Irak’ta ekim ayı başından beri devam eden, hayat pahalılığı ve yolsuzluklara karşı yapılan eylemlere polisin uyguladığı orantısız güç damga vurdu. Hayatını kaybedenlerin sayısı 150’yi, toplam yaralı sayısı ise 6 bini geçti.
Son olarak dün Kerbela’da yapılan eylemlerde, polis protestocuların üzerine ateş açtı. Dün gece 14 kişi hayatını kaybederken bine yakın kişi yaralandı. Polisin göstericilere karşı orantısız güç uygulaması başta eylemciler olmak üzere birçok kişi tarafından eleştiriliyor.
Iraklı gazeteci Ghaith Abdul-Ahad, Bağdat’taki eylemciler arasındaki tartışmaları Guardian‘da değerlendirdi. Abdul-Ahad eylemcilerin lidersiz olduğunun altını çiziyor. Eylemcilerin kendi aralarında tartışarak oluşturduğu talepler arasında hükümetin istifası, yeni seçimlerin yapılması, seçim yasasında değişiklik ve mevcut hükümetteki görevlilerin yargılanması var.
Eylemler nasıl başlamıştı?
Irak’ta, Facebook üzerinden örgütlenen göstericiler 1 Ekim günü sokaklara döküldü. Dini oligarşi ve bürokratik yapıya karşı başlayan eylemlerin, uzun süredir birikmiş olan bir öfkenin sonucu olduğu görülüyor. Uzmanlar geçen yıl yapılan seçimlerde başbakan seçilen Adil Abdülmehdi’nin verdiği sözleri tutmaması ve hayat pahalılığının insanları harekete geçirdiğini düşünüyor.
Gençler arasında, 2003 yılından sonraki 16 yıllık temsili demokrasi dönemi yolsuzluk ve yoksulluk dönemi olarak görülüyor. Siyaset sahnesinde İran destekli partilerin baskın hale gelmesi, ülkenin siyasal bağımsızlığı konusunda insanlarda endişe yaratıyor. Öte yandan Irak, zengin petrol rezervlerine sahip bir ülke olduğu halde, insanlar temel hizmetlere ulaşmakta zorluk yaşıyor. Iraklılar ayrıca, sosyal sağlık hizmetlerinin çökmesinden ve yükselen işsizlikten de mustarip.
Hükümet ise göstericilerin ABD ve Körfez ülkeleri tarafından yönetimi devirmek amacıyla desteklendiğini iddia ediyor.
