UYARI: Haberin içindeki ses kaydı Ayşegül Cora’nın vurulma anına dair olup rahatsız edici olabilir.
“Saçımdan sürükledi, beni balkondan atmaya çalıştı, çocuklarıma şiddet uyguladı ve bana onların çığlık seslerini dinletti, beni yedi kurşunla vurdu.”
Bu cümle, yıllar boyunca bir erkeğin şiddetine maruz kalan bir kadına, Ayşegül Cora’ya ait.
Ayşegül Cora, 16 Kasım 1986 yılında evlendiği Hasan Cora tarafından birlikteliği boyunca sistematik olarak psikolojik ve fiziksel şiddete uğradı. Haziran 2019’da boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından yedi kurşunla vurulan Ayşegül 14 gün hastanede kaldı, midesinin, böbreğinin ve ciğerinin yarısı alındı. “Adalet işlemiyor” diyen Ayşegül Cora kızlarıyla birlikte yaşadıklarını Medyascope’tan Sahra Atila’ya anlattı.
“Eşim çok kıskanç ve sinirli bir insandı”
16 yaşında evlenen Ayşegül’ün ailesi, kızlarının yaşı küçük olduğu için Hasan ile evlenmesini istemiyordu. Ayşegül ise seneler boyunca sistematik olarak psikolojik ve fiziksel şiddete uğrayacağı bir yola gireceğinden habersizdi. Evliliklerinin ilk 15 senesinin son zamanlara göre daha iyi geçtiğini anlatan Ayşegül, Hasan Cora’nın sürekli alkol kullanmasından ve düzenli bir işinin olmamasından mustaripti. Ayşegül, boşanmak istediğini söylediğinde ise Hasan buna karşı çıkıyor, “Ağzına öyle kelimeler alma” diyor, küfürler ediyordu:
“Eşim çok kıskanç ve sinirli bir insandı. Beni evimin altındaki bakkala bile yollamıyordu. Düzenli bir işi yoktu, sürekli iş açıp batırıyordu. Kendisi evde yatıyor, beni işe yolluyordu. Evliliğimizin ilk 15 senesi daha iyiydi. Ama o zamanlar bile bir yere gittiğimizde bir sorun çıkıyordu. Günün sonunda beni mutlaka ağlatıyordu, psikolojik şiddeti çok fazlaydı. Kendisi çok alkol kullanıyordu. Evliliğimiz on yıl öncesine kadar bir şekilde gidiyordu. Daha önce de boşanmak istediğimi söylediğimde ‘Ağzına öyle kelimeler alma, öyle bir şey olursa seni öldürürüm’ diyerek küfürler ediyordu. O zaman çocuklar küçüktü, cesaret edemiyordum, güvencem, maddi gelirim yoktu. Ben de korkuyordum.”
Ayşegül evlilikleri boyunca psikolojik şiddetin yanı sıra, fiziksel şiddete de maruz kaldı. 48 yaşındaki Ayşegül’ün 25 ve 30 yaşında iki kızı var. Ayşegül ilk şiddet gördüğü günü şöyle anlattı:
“İlk şiddet gördüğümde büyük kızım da küçük kızım da dünyaya gelmişti. Kayınvalidem karşı apartmanımda oturuyordu. Kendisi yine söylediğim bir söze kızdı. Ben de kendisinden korkarak kaçmaya çalıştım. Evden kayınvalideme kaçarken beni saçımdan yakaladı ve saçımdan sürükleyerek eve götürdü. O sırada benim telefonum yere düştü. Kafamı yere eğerek ‘Bunları alacaksın’ dedi.”
“Yeter artık annemi ağlatma”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Evdeki huzursuzluk kızlarının psikolojisini de etkilemiş, etkilemekle kalmamış şiddet onlara kadar uzanmıştı. Kızlar, anneleri ses çıkarmadıkça onu korumak adına “Yeter artık annemi ağlatma” diyordu, babaları ise annelerini koruduğu için kızlarına şiddet uyguluyordu. Ayşegül o günleri şöyle anlattı:
“Ben korktuğum için şiddet karşısında sessiz kaldım. Bu durum karşısında beni korumak adına babalarını durdurmaya çalışan kızlarıma eşim, düşman kesilmişti. Kızlar ‘Yeter artık annemi ağlatma’ dedikçe, eşim onlara şiddet uyguladı. Bir keresinde ‘Kafanı çorbanın içerisine sokarım’ dedi ve aldı kızımın kafasını yemek tabağına soktu.”
