Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Erkek şiddetine uğrayan kadınlar anlatıyor (1): “Kadınlar ilk tokatta evi terk edecek güce sahip olmalı”

Türkiye’de 2019’un ilk 11 ayında 430 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Kadınlar her gün sokakta, evde, işyerinde erkekler tarafından şiddete uğruyor. Sahra Atila, yıllar boyunca kuzeninin tecavüzüne uğrayan, şimdi de eşinin fiziksel şiddetine maruz kalan Özlem* ile konuştu. Özlem şu anda 30 yaşında ve iki senedir evli. 

“Ellerimi bağladı ve çıplak fotoğraflarımı çekti” 

Özlem, 16 yaşındayken kendisinden 14 yaş büyük olan kuzeni tarafından tecavüze uğradı. Kuzeni, ilk başta Özlem’e ne kadar güzel olduğunu söylüyor ve ona dokunuyordu. O zamanlar bunun taciz olduğunu anlamayan Özlem, tecavüz gününü şöyle anlattı: 

“Anne tarafından kuzendik. Evlerimiz çok yakındı, sürekli bize gelirdi. O zamanlar bacağıma dokunur, ne kadar güzel olduğumdan bahsederdi. Şimdi bile bunu düşündükçe çıldırıcak gibi oluyorum. Yavaş yavaş algılamaya başladığımda aileme söylemekle tehdit ettim. Ama o da biliyordu bir şey yapamacayacağımı. Babam çok sinirli biriydi, ya ona ya bana bir şey yapardı. Tecavüz ettiği gün, hiç unutmuyorum 21 Nisan 2005’ti. Bize geldi yine. Evde tektim, kapıyı açtığım gibi ‘Artık dayanamıyorum, benim olmanı istiyorum’ dedi. Boğazımı sıkarak beni annemlerin odasına götürdü. Çığlık atıyordum, ama kimsenin duymayacağını biliyordum. Ağzımı kapattı, ellerimi bağladı. Çıplak fotoğraflarımı çekti. Artık kendimi kirlenmiş ve çaresiz hissediyordum.”

“Kesin adamı sen ayartmışsındır”

Özlem’in uğradığı psiklojik ve fiziksel şiddet iki yıl boyunca sürdü.

Fail, Özlem’i elindeki fotoğrafı babasına göstermekle ve aralarında bir ilişki olduğunu söylemekle tehdit ediyordu. Evde tek kaldığı zaman Özlem’in yanına gidip zorla birlikte olan fail, iki sene sonunda Özlem’e “Artık kendimi tatmin ettim, bu son. Birine bir şey söylersen elimdeki bütün fotoğraflarımızı gösteririm” dedi. Ama Özlem’in psikolojisi, tecavüzcüsünü sürekli evde gördüğü için iyice bozulmuştu. Özlem, cesaretini toplayıp olaydan dört sene sonra tecavüzü annesine anlattı. Fakat annesinin tepkisi Özlem’i bir hayli şaşırtmıştı: “Kesin adamı sen ayartmışsındır.”.

“Annem ev hanımı, babam ise inşaat işçisi. Benden beş yaş küçük kardeşim var. Bu olaylar olduğunda kardeşim 11 yaşındaydı. Her evde olduğu gibi bizim evde de erkeğin sözü geçer, annem her zaman ezilen taraf olurdu. Ama onda bir umut aradım. Babam işteyken annemi karşıma aldım ve tüm olanları tek tek anlattım. Kuzenim iyi eğitimliydi, annem ondan böyle bir şey beklemediğini söyleyerek, ‘Varsa böyle bir şey, adamı sen ayartmışsındır’ dedi. Annemin bu sözleriyle kendimi tekrar tecavüze uğramış gibi hissettim.”

“Kuzenine iftira atmaya utanmıyor musun?”

