Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Türkiye’nin yakın gelecekteki seçmen kitlesi liseli gençler anlatıyor: “Türkiye’de hayallerimi gerçekleştireceğime dair inancım yok”

Salgının gölgesinde ve belirsizlik içinde geçen 2020-2021 eğitim yılının sonlarına yaklaşıyoruz. Yüzbinlerce öğrenci, geleceklerini belirleyecek 26 ve 27 Haziran’daki üniversite sınavını bekliyor. Türkiye’de genç işsizliği oranı yüzde 25. Medyascope, İstanbul, Zonguldak ve Konya’dan altı liseli genç ile Türkiye’nin sorunlarını ve gelecek planlarını konuştu, onlara umutlu olup olmadıklarını sordu.

Kendisi de bir lise öğrencisi olan ve Medyascope’ta staj yapan Yasemin Mina Akdeniz’e konuşan bu altı Z kuşağı genç bize hayallerini, umutlarını, tespit ettikleri Türkiye’nin temel sorunlarını anlattı. Konuştuğumuz öğrencilerin neredeyse hepsi, “Başım belaya girer” diyerek isimlerini vermek istemedi.

“Kendimi ekonomik olarak güvende hissetmiyorum”

Soyadının verilmesini istemeyen Can Arda, 17 yaşında ve İstanbul’da özel bir okulda okuyor, önümüzdeki yıl lise son sınıfa geçecek. Can Arda, Türkiye’de kendini ekonomik olarak güvende hissetmediğini anlattı:

Türkiye’nin durumu, özellikle yeni nesil ya da Z kuşağı için iyi değil. Belli özgürlükler kısıtlanıyor, basın özgürlüğü tartışılıyor. En önemlisi de ekonomik darboğaz. Biz gençler, ekonomik olarak kendimizi güvende hissetmiyoruz. Ülke içinde en önemli olan şeyin ekonomi olduğu bilinirken ekonomide stabil bir ülkeye göç etmek her genci cezbediyor. Tabii imkanlar yettikçe… İmkanı olmayanlar ise YKS (Yükseköğretim Kurumları Sınavı) üzerinden puanı yüksek bir üniversiteye yerleşmek için çalışıyor, sonrasında ise kariyer planlaması için yurtdışına gitmek istiyor.”

Can Arda, Türkiye’nin sorunlarına çözüm bulabilmek için yurtdışında eğitim görmenin önemli olduğunu düşünüyor:

Yurtdışına yerleşseydim, Türkiye’de bir şeyleri değiştirebileceğime inandığım zaman geri dönerdim. Türkiye’ye döndüğümde toplumumuzun refahını engelleyen, bizi geride bırakan problemlere çözüm üretemiyor, katkı sağlayamıyorsam geri dönmek anlamsız olur. Günün sonunda yurtdışına gidip Türkiye’ye dönmenin en önemli sebebi orada öğrendiklerinizle ülkenize destek olabilmek.”

Can Arda, eğitimini yuttdışında sürdürmek istese de geleceğini Türkiye’de görüyor. Siyaset alanında aktif olarak çalışmak isteyen Can Arda, devlet içindeki karar mekanizmasında rol alan bir kişi olmak istiyor:

“20 yıl sonra kendimi geliştirdiğimi, üniversiteyi bitirdiğimi, bir iş bulduğumu varsayarsak da siyaset alanında aktif çalışmak istiyorum. Bu süreçte kendimi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), bakanlıklar olmak üzere devlet içinde karar mekanizmasında rol alan bir kişi olarak görüyorum. Kendimi borçlu hissettiğim bu ülkeye bir vatandaş olarak elimden geldiğince katkıyı sağlayabilmek, ülkemizin kurucusu Atatürk’ün önderliğinde sağlam adımlarla yürümesini sağlamak ve bizden sonraki nesillere daha sistemli, müreffeh bir Türkiye bırakmak için çalışmak istiyorum.”

“Bir süper gücüm olsaydı kız ve erkek öğrencilerin aynı iş olanaklarına sahip olabilmesi için kafa yorardım”

Ayşe(*), 17 yaşında ve İstanbul’da özel bir okulda 11. sınıf öğrencisi. Üniversiteyi ABD’de okumayı düşünen Ayşe’ye göre Türkiye’nin en önemli sorunlarının başında toplumsal cinsiyet eşitsizliği geliyor. Psikoloji okumak isteyen Ayşe, “Annem ve babam kahve sektöründe çalışıyor. Annem bir kadın girişimci olduğu için rol modelim. Bir süper gücüm olsaydı üniversiteden mezun olan kız ve erkek öğrencilerin aynı iş olanaklarına sahip olabilmesi için kafa yorardım. Bu hayalimin yakın bir gelecekte Türkiye’de gerçekleşebileceğini düşünmüyorum çünkü kadın-erkek haklarının eşitliği konusunda iyi bir konumda değiliz ve iyiye de gittiğimizi düşünmüyorum. Kadın girişimcilere yapılan desteğin az olması hayallerimin önünü kesen en büyük etken. Ataerkil Türk toplumu ve aile yapısı genelde kadınların evde oturmasını istiyor. Belki büyük şehirlerde durum daha iyi olabilir ama kadına olan genel bakış açısını gördüğümde bu durumun düzelebileceğini düşünmüyorum” diyor.

