Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kargo çalışanları: “Günde en az 200 paket dağıtıyoruz, bize potansiyel virüs taşıyıcısı gibi davranılıyor”

Koronavirüs salgını nedeniyle birçok marka mağazalarını kapatarak e-ticarete yöneldi. Böylece kargocuların iş yükü arttı. Kargo sektöründe çalışan Aslı, İsmail ve Fatma, Medyascope’a yaşadıkları sıkıntıları anlattıİşçiler virüsü ailelerine taşıma kaygısı yaşıyor. Fatma, “Bir evden koranavirüsün kuryeye geçmesi demek, günde onlarca kişiye bulaşması an meselesi demektir” diyor.

Dünyada ve Türkiye’de koronavirüs salgını nedeniyle önlemler alınırken farklı sektörlerde çalışan birçok işçi risk altında. Salgın sırasında en çok çalışan sektörlerden olan kargo sektöründe çalışan işçiler, gerekli önlemlerin alınmamasından rahatsız. Bir kargo firmasının şubesinde çalışan Aslı, “Mesafeyi korumak adına şubede çalışanlar için sadece bantla şerit çekerek önlem aldılar. Şaka gibi önlem. Oysaki müşteriler o şeridi sıklıkla umursamadan yırtıyorlar” dedi. 

“Koronavirüs nedeniyle eşimle ayrı odalarda uyuyoruz”

Aslı, yedi yıldır kargo firmasında çalışıyor. İki yıldır evli olan Aslı, işten eve her döndüğünde huzursuzluk yaşadığını söylüyor: “Sabahları işe gitmek hiç bu kadar zor gelmemişti. Elim yüreğimde işe gidiyorum. Eşimle ona zarar gelmesini istemediğimden, koronavirüsten onu korumak adına, ayrı odalarda uyuyoruz.”

Özellikle “kara cuma” indirim günlerinden yoğunluk yaşamaya alışkın olduklarını söyleyen Aslı, “Yılbaşı, kara cuma ve sevgililer günü gibi özel zamanlarda yoğunluklar yaşardık. Ama koronavirüs salgınında yoğunluğumuz o günlerin çok üstünde” diyor. 

“Şubeye gelen gideni sayamıyorum bile”

Bugünlerde kalemden bulaşık süngerine, çoraptan sandalyeye kadar her şeyin kargo ile alındığını belirtiyor Aslı: “Salgından önce günlük 550-600 arası kargo geliyordu.  Şimdi bu sayı 1000 adeti bulmuş durumda. Kişi başına dağıtım bölgelerinden kaynaklı en az 210-220 kargo düşüyor. Bu bizi ciddi anlamda zorluyor. Günde telefonda 90-100 kişiyle görüşüyoruz. Şubeye gelen gideni sayamıyorum bile.”  

Kargo sektörünün çalışmaya devam edebileceğini ancak önlemlerin hemen alınması gerektiğini belirten Aslı, bunları “Kargo sektörü elbet salgın sürecinde işe yarayacak sektör.  Biz kapatılsın, kepenkler indirilsin demiyoruz.  Fakat vardiya sistemi yapılsın. Çalışma saatleri biraz daha kısaltılsın. Sadece gıda ve hijyen malzemeleri kargo yoluyla gönderilsin” diye sıralıyor. 

“Kargolanan ürünlere ilk paketleme sırasında kimlerin nasıl dokunduğunu sorgulamıyorlar”

Vatandaşların kendi sağlıkları için de daha duyarlı davranmaları gerektiğini belirten Aslı, “Müşteriler bize e-posta atarak ‘Kuryeler maske taksın, eldiven taksın’ diyorlar. Vatandaşlar kargo çalışanına potansiyel virüs taşıyıcısı gibi davranıyor. Ama şunu düşünmüyorlar. Ülke genelinden gelen kargolar, transfer merkezinde toplanarak ayrıştırılıyor. Transfer merkezlerinin durumunu, kargolanan ürünlere ilk paketleme sırasında kimlerin nasıl dokunduğunu sorgulamıyorlar” diyor. 

Son iki haftadır psikolojik olarak da yıprandıklarını belirten Aslı, “Fiziksel yorgunluğumuzun yanında zihinsel olarak da çöktük. Şirket yöneticileri motive edecek hiçbir adım atmıyor. Tek istediğimiz reklam boyutunda kalmayan, çözüm sağlayacak önlemler alınması. Şubelere 100 eldiven göndermek ile önlem alınmış olmuyor. Acilen devlet ve yöneticiler tarafından özel kargo firmalarına bir yol bulunması gerekir” diye konuşuyor. 

“Önemli olan ailemin korunması”

Kargo firmasında ofis elemanı olarak çalıştığını fakat son günlerde yaşanan kargo artışı nedeniyle sık sık dağıtıma çıktığını söyleyen İsmail, koranvirüs salgınının Türkiye’de görülmesi üzerine, çalıştığı firmanın her gün e-posta üzerinden ikazlarda bulunduğunu belirtiyor.  

İsmail evli ve iki çocuğu var. İş çıkışı eve gittiğinde ailesine yaklaşmamaya dikkat ediyor: “Onlar evde kendilerini izole etmiş haldeler. Ben ise gün boyunca yüzlerce insanla muhatap oluyorum. İster istemez korkuyorum. Benim enfekte olmamın bir önemi yok. Önemli olan ailemin korunması.”

