Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

AKP içi iktidar mücadelesinde yeni hedef, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank oldu

AKP içindeki iktidar savaşının yeni hedefi Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank oldu. Türkiye Gazetesi yazarı Fuat Uğur, iki yazısında Varank’ı hedef aldı. Varank sert tepki gösterdi ve Uğur’u tetikçilikle suçladı. Uğur-Varank kavgası, AKP içinde devam eden iktidar mücadelesinin yeni ayağı ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e yönelik saldırıların da devamı niteliğinde. Parti içi iktidar mücadelesini ilk görünür kılan ise Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı bırakmasına sebep olan 2016’daki Pelikan Dosyası.

Kapak görseli: Sahra Atila

Yerel seçimler sonrası FETÖ ile mücadele, ekonomi, kadrolaşma gibi ana konular etrafında AKP içi tartışmalar artarak devam ediyor.

Son tartışma Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank arasında yaşandı. Uğur, 10 Eylül’de “Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ne yapmak istiyor?” başlıklı, 12 Eylül’de “Bakan Varank cevaplamadı ama bu toplantının sebebi belli” başlıklı iki yazı yazarak Varank’ı hedef aldı.

Yazılar üzerine Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank gazeteye tekzip yolladı ama tekzip metni yayınlanmadı. Bunun üzerine metin, bakanlığın resmi Twitter hesabından, ihtarnameyle birlikte paylaşıldı:

https://twitter.com/TCSanayi/status/1175692211108884482?s=20

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada Uğur’un yazılarının gerçeği yansıtmadığı belirtilirken, “Müfteri olarak tekzibimize özne olan kişinin bilgisizliği maalesef tekzibimizle giderilebilecek durumda da değildir. İzansız ve kesin bir dille kaleme aldığı konu hakkında, ne bakanlıktan bilgi edinme ne de sektör hakkında araştırma yapma zahmetinde bulunmayan yazarın amacının açık bir tetikçilik faaliyeti olduğu aşikârdır” denildi.

Bu gelişmelerin ardından, Türkiye gazetesi yönetiminin, Fuat Uğur’dan yazılarına ara vermesini istediği, Uğur’un da bu isteğe uyduğu iddia ediliyor.

Varank öncesindeyse hedef Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’dü

Sabah yazarı Dilek Güngör’ün “Yargıda tehlikenin farkında mısınız!başlıklı yazısı tartışmayı başlattı. Yazısında “Şu anda yargıyı ele geçiren bu grupların içine sızan FETÖ’cüler eliyle 17-25’teki gibi yeni bir kumpas davası hazırlansa o zaman kim, ne diyebilecek?” diye soran Güngör “Tarih tekerrür ediyor ama kimse yargıdaki tehlikenin büyüklüğünü fark edemiyor” dedi.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yazıya cevabı sert oldu:

Daha düne kadar FETÖ’cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp bize FETÖ ile mücadele dersi vermeye, asil şerefli Türk yargısına saldırmaya kalkmasın.”

Gül’e destek veren AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “Adalet Bakanlığı FETÖ ile mücadele konusunda kilit bakanlıklardan. FETÖ en çok orada yapılanmıştı. Burada bir zaaf varmış gibi değerlendirmeler çıkınca sayın bakan da bu şekilde cevap vermiştir” dedi.

Dilek Güngör’ün yazısına bazı gazeteciler ve Hilal Kaplan’ın kayınbiraderi Selman Öğüt’ten destek gelirken, diğer tarafta Gül için Twitter’da #AbdülahmitGülüYedirmeyiz hashtagi açıldı, destek için yüzlerce paylaşım yapıldı. O paylaşımlardan biri de eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar’a aitti. Tayyar isim vermeden Pelikan oluşumu için “çete” nitelemesi yaparak, “Tebrikler sevgili bakanım, tebrikler Gaziantep’in yiğit evladı. Biz sizi biliyoruz, mücadelenize şahidiz, parti içinde ve çevresinde kümelenmiş çete artıklarına sizi yedirmeyiz. Yolunuz açık olsun” diye yazdı.

Tartışma devam ederken Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde dikkat çeken bir görüşme gerçekleşti. Şamil Tayyar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi.

