Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Işın Eliçin ile Dünyanın Gidişi (85): Aleksey Navalni ve yaratıcı muhalefet

Türkiye’de muhalefetle ilgili tartışmaların odağında seçim başarısı getirecek, seçmeni mobilize edecek strateji arayışları var. Bu yayında, bazı özelliklerinin esin verebileceğini, fikir alışverişlerine küçük de olsa katkı sunabileceğini düşündüğüm için Rus muhalif siyasetçi Aleksey Navalni’nin siyaset yapma biçimini konu edindim.

Aleksey Navalni, Rusya’da Devlet Başkanı Vladimir Putin ve yönetimine karşı muhalefetin en etkili seslerinden biri olarak niteleniyor. Şu anda Almanya’da Berlin’de bir hastanede yaşam savaşı veriyor. Alman doktorlar zehirlendiği kanısındalar. Navalni, tam bir hafta önce, Sibirya’nın Tomsk kentinden Moskova’ya doğru uçakla seyahat ettiği sırada aniden fenalaşmış, uçak Tomsk’a geri dönüp acil iniş yapmıştı. Navalni’ye ilk müdahaleyi yapan Rus doktorlar, zehirlenmiş olabileceği yönündeki iddialara prim vermeyince ailesi tedavi için yurtdışına nakledilmesini istedi. Devreye Almanya’dan bir sivil toplum kuruluşu girdi ve Navalni Berlin’e nakledildi. Zehirleme Rus siyasi tarihinde muhalif sesleri susturmak için sık başvurulmuş bir yöntem ve Putin’in iktidardaki 20 yılı boyunca muhalifler arasında, şüpheli ölümler suikastlar ve benzer zehirlenme vakaları sık yaşandı. Ailesinin, destekçilerinin aklına ilk gelenin bu olması, bu açıdan şaşırtıcı değil.

Navalni bu fotoğrafta Tomsk havaalanında çay içerken görülüyor. Ailesi içtiği bu çaya zehir karıştırıldığını iddia ediyor.

Almanya, Fransa, İngiltere, ABD ve kurumsal olarak Avrupa Birliği Navalni’nin başına gelen olayla ilgili soruşturma açılması için Moskova yönetimine çağrı yaptı. Kremlin ise, “Abartmayın, uzatmayın, bu mesele Moskova ile Batı’nın ilişkilerini bozacak raddeye gelmesin” yanıtıyla çağrıyı geri çevirdi.

Bu olay vesilesi ile Navalni’nin siyaset yapma biçimi hakkında ilginç bir makale okudum. Orada kendisine atfedilen özellikler, şu anda Türkiye’de muhalefetle ilgili tartışmalara katkı sunabilir diye düşündüğüm için de bu yayın vesilesiyle paylaşmak istedim. Özellikle Tanıl Bora’nın Birikim’deki İttifaklar ve Koalisyon Kabiliyeti başlıklı son yazısında bahsettikleriyle örtüşen noktalar var. Onları öne çıkardım.

Navalni hakkındaki makale, 2008-2020 yılları arasında Rusya’daki siyasi gelişmeleri inceleyerek kitaplaştırmış olan Indiana Üniversitesi’nden siyasetbilimi profesörü Regina Smyth tarafından kaleme alınmış.

Smyth, Navalni’nin Rusya’nın siyasi kültürüne yeni bir muhalefet yapma biçimi kattığını söylüyor. Öne çıkardığı özelliklerinin başında ise Tanıl Bora’nın ifadesiyle “koalisyon kurma kabiliyeti” geliyor. Smyth’in ifadesiyle, “iki uçtan aktivistleri, milliyetçilerle liberalleri ortak zeminde buluşturmayı başaran biri Navalni ve bu yönüyle “muhalif siyasette devrim yapmış”.  Diyor ki Smyth, “Navalni’nin siyasetteki gücü kişisel popülaritesinden kaynaklanmıyor. Aksine 2018’de aday olabilmiş olsa idi, iktidarın karalama kampanyalarının da etkisiyle Putin’i zorlayacak kadar oy toplaması mümkün olmayacaktı büyük ihtimalle. Navalni’yi bugün muhalefetin en etkili ismi yapan şey, Putin rejimine meydan okumak için kullandığı yaratıcı fikirler ve örgütlenme stratejileri.

