Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İSİG Meclisi: “Salgının ilk bir ayında Türkiye’de koronavirüs nedenli en az 52 iş cinayeti yaşandı”

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), Koronavirüs Salgını Döneminde İşçi Sağlığı ve Güvenliği Raporu’nu yayımladı. 11 Mart ile 10 Nisan arasını kapsayan raporun giriş kısmında “İstanbul Galataport şantiyesinde çalışırken kalp krizi geçirip (şüpheli koronavirüs olarak belirtilen) kaybettiğimiz inşaat işçisi, genç işçi önderi, Dev Yapı-İş Avrupa Yakası Sorumlusu ve İSİG emektarı 33 yaşındaki kardeşimiz Hasan Oğuz anısına…” ifadeleri yer aldı.

İşçileri korumaya yetmeyecek göstermelik önlemler alındı

Salgının ilk bir ayının, “gerek siyasi iktidar gerekse patronlar tarafından fırsat olarak görüldüğü” vurgulanan raporda, “Salgın krizini işgücü maliyetlerini düşürmek için fırsat olarak gören patronlar, kronik rahatsızlığı veya yaşı sebebiyle risk altında bulunan işçileri, ücretsiz izin dayatmasını kabul etmeyen işçileri, işyerinde alınmayan önlemlere itiraz eden ya da ücretli izin talebinde bulunan işçileri ve altı aydan az süredir çalışan işçileri hiçbir haklarını vermeden işten çıkardı” denildi.

Raporda, salgın süresince iş akdi feshedilmese dahi, üretimin/hizmetin durmasından kaynaklı fiili olarak işsiz kalan işçilerin sayısının dikkat çekici olduğu da vurgulandı: “Binlerce restoran ve turizm işçisini fiili olarak işsiz bırakan bu durum, geçici ve güvencesiz çalışmanın olduğu bütün sektör ve alanları etkilemiştir. Özellikle kayıtdışı istihdamın ana kitlesi olan kadın, çocuk ve göçmen işçiler bu süreçte işsiz ve gelirsiz kalmıştır. İşsizliğin koz olarak kullanıldığı işyerlerinde üretim baskısı ve kötü çalışma koşulları devam ederken salgına dair hiçbir önlem alınmamış, işçileri korumaya yetmeyecek göstermelik önlemler alınmış veya pek çok işyerinde işçiler kendi imkanları ile kişisel koruyucu ekipman tedarik ederek sağlıklarını korumaya çalışmıştır.”

251 işyerinde işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmadı

İSİG Meclisi, 251 işyerinde işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmadığını tespit etti. Salgın sürecinde bazı sektörlerdeki talep artışının, patronların işçiler üzerindeki çalışma baskısını yoğunlaştırdığı vurgulanan raporda şöyle denildi: “Bu süreçte işçiler, açlık tehdidiyle çalıştırılırken, başta sağlık çalışanları, kargo emekçileri, market çalışanları olmak üzere pek çok sektörde aşırı ve esnek çalışma dayatılmaktadır. Çalışma süreleri fiilen uzatıldığı gibi, pek çok işyerinde fazla mesai ücreti ödenmemekte, salgından istifade eden patronlar işçileri angaryaya zorlamaktadır. İşsizlikle tehdit edilerek uzaktan çalışmanın olduğu yerler de dahil olmak üzere esnek çalışmanın kalıcılaşması üzerine adımlar atılmaktadır. Talep ve iş yükü artan sektör ve alanlarda patronların işçi istihdam etmek yerine var olan işçilerle sürdürdüğü aşırı/yoğun ve kuralsız çalışma, işçilerin vücut direncini düşürmekte, salgına yakalanmaya daha da açık hale getirmektedir.”

En az 159 işyerinden 855 işçi koronavirüs pozitif çıktı

İSİG Meclisi, 11 Mart-10 Nisan tarihleri arasında en az 159 işyerinden 855 işçinin testlerinin pozitif çıktığını tespit etti. İSİG Meclisi bu süreçte 107 işyerinde de üretime/ hizmete ara verilmiş olduğunu belirledi. Üretime ara veren işyerlerinin ağırlıklı olarak işyerinde koronavirüs vakalarının görülmesi ya da işçilerin mücadeleleri sonucu üretime ara vermek durumunda kaldığı belirtildi.

İşyerlerinin pek çoğunun işçileri ücretli idari izne çıkarmak yerine, ücretsiz izin dayatmasında bulunduğu belirtilen raporda, “Bazı işyerlerinde işçilere zorla yıllık izinleri kullandırılmış, izni olmayanların gelecek yıllara ait izinleri kullanması istenmiştir” tespitine yer verildi.

303 işyerinde işçilere ücretsiz izin dayatması yapıldı

Ücretsiz izin dayatmasının uygulandığı söylenen raporda, “Salgının ilk bir ayında tespit edebildiğimiz kadarıyla 303 işyerinde işçilere ücretsiz izin dayatması yapılmış, pek çok işyerinde ise, işçilere yıllık ücretli izinlerini kullanmaları dayatılmıştır. İzne çıkarılan pek çok işçiyse, işyerlerinden hiçbir açıklama yapılmadığı için ücret alamama, eksik ücret alma ve iş güvencesi kaygısı yaşamaktadır” diye yazıldı.

Salgının yoğun olarak görüldüğü yerlerin işçi yoğun kentler olduğunu söyleyen İSİG Meclisi, ”Salgının bir sağlık sorunundan ziyade sınıf sorununa dönüştüğünü göstermektedir. Üretimin her koşulda sürdürülmesi gibi tüm patron yanlısı politikaların önüne geçilmezse salgının en ağır bedelini işçiler ödeyecektir” dedi.

Raporda 11 Mart-10 Nisan 2020 tarihleri arasındaki veriler şöyle:

– İlk salgın vakasının açıklandığı tarih olan 11 Mart 2020 tarihi ile 10 Nisan 2020 tarihi arasında yani salgının ilk bir ayında Türkiye’de koronavirüs nedenli en az 52 iş cinayeti yaşandı.

-52 ölümün 28’ini işçilerin ailelerinden, mesai arkadaşlarından, sendikalarından, meslek odalarından ve yerel basından öğrendik. 24 ölümü ise ulusal basından öğrendik.

– Yaşamını yitirenlerin 40’ı ücretli (işçi ve memur), 13’ü ise kendi nam ve hesabına çalışan.

– Ölenlerin 45’i erkek, 7’si kadındı. Koronavirüs bulaşması sonucu yaşamını yitiren emekçilerin yaş ortalaması 51. Bu durum özellikle Türkiye’de genç yaşlarda kronik hastalıkların başladığı ve emeklilik yaşının 50’li yaşlara çekilmesinin bir kanıtıdır da.

– Ölen işçilerin işkollarına göre dağılımı şöyle oldu: Ticaret/büro işkolunda 15, sağlık işkolunda 12, konaklama işkolunda 7, belediye/genel işler işkolunda 5, tekstil işkolunda 2, bankacılık işkolunda 2, metal işkolunda 2, güvenlik işkolunda 2, madencilik işkolunda 1, kimya/lastik işkolunda 1, ağaç/kağıt işkolunda 1, basın işkolunda 1 ve enerji işkolunda 1 işçi yaşamını yitirdi.

– Kaybettiğimiz işçilerin en az 7’si sendika üyesiydi.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.