“Kızım aldattığını ortaya çıkardığı için babası tarafından şiddete maruz kaldı, eşim annemin ve babamın üzerine benzin döktü”
Ayşegül’e yakın çevresi, Hasan Cora’nın uyumsuz bir insan olduğunu, ayrılması gerektiğini söylüyordu. Fakat Ayşegül de her kadın gibi ilişkinin içerisinde psikolojik şiddete maruz kaldığını anlamadığını vurguladı. “Ailemi dağıtmaya cesaret edemedim” diyen Ayşegül, 25. evlilik yıldönümlerinde kocasının kendisini 10 senedir aldattığını öğrendi.
“Bize internet kafe almıştı. Dükkanı aldığımız zaman orada bir kadın çalışıyordu. Bana, ‘Dükkanın sahibi, bu kadının burada çalışması şartıyla bize verdi’ demişti. Meğer kadınla ilişkisi varmış, o yüzden dükkanı satın almış. 25. evlilik yıldönümümüzde beni o kadınla 10 senedir aldattığını öğrendim. Bu olayı da büyük kızım ortaya çıkardı. Kızım bu olayı ortaya çıkardığı için babası tarafından şiddete uğradı. Bu olaydan sonra ben evden çıkıp annemlerin yanına gittim. Annemlere geldi ve annem ile babamın üstüne benzin dökerek yakmaya çalıştı. Ben yine korkumdan eve döndüm.”
“Eşim kızlarıma şiddet uygulayıp çığlık seslerini bana dinlettiriyordu”
Ayşegül Cora boşanmak istiyor fakat bir türlü Hasan Cora’nın şiddetinden kurtulamıyordu. Şiddetten kurtulmak için evi terk ettiğinde Hasan Cora bu sefer kızlarına daha büyük bir şiddet uyguluyordu. Aldatıldığını öğrendikten sonra çok kötü hissettiğini söyleyen Ayşegül, artık kendini evde yemek ve temizlik yapan biri olarak hissediyordu.
“Aramızda evlilik adına bir bağ kalmamıştı. Bir gün evden ayrıldım ve ablamın yanına İstanbul’a gittim. Eşim çocuklarımın telefonlarını almış, onları eve kilitlemiş, onların gözü önünde kendisine silah almış… Kızlarımı iki gün boyunca evden çıkarmadı, onları hapsetti. Işıkları kapatmış, kızlar tuvalete giderken bile kapılarında beklemiş. Beni aradı eve dönmem için kızımın çığlıklarını dinletti. Kızlarımı uykudan uyandırıp kafalarını birbirine vuruyormuş. Bir anne için bunları duymak ne kadar acı.”
Ailesine şiddet uygulayan Hasan Cora, Ayşegül ve kızlarının şikayeti üzerine tutuklanıyor. Öncesinde başka suçlardan dolayı aldığı “denetimli serbestlik” tedbirini yakmak pahasına kızlarına şiddet uygulayan Hasan Cora için Ayşegül şöyle diyor:
“Biz şikayetlerimizi geri çektik ama kamu davasına dönüştüğü için ceza aldı, dört-beş ay yattı, denetimli serbestliğini yaktı ama nasıl çıktı anlamıyorum.”
“Beni balkondan atmaya çalıştı”
Ayşegül boşanmak istediğini söyleyince Hasan Cora yakınlarına “İflas ettim ya onun için beni terk etmek istiyor” diyordu. Bir buçuk yıl önce Hasan Cora borçlarından dolayı başka bir şehre taşınmak istediğini Ayşegül’e söylemiş ancak Ayşegül bunu kabul etmemişti. Hasan Cora, isteğini reddeden Ayşegül’ü balkondan atmaya çalıştı. Olay anında yanlarında olan kayınvalide ise “Oğlum böyle bir şey yapmadı, para yüzünden kavga ediyorlardı” dedi.
