Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Selahattin Demirtaş’ın duruşmasından izlenimler: “Sen tek dişi kalmış canavara dönene dek mücadelemiz devam edecek”

Eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın terör suçlarından tutuksuz yargılandığı ana dava Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediyor. 2 Eylül 2019’da bu davadan tahliyesine karar verilen Demirtaş hakkında 20 Eylül’de başlatılan 6-8 Ekim olayları soruşturmasında yeniden tutuklama kararı çıkmıştı. Batu Bozkürk’ün Sincan Adliyesi’nden izlenimlerini aktarıyoruz:

Beyaza bürünmüş bir Ankara sabahında, Sincan Cezaevi’nde görülecek duruşmaya farklı şehirlerden ve ülkelerden insanların geldiği görülüyor. Göze çarpan ilk simalar CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP milletvekilleri Mithat Sancar, Mehmet Rüştü Tiryaki ve Murat Çepni oluyor. Danimarka’nın üç milletvekili de Sincan’da yerini alıyor: Halime Oğuz, Christian Juhl ve Kim Valentin. Bunların dışında Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Hollanda, Belçika, İsviçre ve Danimarka büyükelçiliklerinden isimler de duruşmaya gelmiş. Ancak daha önce de olduğu gibi salona alınmıyorlar.

Selahattin Demirtaş, mavi gömleğinin üzerine giydiği siyah kazağıyla her zaman olduğu gibi Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katılıyor. Bir yanında kardeşi ve avukatı Aygül Demirtaş, diğer yanında ise avukatı Arzu Eylem Kayaoğlu var. Demirtaş zaman zaman neşeli, her iki tarafla konuşarak gülüyor, zaman zaman ise yüzünü ve başını ovuşturarak sıkıntısını dışa vuruyor.

Duruşma salonunda Demirtaş’ın 21 avukatı hazır bulunuyor. Bunların dışında yaklaşık 30 izleyici, beşten fazla basın mensubu ve 20’den fazla polis duruşmayı takip ediyor.

“Bu dosyadan tutuklu muyum?”

Mahkeme heyeti başkanı dosyaya yeni giren evrakı saydıktan sonra Selahattin Demirtaş’a söz veriyor. Demirtaş, avukatlarının usule itiraz edeceğini belirtiyor ancak öncesinde başkana “Bu dosyada halen tutuklu muyum? Tutuklu sanık dediğinizi duydum” diye soruyor. Başkan, “Hayır, bu dosyadan tutuklu değilsiniz, yanlış söylemiş olabiliriz” yanıtını veriyor. Demirtaş ise “Yoo, yani arada tutuklamış olabilirsiniz, bilelim” diye karşılık veriyor. O sırada seyirci sıralarından gülme sesleri geliyor. Demirtaş’ın 2 Eylül’de bu dosyadan tahliye edilmesi ve devamında 20 Eylül’de yeniden tutuklanması bu duruşmanın ana konularından biri oluyor.

“Duruşma salonundan çok 1001 odalı Saray’ın bir odası gibi”

Demirtaş’ın avukatlarından Mahsuni Karaman, 2 Eylül’de verilen tahliye kararını eleştiriyor: “Bu karar sizin kararınız değil. Demirtaş ne oldu da 2 Eylül’de tahliye edildi? (…) Bu mahkeme Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) hükümete en hafif tabirle lojistik destek sağlayan kararlar aldı. 20 Eylül’de HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) dosyasına şüpheli olarak eklenerek ikinci kez tutuklanması lojistik desteğin başka aparatı. Burası duruşma salonundan çok 1001 odalı Saray’ın bir odası gibi.” 

Bir başka avukat, başkana, Demirtaş’ın “terör örgütü propagandası” yapmak suçundan 4 yıl 8 ay ceza aldığı dosyayı hatırlatarak, “Tahliye kararından sonra cezaevinden çıkacağını düşünseydiniz bu kararı verir miydiniz?” diye soruyor.

“Erdoğan yargının yok hükmünde olduğunu ilan etti”

O sırada 21 avukatın içinden bir ses yükseliyor: “Bana da söz verin”. Avukat Kemal Akalın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Demirtaş yeniden tutuklandıktan sonra söylediği “Bunları bırakamayız” sözlerini hatırlatıyor ve “Erdoğan, ‘Selahattin Demirtaş’ı bırakamam’ dedi. Bunu dünya duydu ama siz duymamışsınız. Erdoğan yargının yok hükmünde olduğunu ilan etti. Bundan mahcup musunuz, utanç duyuyor musunuz? Bir yandan dışarıda arkadaşlarımız da bekliyor. Eğer dışarıdakileri salona alma kararını dahi veremeyecekseniz yargıçlığı bırakın, onurunuzla bir iş yapın.”