Özlem zaman zaman intihar etmeyi da düşündü fakat sonra “kendim için yaşamalıyım” diyerek ayağa kalktı. Annesine olayı anlattıktan yaklaşık sekiz ay sonra babasına da anlatmaya karar verdi. Babasının tepkisinden korkuyordu. Cesaretini toplayan Özlem, bütün olayı anlatan bir mektup yazdı ve gece mutfağa koydu. O gece yazdığı mektup, onu daha büyük çıkmaza sokacaktı. 

“Ne olacaksa artık olacaktı. Babam ya beni ya da tecavüzcümü öldürecekti. Her şeyi göze aldım. O gece sabaha kadar döndüm durdum yatakta. Sabaha karşı uyuyakalmışım. Babam, ben uyurken, kolumdan tutarak oturma odasına kadar sürükledi beni. Ne olduğunu anlayamadım. Yataktan düştüm. Oturma odasına gittiğimizde annem ağıt yakıyor, erkek kardeşim korkan gözlerle bakıyordu. Annem sanki bu olaydan hiç haberi yokmuş gibi davranıyordu. ‘Ben nasıl kardeşimin yüzüne bakarım?’ Babam bana ‘Utanmıyor musun kuzenine iftira atmaya’ dedi. Şaşırdım. Mektubu yüzüme fırlatıp, hakaret etmeye başladı bana. En sonunda da o en başından beri beklediğim tokat geldi. Keşke başta bahsettiğim iki ihtimalden biri gerçekleşseydi. Artık arkamda bir ailem yoktu.”

“Tecavüzcüm birden kahraman oldu”

Babası kuzeniyle konuşmak ve kızı adına özür dilemek istiyordu. Özlem’in ailesi kızlarının, kuzenini zorla bir ilişkiye zorladığına çok emindi. Kuzenini eve çağırdı. O konuşmada baba kızından utanıyor, tecavüzcünün karşısında ise eğiliyordu: “Kızımın bu ahlaksızlığından kimseye bahsetme.”

“Babam ile tecavüzcümün konuşmasını hiç unutmuyorum. Babam, ona ‘Özlem böyle bir olaydan bahsetti, biz biliyoruz senin bir şey yapmadığını ama bir soralım dedik’ dedi. Tecavüzcüm ise bir gün bize dertleşmek için geldiğini, benim ona kendisini çok arzuladığımı söylediğimi anlattı ve ‘Otururken üstüme çıkmaya çalıştı, ellerimi göğsüne götürdü ve bakire olmadığından bahsetti. Ben ona bir şey yapmadım. Yaptıysam ispatlasın ama eğer ispatlayamazsa bütün köye onu rezil ederim’ diyordu. Bu kadar zaman anlatmadığına şükredecekmişim, benim namusumu kurtarmış! Babamın tecavüzcüme teşekkür ettiğini ve olayın duyulmaması için yalvardığını duyunca artık kendimi daha çaresiz hissediyordum. Tecavüzcüm birden kahramana dönüştü.”

“Ya gidecektim ya intihar edecektim”

Özlem’e evde kardeşi dışında herkes kötü davranıyor, eve giriş çıkış saatleri bile sorun oluyordu. O psikolojiyle liseyi zar zor bitiren Özlem’in üniversite gibi bir şansı yoktu. Babası her sinirli olduğunda kızına hakaret ediyor ya da onu yok sayıyordu. Özlem 16 yaşında, kuzeninin başını yakmaya çalışan bir kız olmuştu.

“Kuzenini ayartan kız olmuştum. Daha 16 yaşındaydım, nasıl bunu düşünebilirler anlamıyorum. Artık başkasıyla yatıp kalkmış, bekaretini 16 yaşında kaybetmiş, kuzeniyle yatmak istemiş, ardından ona tahsilli ve zengin diye kapak atmak istemiş bir kıza dönüşmüştüm. Babam sinirli olduğu zaman hırsını benden çıkarıyordu. Evde esip gürlüyor, küfür ediyordu. Artık canıma tak etmişti. Ya evden gidecektim ya da intihar edecektim. Ben de ilk seçeneği seçtim.”

