Koronavirüsün ilk tespit edildiği Çin’in Hubei eyaletindeki Vuhan kentinde 8 Nisan’da karantina önlemleri kaldırıldı. Vuhan halkı, 76 gün süren karantinanın ardından işlerine gitmeye ve diğer kentlere seyahat etmeye başladı. Ancak bunun da şimdilik bir sınırı var. Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu Sözcüsü Yang Yun, “risk taşımadığı değerlendirilen” Vuhanlılar’ın diğer şehirlere seyahat etmeye başladığını söylüyor.
Yun, Çin halkının karantina sonrasında da dikkatli davrandığını ancak dışarı çıkarabilmenin halkı mutlu ettiğini belirtiyor. Salgınla mücadele sürecinden Çin hükümetinin çıkaracağı dersler olup olmadığı sorusuna ise “Bunu bir ders olarak ya da özeleştiri olarak görmüyorum. Elde ettiğimiz tecrübeler var. Daha çok bu şekilde nitelendirmek istiyorum. Çünkü bu, insanoğlunun tarihinde ilk kez karşılaştığı bir virüs. Daha önce hiç kimse bunun nasıl teşhis edileceğini bilmiyordu” diye yanıt veriyor.
Yun, İspanya’nın Çinli bir firmadan aldığı test kitlerinin çalışmadığına yönelik haberleri de şöyle değerlendiriyor: “İspanya’nın aldığı bu kitler aslında bir tüccar üzerinden ele geçirilmiş. Biz hükümet olarak daha önce diğer hükümetlere açıklamalarda bulunmuştuk. ‘Eğer test kitleri almak istiyorsanız hükümet aracılığıyla bize talepte bulunun. Biz de bizim listelediğimiz güvenilir fabrikalardan, şirketlerden bu kitleri organize edip gönderebiliriz’ demiştik. Bu olaylar yaşandıktan sonra hem yerel hükümet hem o ülkedeki sağlık birimleri hem de Çin’deki üretici tarafından açıklama yapıldı. Kitin kılavuzuna göre işlem yapılmadığından dolayı istenilen sonuca ulaşmadığı belirtildi. Hükümet olarak sürekli yabancı hükümetlerle irtibat halindeyiz hem kitleri sağlama konusunda hem de kitlerin doğru kullanılmasını sağlama konusunda.”
Yun, koronavirüs salgınını bahane ederek Çin’e yönelik ırkçı söylemler üreten liderlere ve dünyanın çeşitli yerlerinde Çin vatandaşlarına düzenlenen saldırılara ise şöyle tepki gösterdi: “Virüs, insanoğlunun ortak düşmanıdır. Bugün bu virüs Çin’den çıktı, ama daha sonra bu başka yerlerde çıkabilir. Bunu ‘Çin virüsü’ diye niteleyenler oldu. Biz buna karşı çıkıyoruz. Ayrıca bu, Dünya Sağlık Örgütü’nün teamüllerine de aykırıdır. Biliyorsunuz 2009 yılında Amerika’da H1N1, yani domuz gribi ortaya çıktı. Fakat biz hiçbir zaman ‘Amerika virüsü’ diye hitap etmedik, değil mi? Bu virüse ‘Çin virüsü’ diye hitap edilmesi de tamamen bir haksızlıktır. Uluslararası camiaya ayrımcılıktan kaçınılması ve hep beraber uluslararası işbirliği ruhu gösterilmesi çağrısında bulunuyoruz.”
