Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Boğaziçi Üniversitesi eylemleri gerekçesiyle 97 kişinin yargılandığı dava ikinci gününde devam etti – “Saatlerce ters kelepçe ile bekletildik”

Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atamasına yönelik protestolarda, 1 Şubat 2021’de İstanbul Beşiktaş’taki Etiler ve Bebek mahallelerinde gözaltına alınan üniversite öğrencileri ve destekçilerin yargılandığı davanın ikinci duruşması İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. 

Protestolar gerekçesiyle öğrencilerin tutuklanmasını protesto etmek ve basına açıklamada bulunmak isteyen öğrenciler ve destekçileri, 1 Şubat’ta gözaltına alınmıştı. Haklarında hazırlanan 97 sanıklı iddianamede koronavirüs nedeniyle eylem yasağı alındığı belirtilip “Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmamak Sureti ile 2911 Sayılı Yasa’ya Muhalefet” suçlaması yer alıyordu.

Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde dün (26 Ekim) başlayan yargılama, 32. Asliye Ceza Mahkemesi salonundan daha büyük olan 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda devam etti. Duruşmaya yaklaşık 20 sanık ve avukatları katıldı. 

Duruşma öğrenci ifadeleri ile devam etti. Öğrenciler darp edilip ters kelepçe takılarak gözaltına alındıklarını, uzun süre ters kelepçe ile tutulduklarını anlattı, suçlamaları kabul etmeyerek duruşmalardan vareste tutulmalarını ve beraatlerini talep etti. Avukatları da suçun oluşmadığını vurgulayarak beraat taleplerinde bulundu. 

Gelecek duruşma 10 Ocak 2022’de.

“Altı-yedi saat ters kelepçe ile tutulduk”

Duruşmaya katılan sanık öğrenciler beyanda bulundu. Yiğithan G. polisin söylemesi üzerine kampüsten Beşiktaş yönüne ilerlerken polislerin kendilerini takip ettiğini anlattı. Bebek Parkı’nda polisin etraflarını sardığını, dağılacaklarını söylemelerinin ardından polisin uyarı yapmadan kendilerini çembere aldığını ve darp ettiğini söyledi. Yiğithan G. ayrıca, kendilerine ters kelepçe takıldığını ve altı-yedi saat ters kelepçe ile tutulduklarını aktardı.

Zeynep A., hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini, arkadaşları gibi anayasal hakkını kullandığını belirterek beraatını talep etti. 

Ferhat E., Bu davanın kendisi politik bir dava. Bu sebeplerden biri siyasal iktidarın, medyanın ve savcıların Boğaziçi’ne dönük söylemleri ve bu söylemlerle bu mahkemenin açılmasıdır” dedi. Tutuklanan iki öğrenci için üniversite önüne gitmek istediğini, polislerin yolu kestiğini, otobüsten inmeden uyarı olmaksızın gözaltına alındıklarını belirten Ferhat E., “Ters kelepçe ve sinkaflı küfürlerle gözaltı süreci geçirdik” diye konuştu.  

“İddianame hukuk garabetidir”

Sıla Ö., üniversitelere atanan kayyumlara itiraz ettiklerini ve itirazlar nedeniyle tutuklanan arkadaşları ile dayanışma için kampüse gitmek istediklerini ancak Bebek sahilinde gözaltında alındıklarını anlattı. Sıla Ö., “Polis oraya bir ifade özgürlüğünü bastırmak üzere gelmişti. İktidarın istemediği bir eylem gerçekleştiriyorsanız kanunun ne dediğinden öte orada ifade edilen cümleler önemli oluyor ve polis bu durumu bastırmak üzere geliyor. Hem bir uzantı olarak yargının kullanılması hem de savcının iddianamesi hukuk garabetidir” dedi. Dosyada adli sicil kayıtlarının olmasını ise anlamlandıramadığını belirtti.

Beyza Ç., 1 Şubat’ta Boğaziçi Direnişi ile dayanışma için yola çıktığını, Etiler otobüs durağında otobüsten indikten sonra polis saldırısı ile gözaltına alındıklarını söyledi. Gözaltı aracında da ters kelepçe ve şiddetin sürdüğünü anlattı. 

“Polisler hastanede muayene odasına girmeye çalıştı”

Elif B. ,“’Kayyum rektör istemiyoruz’ demek için Güney Kapı’ya yapılan çağrıya katılmak, anayasal hakkımı kullanmak için kampüse gidiyordum. Bebek sahilinde polisin ihtarı olmadan, ters kelepçe ile gözaltına alındık. İfade alınana dek ters kelepçe ile otobüste bekletildik” dedi. 

Bekir A., suçlamaları kabul etmediğini, ortada suç olduğunu düşünmediğini söyledi: “Etiler’de otobüsten indiğimiz sırada polis saldırısı ile gözaltına alındık, gözaltı boyunca hakaret, tehdit ve ters kelepçe işkencesi ile karşılaştık, polisler hastanede muayene odasına girmeye çalıştı.”  

Mehmet Ç., iki arkadaşlarının tutuklanması üzerine protestoya katılmak istediklerini söyledi ve yaşananları şöyle anlattı: “Polis, Beşiktaş sahiline gidebileceğimizi söyledi. Bebek Parkı’na geldiğimiz sırada bizi çembere sıkıştırdılar, ters kelepçe taktılar. Vatan Emniyet’in bahçesinde telefonlarımıza el koymak istediler, bir arkadaşımız tutanak talep edince üzerine çullandılar. İfadelerimiz alındı, salıverildik.”