“Kendime yeni bir hayat kurmaya karar verdim”

Özlem artık evde her gün hakaret işitmeye, zaman zaman tecavüzcüsüyle karşı karşıya gelmeye ve yok sayılmaya tahammül edemiyordu. Başka şehirde yaşayan uzak akrabasına gitmeye karar verdi. Kardeşinin telefonundan uzak akrabası Elif’i* aradı ve ona her şeyi anlattı. Bir gece yanına birkaç eşya alıp evden ayrıldı. Özlem yeni hayatını şöyle anlattı:

“Elif, anne tarafımdan uzak bir akrabamız. Benden iki yaş büyük Elif’in düzenli bir işi vardı. Ailesinden uzak oturuyordu, benim de aklıma kısa süreliğine ondan kalmak geldi. Aradım ve her şeyi baştan sona anlattım. İlk başta düşünmek istediğini söyledi, bir hafta sonra kabul etti. Haklı olduğum konuda suçlu çıkmak canımı çok yakıyordu. Evden ayrılırken en çok annemin bana inanmaması ağrıma gidiyordu. Elif’in yanına gittiğimde kendimi bir nebze olsun rahatlamış hissettim. Annemi aradım ve artık beni aramamaları gerektiğini söyledim. Annemler de benden kurtulduklarına sevindi. Bir daha hiç aramadılar. Bir süre eve katkıda bulunmak için, yarı zamanlı çalıştım. Daha sonra düzenli bir iş buldum. Artık bir kafede garsondum. Kendimi geçindirebiliyordum. Dört sene kadar Elif’le birlikte kaldım. Kâbuslarım azalmıştı, artık yeni bir hayatım vardı.”

“Bana dokunan herkes kirleniyormuş gibi hissediyordum”

Özlem daha kendini tanıyamadan, tecavüzle bedenini tanımak zorunda kaldı. Erkeklerle iletişim kurmakta zorlanıyor, onlardan çekiniyordu. Herkesin kötü niyetli olduğunu düşünüyordu. Kendisine dokunan birinin kirlendiğini düşünüyordu.

“Para kazanmaya başladığımda Elif’in de yardımıyla bir süre psikolojik destek aldım. Aslında o beni biraz rahatlatmıştı. En azından artık herkese ‘tecavüzcü’ gözüyle bakmıyordum. Eskiden bana dokunan herkesin kirlendiğini düşünürdüm. Daha sonra Ali* diye biriyle tanıştım. Hayatıma babam, kardeşim ve tecavüzcümden sonra ilk defa bir erkek girmişti. Çok kibar ve saygılı biriydi.”

“İlk tokatı eve geç geldiğim için yedim”

Özlem başından geçenleri Ali’ye anlatamadı. O da kendisini yargılar diye korkuyordu. Ailesiyle de bir kavga yüzünden aralarının bozulduğunu anlatmıştı. Ali’ye birlikte yaşamaya karar verdiler. Ali bir temizlik firmasında çalışıyordu. Özlem ilk tokadını eve geç geldiği için yemişti. Şiddet, hayatına geri dönmüştü.

“Aslında her şey çok güzel gidiyordu. Onu seviyor muydum bilmiyorum. Belki kendime sığınacak bir liman olarak seçmiştim onu. Sadece bana olan hassasiyeti hoşuma gidiyordu. Bir gece kafede parti vardı ben de o gün görevliydim. Eve normalinden üç saat geç gelmiştim. Eve girdiğimde içkili de olduğumu anlayınca kollarımdan tuttu ve beni sarsarak ‘Nerede sürttün bu saate kadar?’ dedi. Nerede olduğumu biliyordu ama içki içmem sinirlerini bozmuştu. Bana ilk defa orada tokat attı ve o tokat son olmadı.”