Navalni 44 yaşında. Hukuk ve finans okumuş. Siyaset yapmaya 2000-2007 yılları arasında sosyal-liberal olarak nitelenen Yabloko partisi içinde başlamış. 2007’de bu partiden istifa edip “Halk Hareketi” adlı bir oluşum kuruyor ve bu oluşum içinde sağcı Rus milliyetçileriyle de dirsek temasına giriyor. Sol ve sağ arasında seçim odaklı ittifaklar oluşturmayı deniyor.

Yolsuzlukla mücadele odaklı ortak zemin

2008’den itibarense Navalni, artık klasik parti siyasetini tamamen bırakıyor, yolsuzlukla mücadele aktivizmine yöneliyor. Ne yapıyor?: Önce gidip Rusya’nın Rosneft, Gazprom ve Lukoil dahil en büyük beş enerji şirketinin borsadaki hisselerinden bir miktar satın alıyor. Amacı hissedarlara açık toplantılara katılabilmek, o şirketlere dair birtakım bilgi ve belgelere erişebilmek. Sonra açığa çıkardığı usulsüzlükleri, yolsuzlukları, özellikle de üst düzey yönetim kademelerinde dönen dolapları belgeleriyle birlikte kişisel blogundan ifşa etmeye başlıyor. Örneğin 2010 yılında Transneft yöneticilerinin bir boru hattı projesi kapsamında 4 milyar doları iç ettiğini ortaya çıkarıyor. Ardından kamu ihalelerini araştırmaya buradaki yolsuzlukların üzerine gitmeye başlıyor. Karanlık ilişkilerini, yasadışı yollarla elde ettikleri kazançları açığa çıkardığı kişiler arasında bakanlar, siyasetçiler, oligarklar var. Hatta eski Devlet Başkanı ve Başbakan Medvedev’in de bir emlak yolsuzluğunu ortaya çıkarıyor. Esprili, yenilikçi youtube videolarıyla kampanyaya dönüştürüyor bu ifşaatı. Epey ses getiriyor bu kampanya ve özellikle gençlerin katıldığı protesto gösterilerini tetikliyor yayınlandıktan sonra.

Navalni ve kurucusu olduğu Yolsuzlukla Mücadele Vakfı’nın Medvedev’in emlak yolsuzluğuna ilişkin hazırladığı video, ilk paylaşıldığı Mart 2017’den bu yana 35 milyondan fazla kişi tarafından izlendi.

Navalni yolsuzluklarla mücadelesinde, 2009’dan itibaren bir yandan da sıradan vatandaşları, özellikle de gençleri, başlarına gelen yahut tanık oldukları birtakım yolsuzlukları internet üzerinden paylaşmaya, aktarmaya, belgelemeye cesaretlendiren bir projeyi hayata geçiriyor. Bu projeyle daha sonra kuracağı Yolsuzlukla Mücadele Vakfı’nın temellerini atmış oluyor. Bu vakıf şu anda ülkede farklı kesimlerin bir araya gelip yolsuzluklara karşı mobilize olabildiği ortak bir platforma dönüşmüş durumda.

Yeni teknolojiler, yeni bir dil ve yeni muhalefet stratejileri

2011’deki parlamento seçimleri Navalni’nin daha geniş kitlelerce tanınmasında dönüm noktası. Kampanya döneminde, YouTube’dan yaptığı yayınlarda takipçilerine “Putin’in partisi Birleşik Rusya hariç herhangi bir partiye oy verin” çağrısı yapıyor. Bu arada Putin’in partisini de “Sahtekârlar ve Hırsızlar Partisi” olarak etiketliyor. İşte bu etiketleme dilden dile yayılarak seçim ertesinde, oy sayımında hile yapıldığı iddiasıyla düzenlenen protesto gösterilerinde kalabalıkların kullandığı bir slogana dönüşüyor. Navalni o gösterilerden birinde gözaltına alınıp, 15 gün hapiste kalıyor. Çıktığında göstericilere yaptığı konuşma epey yankı uyandırıyor hatta bir sonraki eylemde Moskova’da 120 bin kişi toplanıyor. O güne kadarki en kalabalık protesto eylemi olarak kayıtlara geçiyor.

