Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kendini “tek otorite” ilan etti: Trump bir kez daha basınla ve valilerle karşı karşıya

Göreve geldiği ilk günden itibaren basınla yıldızı barışmayan ABD Başkanı Donald Trump, koronavirüs salgınıyla birlikte hemen her gün kameraların karşısına geçiyor. Trump, geçen ay, bu toplantılardan birinde basına “Yüzde 75-80’inizden daha kurtulmalıyız. Bu odada sadece iki ya da üç tanenizi seviyorum” diyerek seslendi, kriz yönetimindeki tutumunu tartışmaya açmamaya kararlı olduğu mesajını verdi. Ancak kendisini eyaletler üzeri “tek otorite” olarak tanımlayan Trump, şimdiye kadarki en tuhaf basın toplantısını dün gerçekleştirdi. ABD basını ve eyalet valileri ise onunla aynı fikirde değil.

20 Mart’ta henüz 200 kişi virüsten hayatını kaybetmişken Trump, “Amerikan halkı korkuyor. Ne söylemek isterseniz?” diye soran muhabiri işini berbat yapmakla suçladı.

Trump, “Çin virüsü” tabirini kullanmasını eleştiren gazetecileri aşağıladı. Sözlerini günbegün, birebir aktaran muhabirleri yalancılıkla ve sinsilikle suçladı.

Koronavirüsün kontrol altında olup olmadığını sormak için mikrofonu eline alanların sorularını dahi tamamlamasına izin vermedi, “üçüncü sınıf muhabirler” diye hitap etti, “Kendinizi sevimli göstermeyin” dedi, akreditasyonlarını iptal edeceği mesajını verdi.

Medyayı özellikle ocak ve şubat aylarında eksik bilgi vermekle, Çin’le beraber hareket etmekle, kendisini ırkçı göstermekle, saygısızlıkla suçladı.

22 Ocak’ta koronavirüse dair ilk basın toplantısını gerçekleştirdiğinden beri Başkan Trump, basını hedef göstermekten çekinmedi. Farklı kuruluşlardan farklı gazetecileri topa tutsa da gündeminde daima, hakkında yapıldığını iddia ettiği “sahte haberler” vardı. Dün akşamki basın toplantısında ise alışılagelmedik bir çıkış yaptı ve arkasındaki ekrandan bir video yayınladı.

Seçim kampanyasından farksız görüntüler, koronavirüsün seyri için toplanan basını adeta şoke etti. Yaklaşık üç dakikalık propaganda videosunda Trump’ın pandemiye karşı attığı adımlar ve bazı Cumhuriyetçi valilerin Trump’a destek mesajları yer aldı.

CNN, NBC, CBS, ABC gibi kanallar Trump’ın seçim kampanyasına döndürdüğü, koronavirüs brifinginin sadece ilk birkaç saniyesini yayınladı. Trump, “Beyaz Saray’daki görevliler salgın yerine bu ‘prodüksiyon’ ile mi uğraştı” diyerek kendisini eleştiren gazeteciyi ise alışıldık tavırlarıyla azarladı.

“Hastaneler yetersiz, 20 milyon Amerikalı şimdiden işsiz” diyerek videoyu eleştiren başka bir ismi ise saygısızlıkla suçladı. Sürekli olarak şubat ayından itibaren Çin’e sınırların kapatılması kararıyla övünen Trump’a, “Peki ama yasaktan sonra, şubat ayında ne yaptınız? Videoda bunlar yok” diyen aynı gazeteci, yeniden Trump’ın hışmına uğradı: “Yazdığın her şey ve çalıştığın yer sahte, sen de bunu biliyorsun.”

Bugün ise ABD basının tek gündemi işte bu basın toplantısı ve propaganda videosu. İşlerin kontrolden çıkma noktasına geldiğini vurgulayan televizyon kanallarına göre, videonun gölgesinde kalan iki sorun var: Biri Trump’ın Dr. Fauci ile ilgili tutumu, diğeri ise “tek otorite” ile Trump’ın ne kastettiği.

Donald Trump’ın salgınla ilgili yaptığı tutarsız açıklamalar karşısında ise, ABD medyasında sıklıkla açıklamalarına rastlanan ve kamuoyunda yarattığı güvenin aşikâr olduğu, Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü’nün direktörü ve Beyaz Saray Koronavirüs Görev Gücü’nün başındaki isim Dr. Anthony Fauci var.