“Eşimle aram iyi olmadığı için başka bir şehre gitmek istemiyordum. ‘Ben başka bir şehre gitmek istemiyorum, ben seninle yaşamak istemiyorum’ dedim. Bu yüzden beni sürükleyerek balkona götürdü. Son altı aydır da kayınvalidem bizimle yaşıyordu. Beni kayınvalidem ve arkadaşım kurtardı.”
Hasan Cora, Ayşegül’e şiddet uyguladığını kabul etmiyor, “Psikolojik şiddet uyguladım ama fiziksel şiddet uygulamadım” diyordu. Ayşegül, bu olay yaşandıktan sonra evli olan ve Manisa’da yaşayan büyük kızının kendisini çağırmasıyla evden ayrılıp yanına gitti. Kendisine şiddet uygulayan erkek, bu sefer de kızının kayınpederine şiddet uygulayacaktı:
“Kızım daha bir aylık evliydi, bana bir şey olacak diye korkuyordu. Beni bu yüzden Manisa’ya çağırdı, ben de gittim. Sonra eşim beni buldu. Beni korudukları için dünürüme ‘O kadını evden atacaksınız, dışarı çıkaracaksınız’ dedi. Dünürüm beni koruyunca onu da vurdu. Daha sonra dokuz ay tutuklu kaldı.”
“Sistem kadınları koruyamıyor”
Ayşegül, hakkında uzaklaştırma kararı ve boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından yedi kurşunla vurularak yaralandı. Vurulmadan bir hafta önce gittiği savcının yaşadıklarını önemsemediğini söyleyen Ayşegül, vurulma olayından önceki hafta yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Vurulmadan bir hafta önce savcıya gittim ve savcı bana ‘Daha iki gün önce yine geldin’ dedi. Ben de ‘Eşim cezaevinden çıktı. Beni ve çocuklarımı öldürmekle tehdit ediyor’ dedim. Savcı bana ‘Siz böyle bir şey yapabileceğine inanıyor musunuz?’ dedi. Şimdi o savcının yanına gidip durumumu göstermek istiyorum. Vurmadan üç-beş gün önce arabayla evimin önüne geldi, o gün de şikayet ettim. Uzaklaştırma kararı olmasına, arabasında ruhsatsız silah ve sahte plaka bulunmasına rağmen ifadesi alınıp serbest bırakıldı. Polis bana ‘Seni bırakamam, hayati tehliken var. Sığınma evine yerleştirmem lazım’ diyor ama onu serbest bırakıyor. Nasıl böyle olduğunu sorguladığımda ise ‘Sistem böyle’ diyor. Anlayamıyorum, sistem hiçbir şekilde kadınlarını koruyamıyor.”
“Ben yere düştükten sonra gözlerimin içine baka baka kafama dört tane daha kurşun sıktı”
5 Haziran 2019’da vurulan Ayşegül Cora, şiddet gördüğü eşine karşı tedbir amacıyla telefonuna ses kaydedici bir uygulama indirdi. Olayın hemen sonrasında hastaneye kaldırılan Ayşegül, şans eseri hayatta kalırken Hasan Cora’nın kendisini vurduğu anda gösterdiği soğukkanlı tavır ise ilginçti: “Beni vurduktan sonra öylece durdu, kaçmadı bile. Yürüye yürüye gitti.”
“Sürekli beni tehdit ettiği için telefonumda ses kayıt programı vardı. İstanbul’da ablam ve kardeşimle yaşıyordum. Bayramın ikinci günü saat 11.00 gibi evden çıktım, işe gidiyordum. Dolmuş beklerken arkadaşımla telefonda konuşuyordum. Eşimle ilgili endişelerimi anlattığım arkadaşım, ‘Merak etme abla, arabası Samsun’da, evinin önünde, sen rahat ol’ dedi. Tam bunu söylerken yanımda belirdi, ‘Ayşegül konuşmamız lazım’ dedi. Ben, ‘Konuşacak bir şeyimiz yok’ dediğim zaman silahını çıkartıp gösterdi. Benim aklıma böyle bir şey yapacağı gelmezdi. ‘Vururum’ dedi, ‘Vurursan vur, seninle konuşacak bir şeyim yok’ dedim. ‘O zaman seni vuruyorum’ dedi, arkamı döndüğüm an acı ve ateş ile yere düştüm. O acıyı anlatamam. Ben yere düştükten sonra gözlerimin içine baka baka kafama dört tane daha kurşun sıktı. Kurşunlar boynuma isabet etti. Ben çığlık atıyordum. Beni vurduktan sonra öylece durdu, kaçmadı bile. Yürüye yürüye gitti.