Yine Regina Smyth’ten aktarıyorum. Diyor ki, “Navalni yerel ve ulusal düzeydeki seçimler için özgün, yaratıcı muhalefet stratejileri geliştiriyor.” Pragmatik biri olduğu aşikâr. Farklı dünya görüşlerine sahip kesimleri bir araya getirecek ittifak zeminleri kurmayı hedeflediği, bunun için Tanıl Bora’ya atıfla “herkesle” ama özellikle de gençlerle -gençler adına değil, gençlerle beraber- ve gençlere alan açarak çalıştığı anlaşılıyor.

İktidara karşı kazanma şansı en yüksek adaylar için “akıllı oy”

Örneğin geçen yılki yerel seçimlerde St. Petersburg ve Moskova’da böyle platformlar kurmuş. Akıllı oy adlı bir kampanya stratejisi çerçevesinde her seçim bölgesinde seçmenleri, iktidarın adayı karşısında kazanma şansı en fazla olan muhalefet adayına oy kullanmaları için örgütlemeye çalışmışlar. Bir aplikasyon ve bir internet sitesi tasarlayarak, burada hangi siyasetten olursa olsun, belli asgari müştereklerde birleşen tüm muhalefet adaylarını seçmene görünür kılmayı hedeflemişler. Türkiye’den düşünelim. Diyelim ki muhtarlık seçimi. Mahalle mahalle hangi adaylar yarışıyor, iktidarın adayı karşında içlerinden hangisinin kazanma olasılığı yüksek bunu görebiliyorsunuz.

Bu taktiğin özellikle Moskova’da belediye meclisi üyelerinin seçiminde iktidara epey kan kaybettirdiği, yani başarılı olduğu söyleniyor. Gerçekten de Birleşik Rusya Partisi sandalyelerinin üçte birini kaybetmişti. Yine Navalni, seçim öncesinde adaylara bağış toplamaktan, adaylık başvurularını düzenlemeye, seçim sırasında da sandıkların başında durup oy sayımını denetlemeye kadar bir çok aşamada görev almak üzere gönüllülerin örgütlenmesini de yapan bir siyasetçi.

Navalni bu fotoğrafı zehirlenmeden bir gün önce kampanya için gittiği Tomsk’ta çekip Instagram hesabında paylaştı.

Eylülde Rusya’da dört ayrı bölgede ara seçimler var. Navalni’nin geçen hafta Sibirya’ya bu seçimlere katılacak genç adayların kampanyalarına destek vermek için gittiği belirtiliyor. Zehirlendiği kesinleşirse, bu sesini kısmaya dönük ilk girişim olmayacak. 2011’den bu yana epey hapse girip çıktı. Hakkında dolandırıcılık suçlamasıyla açılan dava uzun yıllar devam etti, hatta bu dava nedeniyle 2018’de başkanlık seçiminde Putin’e karşı aday olamadı. 2017’de yine Sibirya’da sokakta saldırıya uğramıştı. Hapisteyken bir başka zehirleme girişimi olduğu söyleniyor. Ama Navalni, yılmamış. Adalet Bakanlığı’nın onayını bekleyen yeni bir parti de kurmuş: Rusya’nın Geleceği Partisi. Komadan çıkar, sağlığı düzelirse Putin’in iktidarını zorlamaya devam edeceğinden hiç şüpheniz olmasın.  

Veda ederken, eşi Yulya ile 20. evlilik yıldönümleri imiş dün. Çiftin çocuklarıyla beraber görüntülerinin yer aldığı bir kısa videoyu kutlama babında Twitter’da paylaşmışlar, onun görüntüleri eşliğinde, tamamlıyorum yayını. İzlediğiniz için teşekkürler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.