“Maskeler sadece bir kere ve kişi başı bir tane gönderildi”

İsmail de koruyucu malzemelerin eksik olmasından şikayetçi: “Tek kullanımlık maskeler sadece bir kere ve kişi başı bir tane gönderildi, bir daha da görmedik. Dezenfektan gönderildi, ondan yana sıkıntımız yok. Eldiven de yeterli değil. Maalesef kendimiz temin edip kullanmaya çalışıyoruz.” 

Bazı sektörlerde salgın nedeniyle çalışma saatleri kısaltıldı. İsmail’in çalıştığı kargo firmasının mesai saatlerinde ise bir değişiklik yapılmadı. Geçmişe göre çok daha yoğun çalıştıklarını anlatıyor: “İnsanlar evlerinde kalmaya başladıktan sonra internet üzerinden alışverişi artırdı. Benim bildiğim, koronavirus yüzeyler üzerinde uzun süre yaşıyor. Kargo paketleri üzerinde dezenfekte işlemleri uygulanmıyor. Bir kurye yaklaşık olarak günde 150 ile 180 arasında kargo dağıtıyor. Bu da her gün bir sürü insanla muhatap olmak demek. Lojistik şirketleri bu konuda çok sıkıntılı durumda. İnsanlar virüsü kargolarla evlerine aldıklarının ne kadar farkındalar, bilemiyorum.” 

“Karantinada sehpa almak çok mu hayati bir mesele?”

Kargo şubelerine “Lütfen içeriye kalabalık yapacak şekilde girmeyin, tehlikelidir” yazmalarına rağmen, müşterilerin içeriye aynı anda girdiklerini söyleyen İsmail, “15-20 kişi şubenin içine giriyor. Tabii ki uyarmaya çalışıyoruz ama milletimiz çok düşüncesiz ve bilinçsiz. Sürekli giyim, mobilya gibi ürünleri sipariş veriyorlar. Evde karantinada sehpa almak çok mu hayati bir mesele?” diye soruyor. 

Yaptıkları işin öneminin farkında olduğunu belirten İsmail, “Fakat temel ihtiyaçların dışındaki keyfi ihtiyaçların engellenmesi gerekiyor. Aşırı yoğunluk hem sağlık sektöründe kullanılacak ürünlerin teslimatlarında gecikme yaşatıyor hem de tüm insanları tehlikeye sokuyor” diyor. 

“Ünlülerin ‘Evde Hayat Var’ demesinin hiçbir manası yok”

Evine ekmek götürme derdindeki İsmail, oyuncu ve müzisyenlerin yaptığı “evde kal” çağrılarını ise anlamsız buluyor: “Ünlülerin ‘Evde Hayat Var’ demesinin hiçbir manası yok bizler için. Sadece kargo çalışanları için değil, fabrikalarda, sanayide, özel sektörde çalışmak zorunda olan tüm işçiler için de aynı şey geçerli. Biz çalışmak zorundayız. Umarım bu salgın daha fazla can almadan kontrol altına alınır.” 

“Annem ve babam yaşlı insanlar”

Kargo işçilerinin bağlı oldukları şirketler değişse de sorunları aynı. Başka bir kargo firmasında ofis personeli olarak çalışan Fatma, önlem alınmamasından şikayetçi: “Çalıştığım işyerinde salgına karşı ciddi bir önlem alınmadı. Şirketin anlaşmalı olduğu iş güvenliği firmasından ne bir ziyaret ne de bir bilgilendirme yapıldı.” 

Fatma, anne ve babası ile kalıyor. Diğer kargo çalışanları gibi o da, akşamları eve gittiğinde moralinin bozulduğunu söylüyor: “Bu süreçten psikolojik olarak etkileniyorum. Eve gidince kendimi huzursuz hissediyorum. Annem ve babam yaşlı insanlar. Üzerimde virüs var mı? Hastalık kaptım mı gibi sorular aklımdan çıkmıyor.”

Fatma’nın bir diğer şikayeti de çalışma saatlerinin düzensizliği: “Mesai 8.30’da başlıyor ama belli bir çıkış saatimiz olmasına rağmen hep bu saati geçirecek şekilde günlük işleyiş ne zaman sona ererse o zaman çıkabiliyoruz. Yani 21.00’de biterse o saatte çıkıyoruz. Ciddi bir salgın olmasına rağmen saatlerde herhangi bir düzenleme yapılmadı. Yapılacağı konusunda da bir ümidim yok.” 

“Paket teslim edilene kadar en az 10 insanın eli değiyor”

Evinde kalan vatandaşların e-ticaret üzerinden alışveriş yapmalarına anlam veremeyen Fatma, “Vatandaşlar ne kadar evinde kalarak kendini korumaya çalışsa da kargoyla haşır neşir oldukları sürece bu mümkün olmayacak. Günde minimum bir şube 400 kapı geziyor. Kuryeler müşterilerle mesafeyi ne kadar uzak tutarsa tutsun kesinlikle temas oluyor. Aynı kalemle yüzlerce insana imza attırılıyor. Gelen paket teslim edilene kadar, o pakete en az 10 insanın eli değiyor. Bir evden koranavirüsün kuryeye geçmesi demek günde onlarca kişiye bulaşması an meselesi demektir” diye uyarıda buluyor.

Fatma, bakanlıkların derhal kargo çalışanları ile ilgili düzenlemeye gitmesi gerektiğini vurguluyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.