Kocaeli’de yaşayan Selma Düzgün ve eşi ile iki çocuğu, 2021’in nisan ayında koronavirüse yakalandı. Düzgün ailesi hastalığı hafif belirtilerle geçirdi. Şeker ve kalp hastası olan yürüme engelli Erol Düzgün (28), Anne Selma Düzgün’ün anlattığına göre Sağlık Bakanlığı’nın, 7 Mayıs 2021’de tedavi rehberinden çıkardığı, halk arasında sıtma ilacı olarak bilinen “hidroksiklorokin” ilacıyla tedavi görürken 7 Nisan’da hayatını kaybetti. Selma Düzgün, oğlunun kronik hastalıkları olmasına rağmen doktor muayenesi yapılmadan tedavisine başlandığını söyledi. İzmit İlçe Sağlık Müdürlüğü ise Erol Düzgün’e hidroksiklorokin değil favipiravir verildiğini söyledi.
Yürüme engeli olan Erol, 14 yaşında arkadaşlarıyla oyun oynarken ayağı iki yerden kırılıyor ve ayağı bir türlü iyileşmiyor. Bunun üzerine detaylı sağlık kontrolünden geçen Erol’a kas hastalığı teşhisi konuyor. 10 yıldır Erol’un yürüme engeli olduğunu anlatan Selma Düzgün, “O, yürümekte sorun yaşadıktan sonra evimizi onun rahat edeceği bir hale getirdik. Onu hiçbir zaman engelli olarak görmedim. Erol sinemaya gitmeyi, arkadaşlarıyla dışarı çıkmayı çok seviyordu. Bir yıldır sinemaya gitmedi oğlum. Yasakların kalkmasını bekliyordu, hemen sinemaya gitmeyi planlamıştı. Erol hayat doluydu. Çok güzel ve düzenli bir hayatımız vardı. Erol benim en yakın arkadaşımdı” dedi.
24 Mart 2021’de eşinin (53) hastanede burun ameliyatı olduğunu anlatan Selma Düzgün (50), “Eşim 26 Mart’ta eve geldi. Koronavirüse yakalandığını bilmiyorduk. Herhalde hastanede bulaştı. Eşim öksürüyordu ama korona olduğunu bilmiyorduk. Beraber Erol’u lavaboya götürüp getirdik, bakımını yaptık. Oğlum ara ara terlemeye başlamıştı, endişelenip aile hekimiyle görüşmeye gittim” dedi.
“’Doktor görmeden kalp ve şeker hastası biri günde nasıl 16 tane ilaç alır’ dedim, ilacı korona olan herkesin kullandığını söylediler”
27 Mart’ta eşinin koronavirüs testi yaptırdığını ve aynı gün sonucun pozitif çıktığını söyleyen Selma Düzgün, “29 Mart’ta aile hekiminden oğluma test yapılmasını rica ettim. Bana, ‘Oğlunu hiç dışarıya çıkarma testi evde yapalım’ dediler. Oğluma test yaptılar sonuç pozitif çıktı” diye devam etti. Selma Düzgün, “İlacı getiren kişilere de aile hekimine de Erol’un kalp ve şeker hastası olduğunu, doktor muayenesinden geçmeden oğluma ilaç kullandırtmaya cesaret edemediğimi söyledim. Bana, ilacı korona olan herkesin kullandığını söylediler. Ben direttim ‘Doktor görmeden kalp ve şeker hastası biri günde nasıl 16 tane ilaç alır’ dedim, bana ilacı ihmal etmememi söylediler” dedi.
Kızının ve kendisinin de koronavirüse yakalandığını, Erol’un ilaçlarını içtiği ilk gün kızı ve kendisi için de filyasyon ekibinin ilaç getirdiğini söyleyen Selma Düzgün sözlerine, “1 Nisan’da benim ve kızımın ilacı gelmeden 30 dakika kadar önce Erol’a koronavirüs için verdikleri ilacı içirdim. Oğlum fenalaştı, kustu. İlaç getiren sağlıkçılar da gördü. Ambulansı aradılar” diye devam etti. Selma Düzgün, Kocaeli Devlet Hastanesi’nin acil servisine gittiklerini, burada da ilaçları düzenli kullanmalarının söylendiğini ekledi.
