Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Koronavirüsü yenenler anlatıyor – Bişar Arslan: “Beş kişinin korona olduğu evde sadece 10 maskemiz vardı, virüs babama ve kardeşime de bulaştı”

Bişar Arslan (23), 26 Nisan’da, annesi, babası, kendisi ve dört kardeşinin koronavirüse yakalandığını sosyal medya hesabından duyurdu. Üniversite öğrencisi Bişar, Medyascope’a kendisinin ve ailesinin tedavi günlerini anlattı.

Bişar Arslan, Sakarya Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nde okuyor. Bişar’ın anlattığına göre, kendisi ve ailesi 10 Mart’ı 11 Mart’a bağlayan gece Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Türkiye’de koronavirüs vakası tespit edildiğini açıklamasından sonra sokağa çıktıklarında sosyal mesafe kurallarına uymuş, dezenfektan ve kolonya kullanmayı ihmal etmemişler.

“İlk etapta evden tedaviyi kabul edilemez bulduk”

20 Nisan’da Bişar’ın annesinde şiddetli eklem ağrısı ve hafif baş ağrısı belirtileri ortaya çıkmış. Arslan ailesi, anneleri koronavirüse yakalandığından şüphelendiğini söylese de buna bir türlü inanamamışlar. Bişar, “Salgının başlangıcından beri neredeyse hiç dışarı çıkmayan annem, koronavirüse yakalandığı konusunda ısrarcıydı, bu nedenle evde sosyal mesafeyi koruyordu” diyor. Gittikleri devlet hastanesinde Bişar’ın annesine doktorlar antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlar yazmışlar ancak şikayetlerin ilerleyen günlerde artmasıyla ve evden bir kişide daha aynı belirtilerin ortaya çıkmasıyla yeniden hastaneye gitme kararı almışlar. Hastanede yapılan testlerin sonucu pozitif çıkmış. Bişar o günleri şu cümlelerle anlatıyor: “Annem ve kardeşimin evden tedavi olacağını söylediklerinde bunu kabul edilemez bulduk, korkuyorduk. Her gün yüzlerce insanı öldüren hastalığın tedavisinin evden yapılması kabul edilemez geldi ilk etapta. Ancak doktorlarla konuştuktan sonra ikna olduk. Annem ve kardeşim ayrı odalarda kendilerini karantinaya aldıktan sonra bende ve diğer kardeşimde de aynı belirtiler ortaya çıktı.”

Yedi kişinin olduğu eve 10 adet maske yolladılar”

26 Nisan’da kendisinin, 27 Nisan’da kardeşinin test sonuçlarının da pozitif çıktığını anlatan Bişar, “Bunun üzerine biz de kendimizi farklı bir odada karantinaya aldık. Yine de diğer iki kardeşim -ki biri 3 yaşında- ve babam için risk kaçınılmazdı. Herkesin evinde iki banyosu yok, ortak kullandığımız alanlar var, bu da riski artırıyordu. Neticede öyle de oldu, herkesin enfekte olmasıyla sonuçlandı süreç” diyor. Bişar’a göre; annesi, kendisi ve iki kardeşinin koronavirüse yakalandıkları bu süreçte, evde enfekte olmayan babası ve iki kardeşi için virüse yakalanmanın kaçınılmaz olması, evde yeterli maskelerinin olmamasıyla da ilgili:

“O zamanlar maske satışı serbest değildi, e-Devlet üzerinden kod ile alabiliyorduk, dışarı da çıkamıyorduk. Ben de 184’ü arayıp maskemizin olmadığını söyledim, bize ‘İlçe belediyelerinden destek alabilirsiniz’ denildi. Bunun üzerine ilçe belediyesini aradım, onlar da talebimizi kabul ettiler ancak yedi kişinin olduğu eve 10 adet maske yolladılar. Süreç tam da böyle ilerledi.”

“Evde koronavirüs hastası olduğunu öğrenen ambülanstakiler, 3 yaşında 39 derece ateşi olan kardeşimi yalnız bırakmışlar”

Bişar en çok, 3 yaşındaki en küçük kardeşi enfekte olduğunda korkmuş. Küçük kardeşinin ateşi 39 dereceye çıkınca eve ambülansı çağırdıklarını anlatıyor: “Ambülans çalışanları binaya bile girmediler, kornaya basarak aşağı inmemizi bekliyorlardı. Bunun üzerine babam, küçük kardeşimi kucağına alarak ambülansa götürdü. Ambülans çalışanları kardeşimin ateşini ölçtükten sonra babama evde hasta olup olmadığını sormuş, babam ‘Evet’ cevabını verince hepsi ön tarafa oturmuş, babam ve küçük kardeşim tek başlarına arka tarafa oturmuşlar. Doktor da direkt test yapmış ve ateşin, ateş düşürücüyle düşmemesi durumunda hastaneye tekrar gelebileceğimizi söylemiş. Ateş düşürücü sonrası kardeşimin ateşi neyse ki düştü.”

Küçük kardeşini eve döndükten sonra sürekli kontrol ettiklerini anlatan Bişar, “Zaten onun süreci anlaması da çok zordu. Sürekli annemin yanına gitmek istiyordu, ağlıyordu. Uyurken ‘Annem gelsin’ diye sayıklıyormuş. Yani tüm bunları aynı evde olduğunuz halde yaşıyorsunuz, gerçekten çok zor bir süreç” diyor. 

“Babama testin sonucu negatif çıkarsa ücret ödeyeceksin dediler”

Yedi kişilik ailede virüse en son yakalanan kişi Bişar’ın babası olmuş. Babasının yaptırdığı ilk testin negatif çıktığını anlatan Bişar, belirtilerin geçmemesi üzerine gittiği özel hastanede babasıyla adeta pazarlık yapıldığını söylüyor: “Özel hastanede babama şunu demişler: ‘Sonuç negatif çıkarsa ücretini ödeyeceksiniz, pozitif çıkarsa ücret almayacağız’. Babam duruma itiraz edince hastane görevlileri geri adım atmış.”

17 günlük tedavi sürecinden sonra sonuçları negatif çıkan Bişar bu süreçte dayanışmanın çok önemli olduğunu şu cümlelerle anlatıyor: “Süreç boyunca çok güzel dayanışma mesajları aldım. Hastalığı geçirmiş ama hiç tanımadığım insanlar sosyal medya üzerinden benimle iletişime geçtiler, tecrübelerini anlattılar.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.