Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Yangın ekoloğu Prof. Dr. Çağatay Tavşanoğlu: “Ağaç dikme seferberliği yanlış, bu ormanlar kendini yenileyebilir”

Türkiye’deki orman yangınlarının ardından ağaç dikme seferberlikleri hız kazanırken Medyascope’a konuşan yangın ekoloğu ve biyolog Prof. Dr. Çağatay Tavşanoğlu, Akdeniz ormanlarının kendini yenileme özelliği olduğunu, bu alanların sürülmesinin ekosisteme zarar vereceğini düşünüyor. Tavşanoğlu, bu yangınların her yıl yaşandığını ancak küresel iklim değişikliğiyle büyüklüğünün arttığını söylerken nedenlerine dair de açıklamalarda bulundu.

Türkiye yangınlarla boğuşuyor. Son iki gün içinde 21 ilde 63 orman yangını çıktı, birçoğu kontrol altına alınırken özellikle Antalya-Manavgat ve Muğla-Marmaris’teki yangınlar, otellerin tahliye edilmesine, insanların evlerini terk etmesine, dört kişinin hayatını kaybetmesine ve yüzlerce hayvanın ölmesine yol açtı.

Yangınlarla ilgili soruşturma başlatılırken kamuoyuna yangınların sebebi olarak çok sayıda iddia yansıdı. Medyascope‘a konuşan Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağatay Tavşanoğlu, yangınların sebebinden müdahale yöntemlerine ve yurtdışındaki yangınlarla karşılaştırmasına kadar birçok konuya açıklık getirdi.

“Sert, aşırı müdahaleler oldukça yanlış”

Türkiye’de Akdeniz Bölgesi’nde her gün onlarca yangının çıktığını ancak bunların küçük yangınlar olduğu ve hızlı şekilde kontrol altına alındığı için haber dahi olmadığını söyleyen Tavşanoğlu, “İklim krizi sıcak hava dalgasını daha fazla getirmeye başladı. Yangınları söndürme politikamız var, insan nüfusu da çok arttı. Bunların hepsi bir araya geldiğinde büyük yangınlar artıyor, gelecekte de daha fazla artacak. Yangın sonrası için şunu söyleyebilirim: Ağaçlandırma sivil toplum kuruluşlarının, halkın kastettiği anlamıyla yapılınca felaket oluyor. Çünkü bunun için alanın sürülmesi gerekiyor. O alanın sadece ağaçlardan oluşmadığı, çok daha fazla türden oluşan bir ekosistem olduğunu düşünmemiz lazım. Ama sürüp ağaç dikersek biyoçeşitliliği kaybediyoruz. Sert, aşırı müdahaleler oldukça yanlış uygulamalar” dedi.

“Ormanın kendini toparlama kapasitesini biliyor olmamız lazım” diyen Tavşanoğlu, şöyle devam etti: “İnsanlar daha Afrika’dan Akdeniz’e gelmeden bu ormanlar zaten yanıyordu. Fakat kendilerini yenileyebiliyorlar. Böyle özellikleri var. Kaldı ki orası orman da olmayabilir, bir çalılık olabilir. Akdeniz’de birçok bölge böyle zaten. Fakat bir ezber var, her yer orman olmalı diye. Bozkıra bile ağaç dikme hevesi bundan kaynaklanıyor. Afrika’da savanları ağaçlandırmaya çalışmak bundan kaynaklanıyor. Bir yanlış anlaşılma var.”

Akdeniz ormanları kendini yenileyebiliyor

Kızılçam, tohumlarını yangından korumak için kozalaklarını yıllarca kapalı tutan bir ağaç türü. Yangından sonra birkaç hafta içinde bu kozalaklar açılıyor, tohumlar besin ve mineralce zenginleşmiş olan yanmış toprağa ulaşıyor. Bu tohumlar da yedi-sekiz ay sonra genç fideler olarak karşımıza çıkıyor. Yani Akdeniz ormanları, kendilerini yenileyebilme özelliğine sahip. 

Yangın sonrası yöntemler arasında bugün yapılabilecek doğru yöntemlerin olduğunu söyleyen Tavşanoğlu, şu örneği verdi: “Yanan ağaçları keserek dalları yere serebilir ve bu sayede erozyonu da önleyebilirsiniz. Çünkü bunu yaparsanız topraktaki erezyonu da engelliyorsunuz. Sonrasında illa destek vermek istiyorsanız, kızılçam tohumu ekebilirsiniz. Böylelikle bu alanı sürmediğiniz için diğer türlerle ağaçların birlikte büyümesini, ekosistemin yenilenmesini sağlayabilirsiniz. Bir miktar tohum desteğiyle bu alanlar yeniden orman haline büründürülebilir.”

Yangın neden çıkıyor?

“Burası maden alanı değil, böyle sürerek restore edemezsiniz” diyen Tavşanoğlu, sabotaj iddialarını da spekülatif buluyor: “Kanıt olmadan, ‘Otel yapılacak’, ‘Teröristler yaktı’ gibi şeyler söyleniyor. Çoğu zaman da böyle olmadığı anlaşılıyor. Bu kadar organize bir saldırı garip, mümkün değil. Şu anki sıcak hava dalgasına baktığımızda sadece Türkiye’de değil Suriye’de, Sicilya’da, Yunanistan’da da yangınları görüyoruz. Aşırı kuraklığın yol açtığı bir sonuç. Evet, yangınların çoğu insan kaynaklı çıkıyor. Çünkü bu bölgelerde turizmden kaynaklı o kadar çok insan var ki. Yangın riski çok fazla. 50 yangın çıkmış, bir tanesi bu sebeple de çıkmış olabilir veya birisi oraya otel yapabileceğini de düşünüyordur. Olabilir ama bu geneli açıklamakta çok ütopik kalıyor.”

Yangın sayısı sürekli artıyor. İklim değişikliğiyle birlikte bu yangınların büyüklükleri de artıyor. Tavşanoğlu da bundan sonra daha büyük yangınların olabileceğini, daha fazla can kaybı yaşanabileceğini, buna karşı önlemler alınması gerektiğini söylüyor: “Üç sene önce Yunanistan’da 100’ün üzerinde insan öldü. Kaçış rotası planlanmamıştı. Marmaris’te Turunç da öyle bir yer. Tek bir yolu var. Yangın oraya gitse ne yaparlardı bu insanlar bilmiyorum. 20. yüzyıldaki politikalarla bugünü planlayamayız. Bir sonraki hafta yine sıcaklıklar artacak. 45-50 dereceye gelecek deniyor. Acilen önlem almamız gerekiyor.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.