Erol, ilaç tedavisi gördüğü beş gün içinde üç kere acil servise kaldırıldı
Yaşananlardan sonra oğluna ilaç verme konusunda tereddüte düştüğünü anlatan Selma Düzgün’ü ertesi gün aile hekimi arıyor. Selma Düzgün, doktorun “İlaçları kesinlikle kullandırtın, sonra çocuğunun başına bir şey gelirse vicdan azabıyla yaşayamazsınız” demesi üzerine endişelenerek Erol’a ilaç vermeye devam ettiğini ve Erol’un yeniden hastaneye kaldırıldığını söyledi. Akşam ilaç içtikten sonra Erol’u 5 Nisan’da üçüncü kez acile kaldırdıklarını anlatan Selma Düzgün, şunları ekledi: “Oğlum, 6 Nisan’ı 7 Nisan’a bağlayan gece, gözlerimin önünde, göz göre göre öldü. Böyle bir şey var mı, biz nasıl bir dünyada yaşıyoruz, benim oğlum dahil o kadar insan öldü.”
Yaşananların çok ağır olduğunu söyleyen Selma Düzgün, “Hala inanamıyorum, sanki bir yere misafirliğe gitmiş de dönecekmiş gibi oğlumu bekliyorum. Onun öldüğünü nasıl kabul edebilirim, nasıl yaşamaya devam edebilirim onu da bilmiyorum. Oğlum hastanede fenalaştığında onun yanındaydım, elini tuttum, ‘Erol yanındayım, hiç eve gitmedim hep yanı başında durdum’ dedim. Çocuğum gözlerimin önünde can verdi, hiçbir anne böyle bir acı yaşamamalı” diye devam etti.
“Salgında kronik hastalığı olanlar, engelliler yeterince gözetilmedi”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Anne Selma Düzgün, oğlunun ölümüne yol açtığını iddia ettiği hidroksiklorokinin, oğlunun ölümünden sonra kullanımdan kaldırıldığını hatırlattı:
“Bu ilacı (Hidroksiklorokin) oğlum öldükten sonra geri çektiler. Salgında kronik hastalığı olanlar, engelliler yeterince gözetilmedi. Almanya’da yaşayan akrabalarım, ‘Oğluna o ilacı verme, ölür’ dediler bana. Ben onlara ‘Siz hekimler kadar mı biliyorsunuz’ dedim. Yüreğim paramparça, çocuğumun odası boş, çocuğumun bilgisayarı masanın üstünde, gözlüğü burada. Çocuğumun ilaç saati geliyor odasına gidiyorum, Erol yok. Meyve soyuyorum ona, doğruyorum sonra hatırlıyorum Erol yok. Bunu ancak yaşayan anlar. Evlat acısı başka bir şey ” dedi.
İzmit İlçe Sağlık Müdürlüğü: “Erol’ün tedavisinde hidroksiklorokin kullanılmış olmasına imkan ve ihtimal yok”
Kocaeli Devlet Hastanesi, Erol Düzgün’ün vefatıyla ilgi Medyascope ile görüşmeyi hasta bilgilerinin gizliliğini gerekçe göstererek reddederken, Kocaeli İl Sağlık Müdürlüğü konuyla ilgili ilçe sağlık müdürlüğü ile görüşülmesinin daha doğru olacağını belirterek İzmit İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne yönlendirdi.
İzmit İlçe Sağlık Müdürlüğü’nden görüştüğümüz kişi Erol Düzgün’ün tedavi süreciyle ilgili, “Biz yaklaşık altı-yedi aydır koronavirüs tedavisinde hidroksiklorokin ve klorokin kullanmıyoruz, favipiravir kullanıyoruz. Kısa bir süre önce de Sağlık Bakanlığı tedavi rehberinden hidroksiklorokin ve klorokini çıkardı. İlçe sağlık müdürlüğü olarak bizim elimizde o ilaç (hidroksiklorokin) yok. Hastanın reçetelerine baktığımız zaman da kendisine favipiravir ilacının verildiğini görüyoruz. Önümdeki kayıtlarda Erol Düzgün’ün hidroksiklorokin kullandığına dair hiçbir şey görünmüyor. İlçe sağlık müdürlüğü ve filyasyon ekipleri tarafından Erol’un hidroksiklorokin tedavisinde kullanılmış olmasına imkan ve ihtimal yok” dedi.
Selma Düzgün: “Yalan söylüyorlar, Erol’a kendi ellerimle verdiğim ilacı bilmez miyim?”