“Anayasal hakkımı kullanmaya gittim, polis izin vermedi”

Gökhan A., “Savcının açması gereken dava o gün neden o eylemin yasaklı olduğu. İzinsiz gösteri ve yürüyüş hakkının olduğu bir konu. Boğaziçi’ne gitmek istedik ama Etiler civarında polis saldırısıyla gözaltına alındık. Polis bir çember yaptı, bu çemberde birisi ‘Ben avukatım’ demesine rağmen onu da gözaltına aldılar. Çemberde darp söz konusu oldu. Anayasada yer alan hakkımı kullanmaya gittim, polis izin vermedi ve suç işlemiş oldu. Otobüs içinde de darp edildik” diye konuştu.

Berna S., Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ile dayanışma ve kayyum rektöre karşı protestolara katılmak için üniversiteye gittim. Polis, ‘Güney Kapı önünde bekleyemezsiniz, onun dışında istediğiniz yerde bekleyebilirsiniz’ diye insanların oradan uzaklaşmasını istiyordu. Orada video kaydettim” dedi. Polisin yönlendirmesi üzerine gittiği Bebek Parkı’nda polis müdahalesini görünce video kaydetmeye başladığını, burada ters kelepçe ile gözaltına alındığını anlattı. “Havasız şekilde gözaltı aracında bir buçuk saat beklettiler. Hastanede de ters kelepçe ile bekledik” diyen Berna S., telefonuna el konulmak istenince tutanak tutulmasını talep etmesi üzerine de darp edildiğini söyledi.

“Yasağın bahanesi pandemiyse neden saatlerce araçta bekletildik?”

Şevin U. yaşananları anlatırken “Haklı ve meşru gerekçe ile anayasal hakkımızı kullanarak Güney Kapı’ya gitmek istedik ama Etiler’de polisin şiddetine maruz kalarak, ters kelepçe ile, kafalarımız gözaltı aracına vurularak gözaltına alındık” dedi. Eylem yasağını ifade verirken öğrendiğini belirterek, “Pandemi bahane gösteriliyorsa neden biz ifade verdikten sonra saatlerce cam kapı kapalı ve ters kelepçe ile araçta bekletildik?” diye sordu. “Bugün burada yargılanması gerekenler biz değiliz, kafalarımızı gözaltı aracına vurarak, yerlerde sürükleyenler gözaltına alan o polislerdir” dedi. 

Fatih T., “Pandemi önlemleri’ adı altında eylemleri yasaklıyorlar aslında en basit hak ve özgürlüklere yönelik saldırılar. Gözaltı araçları tıka basa dolu. O kadar işçi, emekçi, öğrenci pandemi döneminde fabrikalarda çalışırken neden kimse onlarla ilgili adım atmadı?” diye konuştu. 

Kudret Ç., Güney Kapı’ya gidemeden gözaltına alındığını anlatırken “İki polisin, iki noktada cinsel saldırısına maruz kaldım” dedi. 

“Ailelerimiz arandı”

Sıla A., “Kamu sağlığı madem önemseniyordu, o gün yerlerde sürüyerek, nefes alınacak ortam bırakılmadan, otobüste saatlerce bekleten polisler neden burada değil?”  diye sordu. “Ailelerimiz aranarak ‘Okumaya gönderdiğiniz çocuklar neler yapıyor biliyor musunuz?’ diye tehdit edildik” dedi.

Batuhan Ç., kampüse gitmek üzere bindikleri otobüsleri durduran polisler tarafından aşağıya indirilip, darp edilerek  gözaltına alındıklarını anlattı. 

Barış Y., Etiler’de polis şiddeti ile gözaltına alındığını, suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

Nergis Ş., Etiler’de otobüsten indikten sonra gözaltına alındığını anlattı, “Uyarı yapılmadı, yasak olduğu söylenmedi, ters kelepçe ile gözaltına alındık” dedi. 

Avukatlardan beraat talebi

Öğrencilerin ardından avukatlar söz aldı. İddianamede adli sicil kayıtlarının yer almasının masumiyet hakkının ihlali olduğunu belirten avukatlar, iddianamenin yetersiz olduğunu, delil bulunmadığını, yasaklama kararlarının hukuka aykırı olduğunu söyledi. Avukatlar, suçun oluşmadığını vurgulayarak müvekkillerin beraatlarını talep etti. Avukat Yağmur Kavak, 1 Şubat’ta Bebek’te iki müvekkilin karşılaştığı işkence ve kötü muameleye dair yaptıkları suç duyurusu sonucu soruşturmanın devam ettiğini belirtti. Dosyada sanık olan avukat Ezgi Önalan’ın mesleğini icra etmesi nedeniyle gözaltına alındığını, bu nedenle Adalet Bakanlığı’ndan alınması gereken soruşturma izninin alınmadığını anlattı. Önalan hakkında derhal beraat kararı verilmesini, aksi durumda dosyasının bakanlığa gönderilmesini istedi. 

Mahkeme başkanı, davetiye tebliğine rağmen duruşmaya katılmayan sanıklar hakkında zorla getirme kararı çıkarılmasına karar verdi. Savunmasını yapanların duruşmalardan vareste tutulması talepleri kabul edildi.  

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.