Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Akademisyenlere destek olan hak savunucuları hâkim karşısına çıktı: Beraat talepleri reddedildi

Barış Akademisyenleri’ne destek olmak için kendilerini savcılığa ihbar eden hak savunucularından Arat Dink ve Bülent Deniz, bugün hâkim karşısına çıktı. İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan iki duruşmada da derhal beraat talepleri reddedildi, duruşmalar ertelendi. 

Prof. Gençay Gürsoy, Rakel Dink, Delal Dink, gazeteci Nevzat Onaran, müzisyen ve hak savunucusu Şanar Yurdatapan ve akademisyenler de duruşmaları takip etmek için salondaydı. Terör örgütü propagandası suçlamasıyla Barış Akademisyenleri’nde olduğu gibi tekil davalarla yargılanan hak savunucularından ilk olarak Bülent Deniz yargılandı. Deniz’in derhal beraat talebi reddedildi. Duruşma savunmasını hazırlaması için 17 Ekim’e ertelendi. 

Ardından Arat Dink’in duruşmasına geçildi. Dink’in avukatı Deniz Tuna Dink, mahkeme heyetinin dosyadan çekilmesini talep ettiği bir dilekçe sundu. Dink, mahkeme heyetinin tarafsızlığıyla ilgili şüpheleri olduğunu söyledi ve bu şüpheyi şöyle gerekçelendirdi:

“Bu metin bir iddianame vasfı taşımıyor. Metin incelendiğinde söz konusu suçun kanunlarda suç olarak yer almadığını ve suçun bireyselleştirilmediğini görüyoruz. İddianamede müvekkilimin gazeteci olduğu belirtiliyor ancak müvekkilim mimar. Bu kadar basit hususların bile belirlenmemiş olması, bu ciddiyetsiz metni kabul etmiş olmanız bu sözleri söylememize neden oluyor. Savcının Ceylanpınar’da iki polisin PKK üyelerince öldürüldüğünü söylediği dava da beraatla sonuçlandı. Siz hiç sorgulamadan kabul ettiniz bu iddianameyi. Bu metni kabul ettiğiniz için yazılanları kabul ettiğiniz fikrini oluşturuyor bizde. Mahkemeniz Barış Akademisyenleri ile ilgili neredeyse birebir gerekçeli kararlar yazdı. Bunun ihsas-ı rey anlamına geldiğini düşünüyoruz. Bu yüzden davadan çekilmenizi talep ediyoruz.”

Heyet, talebin yerinde olmadığı kanaati oluştuğunu belirterek, talebi reddetti. 

Ardından avukat Fethiye Çetin söz alarak, müvekkili hakkında derhal beraat kararı verilmesini talep etti. Deniz Tuna Dink de öğretmen Ayşe Çelik hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararını hatırlattı. Heyet, derhal beraat talebini reddetti. 

Ardından Arat Dink savunma yapmak üzere kürsüye geçti. Savunma yapmasını bekleyen hâkime iddianamenin okunup okunmayacağını sordu. Hâkim iddianamedeki suçlamayı özetledi ve “PKK/KCK propagandası yaptığınız iddia ediliyor” dedi. Bu sırada Rakel Dink de izleyici sıralarından “İddia ediyorsunuz” dedi. Bu sırada hâkim iddianameyi özetleyerek okumaya başladı. 


Asıl mahkûmiyet bir şey yapamamak”

İddianamenin okunmasının bitmesinin ardından Dink konuşmaya başladı. Şunları söyledi:

“Bildiriyi imzaladığım için herhangi bir pişmanlığım yok. Tek pişmanlığım bu taahhütü yeterince yerine getiremediğimizdendir. Bildiri küçük bir adım. Malum ‘Haksızlığa susan dilsiz şeytandır’ derler. Bu haksızlıkların karşısında bu adım hiçbir şey. Bizim için asıl mahkûmiyet o anda bir şey yapamamaktır. Istırap veren, mahkûmiyet hissi veren bu suskunluktur. Hak ihlallerinin derecesi düşünülürse bildiri gayet orantılı ve kendi içinde tutarlıdır.”

Heyetin karşısında onlarca yetkin akademisyenin birebir aynı iddianameyle ilgili görüş bildirdiğini anımsatan Dink, “Esas numaraları farklı olsa da esasen aynı davalar bunlar” dedi. 

“Çamur atmak ve iddianame hazırlamak arasındaki fark”

Dink, iddianamedeki “talimatla hareket etme” iddiasının onur kırıcı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Bu net bir iddia da değildir. Ben talimatla hareket ediyorsam başka bir suçum vardır herhalde. Bu iftira niteliğinde ortaya atılmış bir söz. Aynı sözü kahvede söyleseler ‘çamur atılıyor’ denir. Ama çamur atmakla iddianame hazırlamak arasında fark olmalı. Bildirideki hangi cümle benim herhangi bir terör örgütüne, herhangi bir şiddet, cebir ve tehdidini övüyor veya teşvik ediyor?”

Ardından Fethiye Çetin, dosyanın diğer hak savunucularının dosyalarıyla birleştirilmesini talep etti. Heyet bu talebi de reddetti. Mahkeme, Barış Akademisyenleri’nin Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları bireysel başvurunun sonuçlanmasını beklemeye karar vererek, bir sonraki duruşmanın 9 Ekim’de yapılmasını kararlaştırdı.  

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.