Bugün 89 yaşında vefat eden dünyaca ünlü sosyal bilimci Immanuel Wallerstein, son yazısını kişisel blogunda 1 Temmuz 2019 günü yayınlamıştı. Wallerstein’ın “Bu bir son; bu bir başlangıç” başlıklı son makalesini Okan Yücel Medyascope okuyucuları için çevirdi.
İlk yorumum 1 Ekim 1998 tarihinde, Binghamton Üniversitesi’ndeki Fernand Braudel Center (FBC) tarafından yayınlanmıştı. Sonrasında ise hiç aksatmadan her ayın birinde ve on beşinde yorumlarımı yazmaya devam ettim. Bu yazı ise bu şekilde yaptığım 500. yorum olacak ve hayatımda yaptığım son yorum olacak.
Hayatımı bu yorumları düzenli olarak yazmaya adadım. Ancak kimse sonsuza kadar yaşamıyor ve ne yazık ki bu yorumlara daha fazla devam etmemin bir yolu yok.
Bu yüzden de bir süre önce kendi kendime 500. yazımı da yazıp bu işi bırakacağımı söyledim.
Benim yorumlarım her zaman özel bir formata sahip oldu. Herhangi bir okurun dilediği gibi değiştirebileceği blog yazılarından farklıydı. Benim yazılarım her zaman ne ifade ettiği açık olan ve bu yüzden de kalıcı olacak yazılardır.
Benim yorumlarım her zaman oldukça net bir yapıya sahipti. Bazen, ilk yorumumda olduğu gibi, başlık açıkça yazdığım konuya işaret ediyordu. Bazen ise başlık ile konu ilişkisi aşağıda anlatacağım gibiydi:
Yazı, okuyucunun ilgisini çekecek sözcüklerle başladıktan sonra ya iki nokta üst üste ya da soru işareti koyuyordum. Sonrasında ise alt başlık olarak adlandırabileceğimiz, ana konuya gönderme yapan beş altı sözcükten oluşan kinayeli bir cümle yazıyordum.
Belki bütün yorumlarım zamanla farklı dillere tercüme edilecek. Elbette ki yazdığım yazıların mümkün olduğunca fazla sayıda ve farklı dillere çevrilmesini isterim. Tercüme edilen ilk bin kopya sahibine yazıların haklarını bedavaya veriyoruz. Bu da aslında tercümelerin bedelini ödememiz anlamına geliyor.
Ancak bu tercümeler de kesin kuralları takip etmek zorunda. Hiçbir şey eklenemez veya çıkartılamaz. Çeviri, içeriğe sadık kalacak şekilde yazıyı yeniden üretmelidir. Bunu sağlamak için bize yazılarımızı çevirme teklifiyle gelen insanlarda şu soruların cevaplarını arıyoruz:
İlk önce, tercüme talep edilen kişiler tarafından başka bir yazımızın çevrilip çevrilmediğine bakıyoruz. Eğer önceden yapılan bir çeviri varsa ilgilerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Biz de kendilerine tercümenin bütün halini nerede bulabileceklerini gösteriyoruz. Tercümelerin İngilizceden yapılmasını istiyoruz.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
500 yazının tamamının çevrildiği bir tane dil var: Mandarin Çincesi. Dahası, bütün tercümeleri aynı kişi yapmıştı. Benim eski bir öğrencimdi ve benim düşüncelerimi oldukça iyi biliyordu. Elbette yazılarım birçok dile çevrildi ama bütün yazıların çevrildiği tek dil Mandarin Çincesi.
Uzun zamandan beri yazılarım kâr amacı güden yayıncılar için satın alıma açık durumda. Bağlı bulunduğum ajans olan Agence Global ile anlaşabilirler. Bu antlaşmalara dâhil olan herkese teşekkürlerimi iletiyorum.
Yazılarımın konusunu belirleyen ve tercümelerin benzersizliğini garanti eden tek kişi benim. Bütün yorumlar ve tercümeler, bize düzenli olarak yazan kişilerin de tek seferlik istekte bulunan kişilerin de erişimine açık durumdadır. Bu yazılar, ‘yorum dünyasının’ kalıcı üyeleridir.
Bu bağlamda şu anki yazılar artık son buluyor.
Doğası gereği daha bilinmez olsa da yine aynı sebepten dolayı daha önemli ve ilgi çekici olan geleceğin kendisidir. Modern küresel sistemin yapısal sorunlarından dolayı, kesin olmamakla birlikte, 1968 hareketinin dönüştürücü gücünün bir kişi ya da bazı gruplar tarafından başarıya ulaştırılması olasılık dahilindedir. Bu yorumun bittiği yerden itibaren de bu dönüşüm muhtemelen biraz zaman alarak devam edecektir. Bu yeni hareketliliğin nasıl bir şekil alacağını ise tahmin etmek oldukça zor.
Dünyanın gidişatı yokuş aşağı yol almaya devam edebilir. En önemli mücadelenin – ‘sınıf’ kavramının en geniş tanımlandığı haliyle – sınıf mücadelesi olduğuna inanmışımdır. Gelecekte yaşamaya devam edecek insanların yapabileceği ise kendileriyle mücadele etmeleri. O zaman bahsettiğim değişim gerçek olabilir. Bu dönüştürücü değişimi gerçekleştirme ihtimalimizin hâlâ yüzde 50 olduğunu düşünüyorum; ama yalnızca yüzde 50.