Gazeteciler Canan Coşkun, Tuba Demir ve belgeselci Kazım Kızıl ile Rabia Naz’ın babası Şaban Vatan, hakimlikteki sorgularının ardından adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı.
Gözaltındaki gazeteci Canan Coşkun ve Tuba Demir ile belgeselci Kazım Kızıl ifadelerinin ardından “mevcutlu şekilde” Görele Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Baba Şaban Vatan da aynı şekilde hakimliğe sevk edildi.
Coşkun, Demir, Kızıl ve Vatan, hakimlikteki sorgularının ardından serbest bırakıldı. Hakimlik, dördü hakkında da yurtdışına çıkış yasağı ve tanığın evine yaklaşmama tedbiri uygulanmasına karar verdi.
Coşkun, Demir ve Kızıl, Rabia Naz Vatan’ın şüpheli ölümünü araştırmak üzere bulundukları Giresun’un Eynesil ilçesinde 13 Kasım Çarşamba akşamı gözaltına alınmıştı. Coşkun’a polis merkezindeki sorgusunda, soruşturmada tanık olarak yer alan Mürsel Küçükal ile yaptığı görüşmeler soruldu. Coşkun’a “şantaj, tehdit, kasten yaralama, hakaret, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlamaları yöneltildi.
Gazeteciler Canan Coşkun ve Tuba Demir ile belgeselci Kazım Kızıl’ın telefon, bilgisayar ve kameralarına el konuldu.
Soylu: “Yargı, emniyet, adli tıp herkes görevini yapıyor”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da, Rabia Naz Vatan soruşturmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Yaptığı açıklama üzerine @cuneytozdemir’i aradım.
— Süleyman Soylu (@suleymansoylu) November 14, 2019
TBMM Araştırma Komisyonu’nun ismi kullanılıp kandırılarak olay yerine getirilen müştekinin tehdit, şiddet görerek, zorla alıkonularak ifadesinden vazgeçirilmeye çalışıldığı iddiasına devletin kayıtsız kalamayacağını +++
Bakan Soylu, Twitter’dan yaptığı açıklamalarda “Bu meseleyi kapatabilecek Türkiye’de bir güç yok. Böyle bir vicdan da yok. Bu konu sosyal medyanın malzemesi değil adaletin işidir” diye yazdı.
Soylu’nun paylaşımları şöyle:
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Yaptığı açıklama üzerine Cüneyt Özdemir’i aradım. TBMM Araştırma Komisyonu’nun ismi kullanılıp kandırılarak olay yerine getirilen müştekinin tehdit, şiddet görerek, zorla alıkonularak ifadesinden vazgeçirilmeye çalışıldığı iddiasına devletin kayıtsız kalamayacağını ve gereğinin yerine getirilmesinin hukuk devletinin görevi olduğunu söyledim. Aylardan beri bu meseleyi takip ediyorum. Kimse bu meseleye korkudan girmek istemiyor. Girenleri de sosyal medyada ya marjinaller ya da yüreği acıyanlar tepkiyle susturuyorlar.”