Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Korona günlerinde işçi hakları: “İşçilerin hiçbir şey olmamış gibi işlerine devam etmeleri beklenemez”

Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgını Türkiye’de de hızla yayılmaya başladı. Uzmanlar mecbur kalmadıkça kimsenin dışarıya çıkmaması gerektiğini her fırsatta vurguluyor. Salgının etkileri ekonomik alanda da hızla hissedilmeye başladı ve birçok işyeri salgından olumsuz yönde etkilendi. Bazı işyerleri salgını sebep göstererek çalışanlarına ücretsiz izin kullandırıyor veya çalışanları işten çıkarıyor. Bu süreçte işçilerin en büyük korkusu da işten çıkarılmak. İşini kaybetme korkusu yaşayan veya ücretsiz izne zorlanan bir işçinin hakları nelerdir? İşçi neler yapabilir? Avukat Tuba Torun, Medyascope’a anlattı.

“Ücretsiz izin karşılıklı onaylanarak gerçekleşecek bir durumdur”

Tuba Torun, ücretsiz izin konusunda işverenle işçinin karşılıklı onayının olması gerektiğinden bahsediyor. Yani işçi eğer ücretsiz izne çıkmak istemediği halde işveren tarafından buna zorlanıyorsa bu durum hukuka uygun olmadığı için işçi hukuk yoluna başvurabilir: “Ücretsiz izin kesinlikle işveren ve işçi tarafından karşılıklı onaylanarak gerçekleşecek bir durumdur. Eğer işveren, işçiyi zorla ücretsiz izne çıkarmaya çalışırsa ve işçi bunu kabul etmezse bu hukuka uygun olmadığından işçi haklarını talep edebilir. Örneğin, işveren ‘Ben iş yerimi kapatıyorum. Seni de ücretsiz izne çıkarıyorum. Ne zaman tehlike geçerse o zaman gel’ derse ve işçi bunu kabul etmezse, işyerinin kapalı kaldığı süre kadar ücret talep edebilir. Mesela iş yeri üç ay boyunca kapalı kalmışsa, işçi üç aylık ücretini talep edebilir. İşverene icra takibi başlatabilir. Bu işçi bakımından haklı bir durumdur.”

“Koronavirüs sebebiyle çalışan işten çıkartılırsa işçilik alacaklarını talep edebilir”

Çalışanın işten çıkarılması durumunda talep edebileceği hakları ise Torun şöyle anlatıyor: “Koronavirüs sebebiyle işten çıkarılma gündeme gelirse işçinin tazminat hakları bakidir. Çünkü haksız bir iş akdi feshi sözkonusudur ve işçi haklarını talep edebilir. Yani kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi işçilik alacakları için hukuk yoluna başvurabilir. İşyeri kapatılsa da, iş akdi feshedilse de işçilik alacaklarını talep edebilecektir. Çünkü haklı bir fesih değildir.”

“İşçi salgına yakalanırsa iş akdi feshi mümkün değil”

Torun, işçilerin koronavirüs salgınına yakalanması halinde, işten çıkarılmalarının gündeme gelmesinin ise hukuka aykırı olduğunu söylüyor: “Koronavirüs tüm dünyada pandemi ilan edilmiş salgın bir hastalık ve hastalığı kapan kişi iyileşebiliyor. Dolayısıyla işçinin hastalığa yakalanması durumunda işten çıkarılması hukuka aykırıdır. Koronavirüs salgını işveren tarafından haklı iş akdi feshi sebebi değildir. Şu aşamada koronavirüs olduğu tespit edilen kişilerin işten çıkarılması hukuka aykırıdır. Bu kişilerin öncelikle iyileşmesinin beklenmesi gerekiyor.”

 “İşçilerin hiçbir şey olmamış gibi işlerini devam ettirmeleri beklenemez”

Torun, koronavirüs salgınının “mücbir sebep” sayılabileceğini ve birçok sözleşmede mücbir sebep maddesi olduğunu vurguluyor. Mücbir sebebi ise “borcun ifasını imkansızlaştıran öngörülmesi ve engellenmesi mümkün olmayan bir olay” olarak tanımlıyor. Koronavirüs salgınının da mücbir sebep sayılabileceğini söylüyor:

“Türkiye’de ve dünyada koronavirüs olağanüstü şartlar doğurmuştur. Dolayısıyla kişilerin hiçbir şey olmamış gibi işlerini devam ettirmeleri kendilerinden beklenemez. Bu anlamda koronavirüsün mücbir sebep sayılması mümkündür. Fakat koronavirüs etkilemediği alanlar varsa örneğin kişinin evden yapabileceği işler sözkonusuysa bu borçların ifa edilmemesi de Medeni Kanun kapsamındaki dürüstlük kuralına aykırılık teşkil eder. Koronavirüs eğer borcun ifasını imkansızlaştırıyorsa ve o ifa belirtilen tarihte gerçekleşmemekle anlamını yitirecekse borçtan sorumluluk meydana gelmez.”

“Devlet teşvikleri gerekiyor”

Torun, salgın sebebiyle işleri kötü giden işletmelere devlet teşvikinin olması gerektiğini vurguluyor:

“İş çarkı ne yazık ki dönemiyor. Bu yüzden işten çıkarmalar gündeme gelebiliyor. Bu anlamda eğer işverenlerin imkanı varsa mümkün olduğunca işçileri tolere etmesi lazım. Fakat tolere edemediği noktada devreye devletin girmesi lazım. Devletin bu olağanüstü durumu göz önünde bulundurarak, örneğin, işverenlere kısa çalışma ödenekleri vermesi ya da işçilere bir aylık maaş vermesi lazım. Bunlar gibi devlet teşvikleri gerekiyor.”

“İşçiler ücretli izne ayrılmalı”

Torun, bu salgın günlerinde işçilerin öncelikle ücretli izne ayrılmaları gerektiğini söylüyor:

“Bizim önerdiğimiz şey öncelikle işçilerin ücretli izne ayrılmasıdır. Eğer siz işçiyi ücretsiz izne ayırabilecek bir düzendeyseniz en azından yıllık izninden kullandırabilirsiniz. Yani iş akdini feshetmek ya da ücretsiz izne zorla çıkarmak yerine yıllık izninden ücretli bir şekilde düşebilirsiniz. Sosyal devlet yükümlülüğünü de söylüyoruz. Örneğin, devlet tarafından kısa çalışma ödeneği verilebilir. Kredi borçları ertelenebilir, tüm kamu borçları ertelenir. İşçiye birkaç maaşlık ücret verilebilir.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.