Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Salgında üniversiteler açılırsa ne olacak? Dört başlıkta yüz yüze eğitimin sorunları

Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2020-2021 Akademik Yıl Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, üniversitelerin yakın zamanda yüz yüze eğitime geçeceğini duyurdu. Erdoğan’ın açıklamasının ardından sosyal medyada yayılan tarihler, üniversite öğrencilerinin kafasını karıştırdı ve yüz yüze eğitime geçilmesi, çevrimiçi ders almaya hazırlanan öğrencileri endişelendirdi. 

Üniversitelerdeki eğitimin nasıl olacağına dair kafa karışıklığı 5 Eylül 2020 tarihinde Yükseköğretim Kurulu’ndan (YÖK) gelen açıklamayla netlik kazanmıştı. Üniversite öğrencileri 2020-2021 yılının güz dönemindeki derslerin çevrimiçi ilerleyeceğini düşünerek plan yaparken Erdoğan’ın “Yakın zamanda yüz yüze eğitime geçilecek” açıklaması, kafalarda yeniden soru işaretleri oluşturdu.

Medyascope’tan Hazar Dost yaşanan kafa karışıklığının, eğitimde aynı dönem içinde çevrimiçi platformdan yüz yüzeye geçilmesinin yaratabileceği sorunları dört başlıkta derledi. 

Eğitimin çevrimiçi olacağı düşüncesiyle birçok öğrenci yoğun ders seçimi yaptı. Yüz yüze eğitimde bu yoğunluğa uygun programlar uygulanabilecek mi?

Birçok üniversiteli çevrimiçi eğitimin verimli olmadığı fikrinde olsa da uzaktan eğitimin avantajlarını değerlendirmek istedi. Öğrenciler ders seçimlerini ve programlarını, YÖK’ün açıkladığı uzaktan eğitim planlamasına göre ayarladı. Ankara Üniversitesi’nde okuyan Özgür Dicle de ders programını çevrimiçi eğitime göre planlayanlardan. Dicle, okulların açılması durumda bu ders yoğunluğunu kaldırıp kaldıramayacağından endişeli.

Eğitimin çevrimiçi olmasının kendisi için olumlu olduğunu söyleyen Dicle, “Derslerimin kredileri bu dönemin başında düşürüldü. Mezun olabilmek için daha fazla ders almam gerekti” dedi. Aldığı derslerin ders programında çakıştığını belirten Dicle, “Çevrimiçi eğitimde dersler kayıtlı kaldığı için gün içinde sonradan da dersleri izleyebiliyorum” diye konuştu. Yüz yüze eğitime geçildiği takdirde, ders programında düzenleme yapılmayacağını da ekleyen Dicle, “Eğer yüz yüze eğitime bu dönem içinde geçilirse benim mezuniyetim bir sonraki döneme kalacak” dedi. 

Galatasaray Üniversitesi öğrencisi Melisa Ay da ders seçimleri konusunda evde olmanın rahatlığını kullananlardan. Ders seçiminde yüksek kredili dersler aldığını belirten Ay, şunları söyledi: “Eğer yüz yüze eğitim olursa bu yoğunluğa nasıl adapte olabileceğimi bilmiyorum. Evde olduğum için rahat bir şekilde ders akışına yetişebiliyorum fakat sosyal hayatın içinde bu pek mümkün olmayabilir.” 

Evini kapatıp ailesinin yanına dönen öğrenci, kısa sürede ev kurmak zorunda kalacak

Okulların çevrimiçi olacağı açıklamasının ardından okulunun bulunduğu ildeki evini kapatıp ailesinin yanına dönen öğrenciler, kısa sürede okuduğu ilde tekrar ev kurmak zorunda kalacak. Galatasaray Üniversitesi’nde okuyan Kemal Sertçelik, derslerin çevrimiçi yapılacağı açıklandıktan sonra İstanbul’daki evini boşaltıp, ailesinin yanına dönenlerden.