Hasan Cora ve Ayşegül Cora arasında vurulma anında geçen diyalog:
Hasan Cora: Silah var üzerimde. Seni şu an vururum.
Ayşegül Cora: Varsa var, ne yapayım ya? Allah Allah.
Hasan Cora: Konuşacağız.
Ayşegül Cora: Hayır. Ebru, Hasan yanımda. Konuşmayacağım ya.
Hasan Cora: Seni vuruyorum.
Ayşegül Cora: Vur.
“Ölmediğimi öğrendi, beni öldürmek için hastaneye geldi”
Silah sesini duyduğunda birlikte yaşadığı ablasının aklına Ayşegül gelmemişti. Ablası, “Bir kadın daha öldürdüler” diye düşünüyor ve camdan bakmaya çalışıyordu. O sırada erkek kardeşinin aklına ablası geldi ve dışarıya koştu. Ayşegül ise o anları ve kaldırıldığı hastanede yaşadıklarını hatırlıyor: “Çabuk yetişin, hastayı kaybediyoruz.”
“Kardeşim ‘Abla merak etme yanındayız’ derken, yardımıma şans eseri orada olan bir hemşire koştu. Sonra beni hastaneye kaldırdılar. Hastanede yaşananları hatırlıyorum. Doktorlar, ‘Çabuk yetişin hastayı kaybediyoruz’ diyorlardı. Sonrasında bilincimi kaybettim, gözlerimi yoğun bakımda açtım. Hasan ise iki gün boyunca kaçmış. Düşünün, kızlarım beni korkudan görmeye bile gelemediler. Beni vurduktan hemen sonra kayınvalidemi aramış ve ‘Ayşegül’ü bacaklarından vurdum’ demiş. İki gün sonra benim ölmediğimi öğrenince silahla hastaneye geldi. O sırada hastanenin kapısında yakalanmış. İfadesinde öldüğümü öğrenirse kendini vuracağını söylemiş, o yüzden hastaneye silahla gelmiş. Yakalandıktan sonra kızlarım geldi, ben ise o sırada yoğun bakımdaydım. Kızlarım bana yakalandığını söylediğinde değerlerim yükselmeye başlamış. Doktorlar bile inanamamış. Artık insan kendini düşünemiyor, vurulduğum an çocuklarımı düşündüm.”
Ayşegül, Hasan Cora’nın yakalandıktan sonra verdiği ifadeleri şaşkınlıkla anlatıyor. Vurulduktan sonra yaşadıkları ise sadece Ayşegül’ün hayatından parçalar koparmıyor. Hamile olan büyük kızı bebeğini kaybediyor. Ayşegül ise kızının bebeğini üzüntüyle anıyor: “Sadece bana sebep olmadı, kızımın bebeğine de sebep oldu.”
“Başına gelmeyen anlamıyor. ‘Ben onu öldürmek için sıkmadım’ diyor. Benim tüm organlarım zarar gördü, neredeyse böbreğimin tamamını alacaklardı. ‘Kurşunlar bitene kadar vurdum’ demiş. Beni dokuz milimetrelik silahla vurdu. Polisler bile şaşırdı, ‘Bizde böyle silah yok’ dedi. Kızım ben vurulduğumda hamileymiş, kendisi de bilmiyormuş. Bebeğini de kaybetti. Babası sadece bana sebep olmadı, kızımın bebeğine de sebep oldu.”