Selma Düzgün, İzmit İlçe Sağlık Müdürlüğü’nün açıklamalarıyla ilgili şunları söyledi: “Yalan söylüyorlar. Erol’a ben ilacını (hidroksiklorokin) kendi ellerimle içiriyordum. Kendi verdiğim ilacı bilmez miyim? Hatta oğlum ilacı kusup acile kaldırıldığında Kocaeli Devlet Hastanesi’nin acil servisindeki doktor bana yeniden hidroksiklorokin ilacını verdi, ‘Oğlun ilacı kustu, bunu içir’ dedi.”
Görüştüğümüz Kocaeli Tabip Odası Başkanı Ömer Ardaman da konunun takipçisi olacaklarını söyledi.
Sağlık Bakanlığı, 7 Mayıs’ta güncellediği, “Covid-19 Erişkin Hasta Tedavisi” rehberinde, Türkiye’de ve dünyada tartışmalara neden olan, Erol Düzgün’ün de tedavi sürecinde kullandığı, hidroksiklorokin adlı sıtma ilacına yer vermedi.
Hidroksiklorokinin ne zaman kullanımdan kaldırıldığı ise meçhul.
TTB: “Hidroksiklorokin ilacının COVID-19’a karşı etkili olmadığı ve yan etkileri biliniyordu”
Türk Tabipleri Birliği (TTB) hidroksiklorokin ilacının tedavi rehberinden çıkarılmasıyla ilgili, “COVID-19’a karşı etkili olmadığı gibi yan etkileri de bilinmesine ve TTB olarak tüm uyarılarımıza rağmen, hidroksiklorokin ilacı ancak bugün Sağlık Bakanlığı tarafından rehberden çıkarıldı” açıklamasınında bulundu.
TTB ayrıca, 11 Mayıs’taki açıkmasında Sağlık Bakanlığı’na koronavirüs tedavisinde kullanılan ilaçlarla ilgili “Hidroksiklorokinden neden vazgeçildi? Yaygın kullanımı destekler veriler var idiyse neden uluslararası kamuoyu bundan mahrum kılındı? Hastalarda etki ve yan etki sonuçlarına dair bir çalışma yapıldı mı?” sorularını sordu.
TTB: “14 aylık hidroksiklorokin felaketinin bir benzerinin yaşanmasından kamu sağlığı adına korkuyoruz. Koronavirüs hastalığı için etkili bir antiviral henüz bulunmamıştır”
TTB’nin 26 Mayıs 2021 günü çevrimiçi düzenlediği salgın bültenleri toplantısında, TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları, hidroksiklorokin ilacıyla ilgili uyarılarının ancak 14 ay sonra karşılık bulduğunu ve ilacın tedavi rehberinden çıkarıldığını hatırlattı ve Sağlık Bakanlığı’nın erişkinlerdeki etkisi dahi tartışmalı olan favipiravir ilacının çocuklarda kullanımına ilişkin bir düzenleme yaptığını söyledi.
Eroğulları, koronavirüs tedavisinde güncel olarak kullanılan favipiravir ile ilgili, “Sonuç olarak, favipiravirin erişkinde kullanımına ilişkin kaygılar giderilmeden çocuklardaki kullanımını gündeme almak kaygıların artmasından başka bir işe yaramayacaktır. 14 aylık hidroksiklorokin felaketinin bir benzerinin yaşanmasından kamu sağlığı adına korktuğumuzu vurguluyoruz. Koronavirüs hastalığı için etkili bir antiviral henüz bulunmamıştır” dedi.
Hidroksiklorokin nedir?
Halk arasında “sıtma ilacı” olarak bilinen ve 50 yıldan uzun zamandır sıtma hastalığının tedavisinde kullanılan hidroksiklorokin ve klorokinin, salgının başlangıç aşamalarında koronavirüs tedavilerinde de etkili olabileceği belirtilirken aralarında Türkiye’nin de olduğu pek çok ülke, bu ilaçları koronavirüs tedavisinde yaygın olarak kullanmaya başlamıştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 15 Nisan 2020 tarihinde yaptığı açıklamada “İlacı hem pozitif hem şüpheli vakalarda kullanıyoruz, bunu yapan tek ülkeyiz” demişti. Dünyanın önde gelen bilim dergilerinden Nature’da 15 Nisan 2021 tarihinde yayımlanan bir makalede, hidroksiklorokin kullanımının koronavirüs kaynaklı ölüm oranının artmasıyla ilişkili olduğu, klorokin kullanımının ise hiçbir fayda sağlamadığı belirtilmişti.