Sertçelik, “İstanbul’da eve çıktığımızda salgın Türkiye’de yeni etkisini gösteriyordu. Bir dönem boyunca evi okula gitmeden kullandık” dedi. YÖK’ten gelen açıklamaya göre hareket ettiklerini söyleyen Sertçelik, “Eğitimin nasıl olacağına dair açıklama geç yapıldı. Biz evi boşalttık ve memleketlerimize döndük. Derslerimiz çevrimiçi başladı. Döndüğümüz hafta, Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Yüz yüze eğitime yakın zamanda geçilecek’ açıklamasını gördük” diye konuştu. Okulların aynı dönem içinde açılmasının maddi ve manevi olarak kendilerini yıpratacağını belirten Sertçelik, “İstanbul’daki ev ve yurt sahipleri talep olacağını bildikleri için fiyatları şişirecek, biz kendimize uygun olan ev bulamayacağız” dedi. 

Sertçelik, okulların açılmasının en önemli nedenlerinden birinin ekonomik kriz olduğunu belirtti: “Eskişehir gibi öğrencilerin yoğun yaşadığı şehirlerde, yerli halkın gelir kaynaklarından en önemlisi üniversite öğrencileri.” 

Üniversite öğrencilerinin kentlere yaptığı ekonomik katkı, uzaktan eğitim sürecinde düşüşe geçti. Eskişehir, Kayseri, Isparta, Trabzon ve Erzurum sanayi odalarının başkanları, uzaktan eğitimin kent ekonomilerine zarar verdiğine dair çeşitli açıklamalar yaptı. 

Binlerce öğrencinin okulda olması salgının daha fazla yayılmasına neden olmaz mı?

Koronavirüs salgınının Türkiye’de tespit edildiği 11 Mart’tan sadece beş gün sonra 16 Mart’ta, eğitim ve öğretime ara verilmişti. Konuştuğumuz üniversite öğrencileri okullardaki derslikler ve amfilerin küçük olmasından endişeli. Ankara Üniversitesi’nde okuyan Özgür Dicle, küçük olan derslik ve amfilerde ders işlemenin salgının daha hızlı yayılmasına neden olacağını düşünüyor. Okuduğu bölümde iki şubede ortak ders alan öğrenci sayısının iki bin civarında olduğunu söyleyen Dicle, “Ben bu derse nasıl tedbirli şekilde gireceğim?” diye sordu.

Galatasaray Üniversitesi’nden Melisa Ay ise salgından çokça tedirgin olduğunu söyledi. Salgın boyunca İstanbul dışında, ailesinin yanında kalan Ay, “İstanbul’dan daha az nüfuslu bir yerde olmama rağmen tedbirler açısından bazı takıntılarım oldu” diye konuştu. Okulların açılması durumunda mecburen İstanbul’a geleceğini söyleyen Ay, okulundaki öğrenci sayısının az olmasının kendisi için avantaj olmadığını vurguladı ve “İstanbul’da yurtta kalıyordum. Yurdun açılıp açılmayacağı belli değil. Açılırsa yüzlerce öğrenciyle temas kurduğum bir ortam olacak. Her öğrencinin okula özel aracıyla gidebileceği bir durum da yok, toplu taşıma kullanmak zorunda kalacağım” diyerek tedirginliğini dile getirdi. 

Salgının ekonomik etkileri: Özel vakıfların çoğu yeni bursiyer kabul etmedi, aileler işsiz kaldı

Koronavirüs salgını, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’nin de ekonomisini etkiledi. Birçok kişi işsiz kaldı, bazıları da kısa çalışma ödeneğiyle daha düşük ücretle hayatını sürdürmeye çalışıyor.

Çoğu üniversite öğrencisinin öğrenim ve hayati ihtiyaçları için tek geçim kaynağı aileleri. Devlet bursları dışında özel vakıf ve kurumların oluşturdukları burs olanakları da öğrencilerin geçim kaynağını oluşturuyor. Fakat bu burs olanaklarından faydalanmak çok da kolay değil. Belirli kriterleri olan bu vakıflar, sınırlı sayıda öğrenciye ödenek sağlıyor. Öğrencilere burs sağlayan bu vakıflardan bir kısmı, bu yıl üniversiteye yeni başlayan öğrencilere, ekonomik kriz gerekçesiyle burs veremedi.  

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.

İlgili içerikler