Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

AYM’den tutuklu öğrencinin uzaktan eğitime erişim başvurusuna ret

Anayasa Mahkemesi (AYM), Silivri 1 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisinin koronavirüs salgını nedeniyle uzaktan eğitime geçildiği sırada, internetten derslere ve sınavlara katılma talebinin reddedilmesi sonucunda eğitim hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle yaptığı başvuruyu geri çevirdi. Sivil Alan Araştırmaları Derneği Hukuk Danışmanı Avukat Baran Kaya karara ilişkin Medyascope‘a konuştu. Kaya bu kararın, “uzaktan eğitime geçilen süreçte mahpusların eğitim hakkı olmadığı” şeklinde görülmesi gerektiğini belirtti. 

Anayasa Mahkemesi (AYM), İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Mehmet Al‘ın derslere ve sınavlara uzaktan katılma talebinin reddedilmesi sonucunda eğitim hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle yaptığı başvuruyu geri çevirdi.

AYM, “devletin herhangi bir pozitif yükümlülüğü bulunmadığını” savunarak, uzaktan eğitim talebinin reddedilmesinde “ihlal olmadığı”na hükmetti. Kararı Medyascope’a değerlendiren avukat Baran Kaya, “Bunu, AYM’nin ‘Uzaktan eğitime geçilen süreçte mahpusların eğitim hakkı yoktur’ şeklinde verdiği bir karar olarak görmek lazım” dedi.

Cezaevinden “fiziki yapı” gerekçesiyle ret 

Mehmet Al, Silivri 1 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan bir üniversite öğrencisi. Üniversite, 2020-2021 güz döneminde salgın nedeniyle uzaktan eğitime geçti. Mehmet Al, derslere ve sınavlara internet üzerinden girme talebini ceza infaz kurumuna bildirdi. 

İnfaz Kurumu İdare Kurulu Başkanlığı, “Hükümlü ve tutukluların mevzuat uyarınca örgün ve uzaktan eğitime devam etmesinin mümkün olmadığı, ceza infaz kurumunun fiziki yapısı, yeterli altyapıya sahip internet bağlantılı bilgisayarların bulunmaması ve koronavirüs salgını riskleri nedenleriyle ciddi aksaklıkların meydana geleceği” gerekçesiyle talebi reddetti. Al, ağır ceza mahkemesinin itirazını reddetmesinin ardından 2 Şubat 2021’de AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.

AYM, mahpus ve görevli sayısını gerekçe gösterdi

AYM, başvuruya ilişkin kararında “örgün eğitime devamda devletin pozitif yükümlülüğü olmadığı gibi salgın nedeniyle geçici olarak uzaktan öğretim metoduna geçilmiş olmasının, devletin bu konuda bir pozitif yükümlülüğünün doğmasına sebep olamayacağını, aksine ceza infaz kurumlarında bu kapsamda bir organizasyon yapılmasının zorlaşacağını” belirtti.

Kararda şu gerekçelere yer verildi:

“İstekli her bir mahpusun ayrı ayrı derslerine girmelerinin sağlanması bilgisayar ve internet olanaklarının yanı sıra ceza infaz kurumunda uygun mekânların da hazırlanmasını gerektirir. Öte yandan hem eğitimin hem de salgın hastalığın dayattığı bazı gereklilikler nedeniyle çok sayıda kişinin aynı ortamda ayrı ayrı bilgisayarlar üzerinden kendi derslerine veya sınavlarına girmeleri de ciddi bir zorluk oluşturacaktır. 

Bunlardan başka kapalı ceza infaz kurumunda bulunan mahpusların, denetimsiz bir şekilde internet ortamına bırakılmaları da mümkün değildir ve örgün eğitim kapsamındaki ders ve sınavlarına ancak infaz kurumu görevlilerinin kontrolü altında girebilirler. Bu durum ise oldukça ciddi sayıda görevlinin yalnızca bu iş için görevlendirilmesini zorunlu kılacaktır.

Başvurucunun koronavirüs salgını nedeniyle geçici olarak uzaktan öğretim metoduna geçtiği anlaşılan örgün yükseköğretim programına, internet kullanma imkânından yararlandırılarak devam etmesinin sağlanması yönünden devletin herhangi bir pozitif yükümlülüğü bulunmadığının açık olduğu değerlendirilmiştir.”

Avukat Kaya: “Eğitim hakkının kendisine müdahale

Avukat Baran Kaya mahkemenin temel dayanağının, kişilerin tutuklu ve hükümlü oldukları sürece haklarının dışarıda olduğundan daha kısıtlı yorumlanması gerektiği olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Bir hakkın kısıtlanmış olması üzerinden diğer haklara kısıtlama yaratmak sakıncalı. Cezaevine girdiğinde kişi özgürlüğü kısıtlanıyor, eğitim hakkının da ortadan kalkacağı şeklinde yorumlamak anayasaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun değil.”

AYM, kararında başka bir kararı dayanak gösterdi. Bu karara göre AYM, cezaevindeki bir kişinin eğitim için gönderilen CD’nin kendisine haber verilmemesi ve teslim edilmemesine dair başvurusunu, eğitim araçlarına erişim kısıtlaması olabileceği gerekçesiyle reddetmişti. Avukat Baran Kaya, dayanak olarak gösterilen kararda ders materyaline erişim söz konusu iken incelenen başvuruda söz konusu olanın, eğitimin kendisine erişime müdahale olduğuna dikkat çekti.

Anayasada devletin eğitim-öğretim hakkına dair pozitif yükümlülüğünün açık olduğunu belirten Kaya, AYM’nin devletin pozitif yükümlülüğü olmadığına dair vurgusunun doğru olmadığını söyledi.

“Hakkın sınırlandırılması değil, ortadan kaldırılması söz konusu”

Tutuklu ve hükümlülerin eğitim hakkını kullanmalarının halihazırda çok zorlaştırıldığını, salgın sürecinin bu zorluğu artırdığını belirten Kaya, “AYM’nin uzaktan eğitime geçilen süreçte ‘Mahpusların eğitim hakkı yoktur’ şeklinde verdiği bir karar olarak görmek lazım” yorumunda bulundu ve şöyle devam etti:

“Mahpuslar, ders notlarına erişimden itibaren zorluklarla karşılaşıyorlar. Özellikle İngilizce bölümlerdeki öğrencilerin notları, tercüman olmadığı için incelenemediği gerekçesiyle verilmiyor. Pandemi gibi eğitim-öğretimin uzaktan yapıldığı durumlarda da bu hakkı kullanamamak hakkın sınırlandırılmasını değil, ortadan kaldırılmasını ortaya çıkarıyor.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.