Tayyar görüşmeyi “Uzun bir aradan sonra bugün Külliye’ye konuk olduk. Sayın Cumhurbaşkanımızla gündeme dair güzel bir sohbet oldu, görüşlerimizi sabırla dinledi. Sevgi, saygı ve hürmetle…” diye duyurdu. Tayyar ayrıca, işadamlarının “itirafçı” denilerek tahliye edildiği FETÖ borsası kurulduğunu öne sürdü ve bu borsada “milyon dolarların döndüğünü” iddia etti. 

Fettah Tamince hakkında bakanlık itiraz etti

Gül’ün hedef alınmasının ardından ilginç bir gelişme daha oldu. Adalet Bakanlığı, Yargıtay’a başvurarak iş insanı Fettah Tamince hakkındaki kararların bozulmasını istedi. Yargıtay kabul ederse, Tamince hakkında tekrar FETÖ soruşturması açılacak.

FETÖ üyeliği suçlamasıyla dört soruşturma geçiren Fettah Tamince’nin İstanbul’daki soruşturmasıyla Antalya’daki iki ayrı soruşturması takipsizlikle sonuçlanmıştı. Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan tek davada da Tamince’nin FETÖ’ye yardım suçundan beraatine karar verilmişti.

15 Temmuz FETÖ darbe girişimi gecesi eşi Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok’u kaybeden Nihal Olçok, karar sonrası paylaşımına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da etiketleyerek, “Ben söylediğimde DÜŞMAN ilan edildim. Soruşturmayı yapan savcıyı görevden al ama onun soruşturmalarını ve davalarını iptal etme. Bu insanla alay etmektir. Hele FETÖ davaları tam bir rezalet. İşte şimdi TEŞEKKÜR EDERİM. Olması gereken buydu” dedi.

Her şey Pelikan ile başladı

Tüm bu gelişmelerin çıkış noktası ise 1 Mayıs 2016 tarihinde yayımlanan Pelikan Dosyası. O gün, pelikandosyasi.wordpress.com adlı bir blogda yayımlanan “Selam olsun” başlıklı yazıda, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu hedef alınmış, “Hocanın ekibi yeterince konuştu. Hocalarıyla beraber yeterince ortalığı karıştırdı. Biraz da biz konuşalım mı? Biraz da, REİS için canını feda edecekler konuşsun mu? Çok az kişi aslında neler olduğunu biliyor” denilmişti.

https://pelikandosyasi.wordpress.com blogunda 1 Mayıs 2016’da paylaşılan yazı

Aynı metin “Sonuç: hoca ile REİS arasındaki hikaye basit bir ihtiras hikayesi değildir. Çünkü hoca kendi ihtiraslarının peşinden koşabilmek için, REİS karşıtı, ve dolayısıyla REİS’i destekleyen halkın karşıtı kim varsa, onunla işbirliği kurma yoluna gitmiştir. Küresel güçlerin ülkemizdeki satrancında vezir görüntüsüne sahip basit bir piyon olmayı kabul etmiştir. Kavga budur. Kaybedeni de bellidir!” diye sonlandırılmıştı.

Yazının yayımlandığı günün hemen ertesi günü 2 Mayıs 2016’da Davutoğlu soluğu Erdoğan’ın yanında aldı, Beştepe’de Bakanlar Kurulu toplantısı yapıldı. 5 Mayıs Perşembe günü Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı ile olağan görüşme günüydü. O görüşme bir gün öne çekildi ve ikili tekrar Beştepe’de buluştu.

Davutoğlu görüşme sonrası düzenlediği basın toplantısında AK Parti Genel Başkanlığı ve başbakanlık görevlerini bırakacağını duyurarak, 22 Mayıs 2016’da partinin olağanüstü kongreye gideceğini açıkladı.

Hakan Fidan’ın milletvekili adayı olmak için istifa etmesi, Dolmabahçe mutabakatı, Çözüm Süreci, dört bakanın Yüce Divan’a gönderilmemesi gibi konularda yaşanan tartışmalar sonucunda bardağı taşıran son damla Pelikan Dosyası oldu ve Davutoğlu 22 Mayıs’ta yapılan kongre sonucunda hem başbakanlık hem de parti genel başkanlığı görevlerini Binali Yıldırım’a bıraktı.

Davutoğlu daha sonra dosyayı yazanları trol olarak nitelediğini belirterek “Bunlar kendi vicdanlarıyla barışık değil, bu troller. Kendi vicdanıyla barışık olan birisi maske takmaz, gizli hesap açmaz. Mertçe çıkar, kimi eleştiriyorsa eleştirir, cevabını alır” demişti.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.