Akalın’ın “dışarı”dan kastettiği, yabancı uyruklu olanların salona alınmaması mahkemedeki bir başka tartışma konusu oluyor. Demirtaş’ın avukatları mahkemelerin herkese açık olduğunu, herhangi bir kimlik ayrımı yapılamayacağını ve akreditasyon uygulanamayacağını anayasaya referans vererek söylüyor. Mahkeme heyeti ise duruşmaya gelen yabancı isimlerin listesini isteyerek konu hakkında ara karar veriyor ve içeri girmelerine izin veriyor.

“Demirtaş’ın tutuklandığını Anadolu Ajansı’ndan öğrendik” 

Mahkemede konuşulan bir başka konu ise 2 Eylül’de yapılan duruşma ve o duruşmaya Demirtaş’ın avukatların katılmaması. Mahkeme, Demirtaş’ı o duruşmada beş fezlekenin savunmasını yaptı sayıyor. Başkan buna gerekçe olarak, “Biz sizin 2 Eylül’deki duruşmaya katılmayacağınızı haberlerden öğrendik” diyor. Avukatlar ise, “Biz temmuzda yapılan duruşmada 2 Eylül’deki bir duruşmaya katılamayacağımızı söylemiştik. Ayrıca biz de Selahattin Demirtaş’ın tutuklandığını sorgu odasındayken Anadolu Ajansı’ndan öğrendik” yanıtını veriyor. Demirtaş da daha sonra mahkeme heyeti ne karar verirse versin o fezlekelere ilişkin savunma yapacağını söylüyor. Heyet de daha sonra her türlü savunma yapabileceği yönünde bir ara karar veriyor.

“Demokrasi ve özgürlük bütün ülke için lazım”

Mahkeme heyeti ara vermek isterken Aygül Demirtaş araya girerek “Biz avukatları olarak halen dosyaya fiziki olarak dokunamadık. Evrakın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’ne (UYAP) yüklendiğinden bahsediyorsunuz ancak biz niye görmüyoruz?” sorusunu yöneltiyor. Daha sonra Selahattin Demirtaş da bu konuda “Dosyama iki duruşma arası karartma uygulanıyor. Avukatlarım delilleri göremiyor” diyor.

Mahkeme heyeti saat 12.30’da, 14.00’e kadar ara veriyor. Selahattin Demirtaş ara verildiğinde önceki duruşmalarda olduğu gibi salona gelenleri selamlıyor. Bir izleyicinin “Sizin özgür olmanız lazım” şeklindeki seslenişine “Bütün ülke için demokrasi ve özgürlük lazım. O gün biz de özgür oluruz” yanıtını veriyor.

“O zaman size şimdiden ‘Rapunzel’ diyebiliriz”

Ara sona erip salon yeniden dolmaya başladığında Demirtaş yine izleyicilerle konuşuyor. HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Nazmi Gür’e saçlarını uzattığını söyleyen Demirtaş, “Siz çıkana kadar uzatacağım” yanıtını alınca “O zaman size şimdiden ‘Rapunzel’ diyebiliriz” diyor.

Demirtaş’ın dikkatini çeken bir başka konu ise Murat Çepni ile Mahsuni Karaman’ın benzerliği. Demirtaş, “Murat vekilim arada bir Mahsuni ile yer değiştirse kimse çakmaz. Bir an için Mahsuni niye orada (vekil sıralarında) oturuyor diye düşündüm” diyor.

“Sağdan sola yürümeye başladık”

Demirtaş, sağlığına ilişkin ise “Sağlık durumum seyahat etmeye pek uygun değil. Ancak EKG’den kalbim temiz çıktı. Kalbimin temiz olduğunu biliyordum” diye konuşuyor.

Doktorunun yaşam biçimini değiştirmesine yönelik tavsiyesinin olduğunu söyleyen Selahattin Demirtaş, “Yaşam biçimimizi değiştirdik. Havalandırmada soldan sağa yürüyorduk, artık sağdan sola yürüyoruz” diyor.

“Bu duruşmamın yapılma amacı Erdoğan’ın siyasi hedefleri”

Selahattin Demirtaş, aradan sonra yaklaşık iki buçuk saat konuşuyor. Konuşmasına fezlekeleri değil, yeniden tutuklanma sürecini ve “ihlal”leri konu ediyor. “Biz burada yargılanma amacıyla toplanmadık. Bu, Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hedefleri, muhalefetin tasfiye edilmesi için yapılan bir duruşma” diyor. AİHM’de mahkeme heyetinin yargılandığını söylüyor.

