Ankara Gündemi programının bu haftaki konuğu, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakcı oldu. Programda Türk Lirası’nın (TL) değer kaybetmesi, kur krizinin nasıl çözüleceği ve erken seçim ihtimali konuşuldu. TL’nin değer kaybetmesinin planlı bir politika değil, yanlış hesaplamaların sonucu olduğunu belirten Çanakcı, “Ortada bir ‘kurtuluş savaşı’ yok, bilerek, isteyerek, inatla yapılmış kişisel hatalar var. Millet de tepkisini ortaya koyuyor” dedi.
“Kur krizi nedeniyle 2022 bütçesi toplumsal meşruiyetini tamamen yitirdi”
Merkez Bankası’nın eylül ayının başından beri çok yanlış adımlar atarak politika faizini siyasi talimatlarla düşürdüğünü vurgulayan Çanakcı, bu nedenle kur üzerinde ciddi baskı oluştuğunu söyledi. 2022 Bütçe Kanun Teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulduğundan beri TL’nin dolar karşısında yaklaşık yüzde 35 değer kaybettiğini belirten Çanakcı, toplumun ihtiyaçlarını gözetmeyen bütçenin, kur krizinin ardından toplumsal meşruiyetini tamamen yitirdiğini dile getirdi.
“Merkez Bankası dövize müdahale etmediğini açıkladı, öyleyse 130 milyar doları neden yaktınız?”
Dolar kurunu yükseltmenin bilinçli bir politika olup olmadığı tartışmalarına da değinen İbrahim Çanakcı, “Bu kötü politikaya uydurulan bir kılıf. Eğer bu bilinçli bir politika olsaydı bunun resmi dokümanlarda izi olurdu. Merkez Bankası dövize müdahale etmediğini açıkladı. Madem öyle, 130 milyar doları neden yaktınız?” diye konuştu.
“Türkiye’yi ucuz işgücü haline getirmek refah getirmez”
İbrahim Çanakcı, mevcut ekonomik koşullar altında ekonomik büyümenin yalnızca ücretleri baskı altında tutarak ve Türkiye’yi ucuz işgücü haline getirmekle mümkün olduğunu savunurken, bunun da fakirleştirici bir büyüme olacağını ve refah getirmeyeceğini söyledi.
“Hükümet geçici bir ferahlama havası yaratıp bunu seçime döndürmeyi planlıyor olabilir”
Erken seçim tartışmalarını da değerlendiren Çanakcı, “Halk erken seçim istiyor. Kur sadece döviz piyasasında işlem yapanlarla ilgili değil. Hükümet faizleri baskılayıp asgari ücret ve diğer gelirlerde başlangıçta yüksek görülebilecek bir artış ile geçici bir ferahlama havası yaratıp ilk fırsatta bunu seçime döndürmeyi planlıyor olabilir ama bu sürdürülecek bir strateji değil. Parti olarak erken seçime hazırız” dedi.
“Halkın tepkisini ortaya koyması kadar doğal bir şey yok”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Çanakcıı, bazı yerlerde halkın sokağa çıkarak protestolar düzenlemesini ve hükümeti istifaya davet etmesini de şöyle yorumladı: “Halkın tepkisini ortaya koyması kadar doğal bir şey yok. Şiddete başvurmadıkça protesto yapılmasından doğal bir şey yok. Hükümetin bunu kalkışma ya da kaos gibi sunması, ekonominin geldiği noktayı bir ‘kurtuluş savaşı’ olarak sunması çok yanlış. Ortada bir ‘kurtuluş savaşı’ yok, bilerek, isteyerek, inatla yapılmış kişisel hatalar var. Millet de tepkisini ortaya koyuyor.”
“Ülkemizi bu krizden çok kısa sürede çıkarmak mümkün”
İktidar değişikliğiyle birlikte ekonomik sorunların da hızla çözüleceğini savunan Çanakcı, “Milletimizin karamsarlığa kapılmasına gerek yok. Ülkemizi bu krizden çok kısa sürede çıkarmak mümkün. Bu bir yönetim anlayışı krizi. Çok kısa süre içinde güveni tesis edecek adımlar atıldığında işler hemen iyiye doğru gider” diye konuştu.