“Bazen vurulduğumu unutuyorum, yaralarıma dokununca hatırlıyorum”
Ayşegül bir yandan kendine yeni bir hayat kurmaya çalışıyor bir yandan da Hasan Cora’nın cezaevinden çıkması durumunda başına geleceklerden korkuyor. Her gün bir kadının ölmesine vurgu yapan Ayşegül, “Yaralarımı görünce vurulduğum aklıma geliyor” diyor:
“İnanır mısınız bazen vurulduğumu unutuyorum. Sonra yaralarıma dokununca, kızlarımın psikolojisini görünce hatırlıyorum. Oradan hiç çıkmasın istiyorum. Şu an herkes korkuyor. Çıkarsa ne yapacağını bilmiyorum. Ben inanamıyorum. İnsanlar ekmek çalsa hapis yatıyor ama insanlara zarar verenler dışarıda gezebiliyor. Adalet zaten artık hiç işlemiyor. Her gün bir tane kadın öldürülüyor. Kızım ve kendim için o kadar çok korkuyorum ki. Kapı çalsa tedirgin oluyoruz. Kendisi olmasa bile ‘Acaba birini mi tuttu?’ diye düşünüyoruz.”
“Mahkemede beni o kadar iyi görmeyi beklemiyordu”
8 Kasım 2019’da Hasan Cora ilk kez hâkim karşına çıktı. Sanık hakkında düzenlenen iddianamede “birinci derece akrabayı tasarlayarak öldürmeye teşebbüs” ve “Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet” suçlarından 23 yıla kadar hapis cezası isteniyor. 8 Kasım’daki mahkeme gününü anlatan Ayşegül, Hasan Cora’nın mahkemeden hasta olduğu için çıkmak istediğini belirtti:
“Kendisi 8 Kasım’daki mahkemede ‘Rahatsızım, mahkemeden çıkmak istiyorum’ dedi. Hâkim onun bu isteğini kabul etmedi. Beni o kadar iyi görmeyi beklemiyordu. Benim tarafımda kalabalık avukat grubu da vardı. Anladığım kadarıyla Hasan bunların hiçbirini beklemiyordu. Bu zamana kadar onun sözünden çıkmadım ya, bu olanlara inanamıyor. O gün çok zor anlar yaşadım, ben de onu görmek istemiyordum ama onun karışında dik durmam gerekiyordu. Hâkim, ‘Kendisine söylemek istediğin bir şey var mı?’ dedi, o da dalga geçer gibi gülerek ‘Pişmanız işte, yaptık bir şey, işledik bir suç’ dedi.”
“Topuklu ayakkabı giymişim, beni bu yüzden vurmuş”
17 Ocak 2020 tarihinde Hasan Cora’nın yargıladığı davanın ikinci duruşması İstanbul Bakırköy Adliyesi’nde görülecek. Duruşmaya katılamayacağını belirten Ayşegül, kızları için endişeleniyor, Hasan Cora’nın birini tutma ihtimalinden korkuyor.
“Geçti, bitti diyemiyorsunuz. Birini tutar, kızlarıma bir şey yapar diye korkuyorum. Avukatım Melike Polat’tan Allah razı olsun, davamı üstlendi. Boşanma davasında bana verdikleri avukat, eşimin beni vurduğunu duyunca korktu ve geri çekildi. O (Hasan Cora) avukat gibidir, kendini bu duruşma için hazırlamıştır. Kimbilir neler uyduracak yine. Beni vurduğunda ben topuklu ayakkabı giyiyormuşum, süslenmişim… Aklınca bana kötü kadın profili çizdi. Düşünün onun akrabaları bile benim arkamda. Allah hepsinden razı olsun.”
“Demek ki ben güçlü bir kadınım”
Ayşegül 16 yaşında evlendiği erkekten yıllarca sistematik bir şekilde şiddet gören ve her şeye rağmen hayatta kalmayı başaran kadınlardan yalnızca biri. Her gün erkek şiddetiyle öldürülen bir kadının haberini okumaya alıştığımız bugünlerde Ayşegül’ün hikayesi şiddet gören tüm kadınlar için bir umut hikayesi. Kızları ve çevresi sayesinde ayağa kalkan Ayşegül, “İnsanlar güçlü olduğumu söyledikçe diyorum ki ‘Demek ki ben güçlü bir kadınım.’ Çocuklarım ve bana destek olanlar sayesinde güçlü kaldım” diyor. Daha iyi günlerin geleceğinden umutlu olan Ayşegül, “Çok zor günler geçirdik ama halimize şükrediyorum” diyerek röportajı sonlandırıyor.