“Geleceğe yine de umutlu bakıyorum”

Soyadını vermek istemeyen Deniz, 18 yaşında. Konya’da bir devlet okulunda okuyor ve üniversiteye hazırlanıyor. Hayali tiyatro eğitimi almak. Deniz, yaşanan tüm sorunlara rağmen Türkiye’nin geleceğinden umutlu:

“Bir süper gücüm olsaydı gençler yarına adil ve emeklerinin karşılığını alabildikleri bir Türkiye’ye uyanırdı. Sosyal medyada da gördüğümüz üzere pek çok alanda faaliyet yapmak isteyen genç var. Ancak bu insanlar birtakım sebeplerden dolayı gerekli desteği alamıyor, yapmak istedikleri işleri yapamıyor. Mezun oldukları bölümün işini bile bulamıyorlar. Ama benim bir süper gücüm olsaydı, herkes adaleti ve en önemlisi, istedikleri alanda huzurlu bir çalışma ortamı bulurdu”.

Hayallerinin yakın gelecekte gerçekleşeceğini düşünen Deniz, “Geleceğe çok umutla bakan biriyim. Bu yüzden hayallerimin yakın gelecekte, beş sene içinde, Türkiye’de gerçekleşebileceğini, ilerleyen sürecin bize ve ülkemize iyi şeyler getireceğini düşünüyorum. Çalışarak, çabalayarak gerekirse gecemizi gündüzümüze katarak, tekrar aydınlık bir Türkiye’ye ulaşma konusunda ülkemize yardımcı olabiliriz” diye ekliyor.

Deniz’e göre Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri sanata yeterince destek verilmemesi:

“Benim önümü kesen en büyük şey, ülkemizde sanata önem verilmemesi ve değersizleştirilmesi. Geleceğimi sanat üzerinden şekillendirmek istiyorum. Ancak ülkemizde sanata gereken önemin verilmediğini, finansal taraftan çok manevi destek alamayışımın, önümü gerçekten kestiğini düşünüyorum.”

“20 yıl sonra kendimi ayakları üzerinde duran bir kadın olarak görüyorum”

Nisa Pelin ise Zonguldak’ta bir devlet okulunda 12. sınıf öğrencisi. Annesi ve babası polis memuru. Nisa Pelin’in hayali yurtdışında eğitim görmek ama ailesinin maddi durumunun buna olanak tanımayacağından endişeli:

“İmkanım olsaydı eğitim planlarımı yurtdışı odaklı yapardım çünkü yurtdışı üniversiteleri akademi ile paralel olarak sosyal değerler ve etkinliklere önem veriyor. Bu yüzden yurtdışına kesinlikle giderdim. Daha sonra geri dönmek, Türkiye’ye katkı sağlamak kaydıyla, işime bağlı olurdum. Ancak yardım edeceğim bir durum olmazsa dönmek istemezdim. Ailem ve sevdiklerim dışında beni Türkiye’ye bağlayan tek sebep, maddi durumum. Başka bir ülke için yeterli paramız yok. Yurtdışına gidebilecek bir durumda olmak için belirli bir limitin üstünde olmalıyım. Ancak şu an o limitte maalesef değilim. Eğer bir gün yeterli duruma gelirsem kesinlikle yurtdışına gitmek isterim.”

Nisa, kendi ayakları üzerinde durmak, avukat olmak istiyor:

“20 yıl sonra kendimi düzgün bir hayat felsefesi olan, kendi işini yapan ve ayakları üzerinde durabilen bir kadın olarak görüyorum. Mutlu-mutsuz olmanın işime veya Türkiye’nin durumuna bağlı olmadığını, kendi hareketlerim ve görüşlerime bağlı olduğunu düşünüyorum. Hukuk okumak istememden kaynaklı siyasi bir çevrede olmak istiyorum. En büyük idealim başarılı bir avukat olmak.”

“Hayallerimi Türkiye’de gerçekleştirebileceğime inanmıyorum”

Gerçek adını vermek istemeyen 18 yaşındaki Ahmet(*), İstanbul’da bir imam hatip lisesinde son sınıf öğrencisi. Ahmet’in hayali, kendi şirketini kurmak:

“Babam emekli, annem ev hanımı. Aktif spor hayatım var ve sosyal sorumluluk projeleri yapmayı seviyorum. Gelecekte kendi şirketimi kurmak istiyorum. Günümüz şartlarında iyi bir bilgisayarın fiyatı bile 8-9 bin lira. Araştırma yapmak isteyen bir öğrenciye bilgisayar lazım ama bu fiyatlarla mümkün değil. Belki zengin olan alabilir. Bunun gibi birçok sebep yüzünden Türkiye’de hayallerimi gerçekleştireceğime dair inancım yok. Fiyatların ileriki zamanlarda daha da artacağını düşünüyorum. Ama tabii demokraside çareler tükenmez diyelim. Bir şekilde çıkış yolu bulmamız, yaşamaya devam etmemiz gerekiyor. Benim gibi girişimci gençlerin özgüven sahibi olduklarını düşündüğümden dolayı bu sorunla diğerlerine göre daha iyi başa çıkabileceklerine inanıyorum. Fakat her genç bu şekilde girişken olmayabilir. Devletin o gençleri bulması ve onlara el uzatması gerekiyor.”

*Güvenlik nedeniyle Ayşe ve Ahmet’in ismi değiştirilmiştir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.