“Diktatörlük değil, rekabetçi otoriterizm var”

Selahattin Demirtaş, Türkiye’nin anayasal düzeninin tasfiye edilmekte olduğunu, tek adam rejiminin kurumsallaştırılmaya çalışıldığını söyleyerek Türkiye’de diktatörlüğün değil, seçimli rekabetçi otoriterizmin olduğunu belirtiyor. Demirtaş bu durumun sürdürülebiliyor olmasını “15 Temmuz”dan sonra devlet kurumlarının kurum olmaktan çıkması’yla açıklıyor.

“Kurulmak istenen düzen kaos düzeni”

Selahattin Demirtaş, Adolf Hitler’in bazı uygulamalarından söz ederek Türkiye’de de Hitler’in Almanyası’ndaki sistemin oturtulmaya çalışıldığını söylüyor ve mahkeme heyetine “Siz de buna aracı oluyorsunuz” diyor.

“Diploması bile yok, sahte cumhurbaşkanı”

Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üniversite diploması olmadığını ve bu yüzden gelecekte, bugün alınan kararların geri döndürüleceğini ve iptal edileceğini ileri sürüyor.

Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’a tepki 

Demirtaş, kendisinin 20 Eylül’de yeniden tutuklanmasının arkasında Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın olduğunu iddia ediyor. Demirtaş’ın iddiasına göre, o gün nöbetçi olmayan bir sulh ceza hâkimi hastanedeyken apar topar adliyeye çağrılıyor ve Demirtaş hakkında tutuklama kararı veriliyor. O karar çıkana kadar da başsavcı adliyeden ayrılmıyor.

Selahattin Demirtaş, bir kitaba referans vererek Yüksel Kocaman’ın Erdoğan Pınarhisar Cezaevi’ndeyken cezaevi savcısı olduğunu, birlikte mangal yaptıklarını söylüyor. 22 Kasım 2018’de AİHM’in kendisiyle ilgili kararının açıklandığı gün Kocaman’ın “Saray”a gittiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la poz verdiğini ve bunu sosyal medya hesabında paylaştığını hatırlatıyor. “Kocaman orada beni tutuklatan adamla ne konuştuğunu açıklamalı” diyen Demirtaş, Kocaman’ın memleketi Zonguldak’ta AKP’li yöneticilerle bir araya geldiği fotoğrafları da heyete gösteriyor.

“Tek dişi kalmış canavara dönene dek mücadelemiz devam edecek”

Demirtaş sözlerini, “Senin güvendiğin Saray’dan büyük halk var. Devran dönüyor. Sandık kurulduğu gün göreceksiniz, bunun hesabı hukuk önünde verilecek. Recep Tayyip Erdoğan döneminin en güzel tarafı ise, o yenilince herkes yenilmiş sayılacak. Ama bir sene, ama beş sene sonra. Tarihte yıkılmayan iktidar yok. Ankara, İstanbul, Mersin, Adana, Antalya’da dişin döküldü. Tek dişi kalmış canavara dönene kadar mücadelemiz devam edecek” diye sürdürüyor.

“Ben ve arkadaşlarım bu ülkeyi yöneteceğiz”

Demirtaş, “Adım Selahattin Demirtaş. İşçi çocuğuyum, ana-babamın okuryazarlığı yoktur. Ama ben ve arkadaşlarım bu ülkeyi yöneteceğiz. Bir müebbet değil bin müebbet verseniz, bin kere de tutuklasanız bunu engelleyemeyeceksiniz” diyor.

“Katiller, tecavüzcüler tutuksuz yargılanıyor

Selahattin Demirtaş, temmuzdaki son duruşmadan bu yana yaşananları derleyip ülkede yolsuzluk ve plansızlığın yol açtığı kötü ekonomi nedeniyle insanların toplu olarak intihar etmeye başladığını söylüyor. Demirtaş ayrıca Emine Bulut’u, Görkem Sertaç Göçmen’i ve Ceren Özdemir’i hatırlatarak “Özdemir’in 12 suçtan dosyası bulunan katili açık cezaevinden kaçıyor, bir kadını öldürüyor ama biz hapisteyiz. Ben tutukluluğu savunmuyorum ama onlar tutuksuzsa biz neden tutukluyuz?” diye soruyor.

Fezlekelere yönelik savunma yarın

Selahattin Demirtaş konuşmasını tamamlıyor ve mahkeme heyetinden fezlekelere ilişkin savunmasını ertesi gün yapmayı talep ediyor. Heyet bunu kabul ediyor ve duruşma 17.00’de sona eriyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.