“Süpürgeyle vurdu” 

Erkeklerin sözünün geçtiği bir evde büyüyen, 16 yaşında tecavüze uğrayan Özlem için o tokat önemsizdi. Özlem artık 28 yaşındaydı. Şiddete uğramasına rağmen Ali ile evlenmeye karar veren Özlem, şu anda eşinin memleketinde yaşıyor. Özlem evlendikten sonra çalışmayı bıraktı. Özlem’in annesi onu evden ayrıldıktan beş sene sonra aradı ve ona “Sakın o adamı elinden kaçırma ve ona da yanlış bir hareket yapma” dedi. Özlem artık ailesini önemsemediğini söylüyordu ama arkasında kimsenin olmadığı düşüncesi kendisini çaresiz hissettiriyordu. Şiddet, evliliğinin rutini oldu.

“Evlendikten bir sene sonraydı. O gün izinliydi, salonda yatıyordu. Ben de süpürge açmıştım. Birden mutfağa girdi ve süpürgenin fişinden çekti. Elimden süpürgeyi çektikten sonra ‘Ben dinlenirken sen nasıl süpürge açarsın’ dedi. O sırada belimde bir ağrı hissettim. Süpürgeyle belime vurmuştu. Anlamıştım ki o tokat ve bu dayak son olmayacaktı. Bu sonra süregelen bir duruma dönüştü. En şiddetli kavgamız bu anlattığımdı ama evde sürekli kavga halindeyiz. Bir kere kavga sırasında seslerimiz çok yükselmiş olacak ki komşuların şikayeti üzerine eve polisler geldi. Ardından emniyete götürüldük. Şikayet etmeyi çok istedim ama kimse yoktu arkamda, korktum. Yapabilecek hiçbir şeyim yoktu. Çaresizce eve döndüm.”

“Çaresiz, umutsuz, terk edilmiş hissediyorum”

Özlem tüm yaşadıklarının sorumlusunun annesi olduğunu düşünüyor. Annesi arkasında dursaydı bugün bu kadar çıkmazda olmayacağını, 16 yaşında yaşadığı tecavüzü annesinin desteği ile aşabilme ihtimalinin olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Kadınlar kesinlikle ilk tokatta evi terk edecek güce sahip olmalı.”

“Şimdi düşünüyorum da annem o kadar babamın karşısında ezilmeseydi, bana inansaydı şimdi bunları yaşamayacaktım. En başta da belirttiğim gibi erkek egemen bir toplumuz, eğer hayatınızdaki erkek eğitilmemişse ya onu terk edin ya da onu eğitmeye çalışın. Annemin babamı terk etme, benimle ve kardeşimle yeni bir hayat kurma ihtimali vardı. Şimdi tek başıma vermeye çalıştığım yaşam mücadelesini onunla verirdik. Her gün evi terk etmeyi düşünüyor, ertesi gün vazgeçiyorum. Her gün şikayet etmek için emniyetin önüne gidiyor, vazgeçip evime gidip hakaret işitiyorum. Ben her kadın cinayeti haberi okuduğumda yanımdaki adamın da onu yapma potansiyeli düşünüyorum ki bu potansiyel yüksek. Kendimi çaresiz, umutsuz, terk edilmiş hissediyorum. Kadınlara tek söyleyebileceğim şey, sakın ‘Aman, bir tokattan ne olur?’ diyerek o evde kalmaya devam etmeyin. Özellikle tecavüzün üzerini kapatmaya çalışmayın, ailenize söylemeye asla korkmayın. Her şekilde aynı yalnızlığı ve çaresizliği yaşıyorsunuz.”

Özlem, eşinin şiddetine uğramaya devam ediyor. Çaresizlik, yalnızlık ve umutsuzluk her tarafını sarmış. Kendini nasıl koruması ne yapması gerektiğini bilmiyor. Röportajı sonlandırırken şu cümle dökülüyor ağzından:

“Kadınlara diyebileceğim tek şey, erkeklerin onlara yaşattıklarından utanmasınlar.”

*Güvenlik sebebiyle kişilerin isimleri değiştirilmiş ve yer isimleri verilmemiştir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.