikten sonra diğerleri kalıp Mildenstein’la sohbet etmiş. Ben Gavriel, Mildenstein’ın “devam eden inşaat hakkında epey heyecanlı olduğunu, hatta az da olsa İbranice konuşmaya ve kültürlü biri gibi davranmaya çalıştığını” yazmış.

Mildenstein 1936’da, SS’lerin Yahudi işleri sorumlusu olarak yerine soykırımın tasarlayıcılarından Adolf Eichmann atanana kadar, Yahudilerin İngiliz mandası altındaki Filistin’e gönderilmesini savunmaya devam etti.

Bir uzmana göre, SS’i terk eden fakat Nazi partisi üyesi olmaya devam eden Mildenstein ve Siyonist hareketin ilginç bir şekilde ortaklaşabildiği noktalar bulunuyor.

Kudüs İbrani Üniversitesi’nden Tarih Profesörü Moşe Zimmerman Nazilerin “Yahudileri göç yoluyla kendi deyimleriyle uzaklaştırmak istediklerini” belirtti:

“Siyonistlerle göç konusunda oldukça kolay bir biçimde işbirliği yapabilirlerdi.”

Asıl değişim, 1939’da İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla ve Nazilerin Doğu Avrupa’yı işgaliyle geldi. Zimmerman, “İşte o zaman daha geniş çaplı bir ‘çözüm’e ihtiyaç duydular” diyor, “Savaşa kadar ‘Yahudi sorununun çözümü sadece Almanya Yahudileri için geçerliydi. Savaş başladıktan sonra başka yerlerdeki Yahudiler için de ‘çözümler’ düşünmek zorunda kaldılar.”

Arşivci Litt, Mildenstein’ın imzasının ve Tuchler’le arkadaşlığının “tarihin aslında asla siyah ve beyazdan ibaret olmadığını gösteren bir öykü” olduğunu söylüyor.

“Arada gri olan pek çok şey var.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.