Fauci ile Trump arasındaki anlaşmazlık ve taban tabana zıt açıklamalar haftalardır ABD basının gündeminde. Ancak pazar günü, Fauci’nin CNN televizyonuna verdiği mülakatta “Koronavirüs salgınını durdurmaya yönelik önlemler daha erken alınsaydı, hayatlar kurtarılabilirdi” demesi tartışmayı bir kez daha alevlendirdi.

Fauci’nin CNN mülakatının ardından Trump, “Time to #FireFauci” (Fauci’yi kovma vakti geldi) etiketiyle yapılan bir Twitter paylaşımını sayfasına taşıdı.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, “Bu konuda medyadaki söylentiler saçma. Başkan Trump Dr. Fauci’yi kovmayacak” denildi. Trump da basın toplantısının hemen başında kürsüye Fauci’yi çağırdı ve barış mesajı verdi. Ancak hesabındaki Twitter mesajını da “Herkesin bir görüşü vardır, bu da paylaşan kişinin görüşü” diyerek savunmayı ihmal etmedi.

 Trump “tek otorite” derken ne kastetti?

Dünkü basın toplantısı devam ederken, ABD Başkanı’na eyalet valilerinin hayati olmayan işletmeleri kapatma ve insanların evde kalmasını teşvik etme konusundaki kararlarını değiştirecek hükme sahip olduğu hakkındaki Twitter paylaşımı da hatırlatıldı. Paylaşımında “ekonomik faaliyetlerin yeniden ne zaman başlatılacağına eyalet valilerinin değil kendisinin karar vereceğini” vurgulayan Trump’a paylaşımıyla ilgili sorular geldi.

Bir gazetecinin ABD’nin elli eyaletli federal bir yapısı olduğunu ve salgın süresince bu yapının ABD Başkanı tarafından zedelenmeye çalışıldığını vurgulaması üzerine ise gerilim arttı.

“Biri ABD Başkanı olduğunda, otoritesi tamdır” diyen Trump sağlık ve kolluk kuvvetlerinin merkezi yönetimine vurgu yaptı. Bir muhabirin, “kesin otorite” diye bir kavramın olmadığını yinelemesi ve herhangi bir valinin kendisine bu hükmünde katılıp katılmadığını sorması üzerine ise tansiyon iyice arttı.

Trump, “Herhangi bir valiye bana katılıp katılmadığını sormadım. Neden biliyor musunuz? Çünkü zorunda değilim” diyerek cevap veren Trump, şunları da söyledi: “Valilerin öyle ya da böyle bize ihtiyacı var. Nihai karar merkezi hükümettedir. Bunu söylemişken, valilerle bir sorunumuz olmayacağına eminim.”

“Size kim ‘tek otorite’ye sahip olduğunuzu söyledi?” diyerek söze devam etmek isteyen aynı muhabir, “Yeter” denilerek Trump tarafından susturuldu.

Dokuz vali Trump’a karşı

Trump’ın eyalet valilerine karşı katlanan öfkesinin sebebi ise valilerin dün aldığı ortak bir karar. Dokuz eyaletin valisi, ekonomiyi yeniden hareketlendirme ve okulların açılması konularında beraber hareket etmeye karar verdi. New York, New Jersey, Connecticut, Pensilvanya, Rhode Island ve Delaware eyaletlerinin valileri yaptıkları ortak açıklamada süreçte dirsek temasında bulunarak, ekonomi ve eğitim alanlarında ortak kararlar almaya karar verirken; batıdaki üç büyük eyalet Kaliforniya, Oregon ve Vaşington valileri de kendi aralarında bir birlik oluşturdu.

ABD’de vakalarının yüzde 60’ının görüldüğü altı eyaletin valisi, salgından en ağır darbeyi alan New York’un valisi Andrew Cuomo’nun öncülüğünde video konferans aracılığıyla ortak bir basın toplantısı düzenledi. Açıklama ise Trump’ın “valilerin değil kendisinin karar mekanizması olduğu” yönündeki Twitter paylaşımından hemen sonra geldi.

New York Valisi Cuomo açıklamasında “Akıllı bir şekilde işbirliği yapacağız, verileri inceleyeceğiz, birbirimizin deneyimlerinden yararlanacağız. Bu birlik bizlere rehberlik edecek. Ekonomiye hayat vermeyi dört gözle bekliyoruz ama bunu eşgüdümlü yapmazsak, geri tepebilir” diyerek birlik mesajı verdi.

Ancak son zamanların en garip basın toplantısı sonrası Vali Cuomo’nun yeni açıklamaları ise hayli sertti: “Bu, anayasayı ihlal etme. Yasal değil. Başkan neden bunu söyledi, bizi neden bu yola sürüklüyor bilmiyorum. Anayasada bir kralımız olduğu yazmıyor!”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.