Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Fransızlar’ın lider arayışı (2): Aşırı sağın yıkılmaz kalesi Marine Le Pen

Mehmet Yaşar Altundağ, Paris’ten bildiriyor.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali hem dünyada hem de Avrupa’daki tüm dengeleri değiştirmiş durumda. Avrupa’nın ikinci büyük ekonomisi, Avrupa Birliği’nin (AB) tek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) daimi üyesi ve 2022’nin ilk dönem Avrupa Konseyi Başkanı Fransa, hem kendisinin hem dünyanın geleceği açısından oldukça önemli bir seçime gidiyor. Ulusal Cephe’nin (Rassemblement National) lideri Marine Le Pen de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oylarını giderek artırmaya devam ediyor. Medyascope’un “Fransızlar’ın lider arayışı” serisinin ikinci bölümünde Marine Le Pen’in hikayesini ve vaatlerini ele aldık.

Ulusal Cephe’nin lideri Marine Le Pen, pazar günü düzenlenecek seçimler öncesi oylarını yükseltmeye devam ediyor. Anketlere göre Le Pen, mart ayı başında yüzde 15 oranında seyreden oy oranını şu an yüzde 22’lere çıkardı. Le Pen, büyük ihtimalle ikinci turda Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a karşı bir kez daha cumhurbaşkanlığı için yarışacak. Hatta The Economist’e göre Le Pen’in cumhurbaşkanı seçilme ihtimali hiç bu kadar yüksek olmamıştı.

Peki Marine Le Pen’in nasıl bir siyasi kariyeri var? Basında sürekli hakkında “aşırı sağcı”, “ırkçı”, “yabancı düşmanı” yorumları yapılan Marine Le Pen ülkesi için hangi politikaları öneriyor? Göçmenlik, ekonomi, dış politika gibi konularda ne düşünüyor? Neden oyları yükseliyor ve seçimi kazanabilir mi?

Marine Le Pen son zamanlardaki yükselişini sürdürmeye devam ediyor. Institut Français d’opinion Publique’in (IFOP) son araştırmasına göre Le Pen’in ilk turda oyların yüzde 23’ünü alıyor. Böylece Macron ile Le Pen arasındaki oy farkı yüzde 4’e kadar inmiş gözüküyor. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırılarının başladığı günlerde ise anketler, Macron ile Le Pen arasında yüzde 13 ila 14’lük bir fark gösteriyordu.

The Economist’in birden çok anketi değerlendirip hesapladığı, “seçimlerin ikinci turuna kalma ve cumhurbaşkanı seçilme ihtimalleri” de Le Pen için artmaya devam ediyor. Hesaplamalara göre Le Pen’in ikinci tura kalma ihtimali yüzde 90 olarak ölçülürken, cumhurbaşkanı seçilme ihtimali ise yüzde 22.

Economist’in Paris Büro Şefi Sophie Pedder de sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında, “Le Pen’in şansı %22 ile düşük, ancak cumhurbaşkanı seçilme ihtimali ihmal edilemez düzeyde ve bu ihtimal yükseliyor” dedi.

https://twitter.com/PedderSophie/status/1511367524667039744?s=20&t=l8D3zbvzumigdPa5HNbD7Q

Le Pen’in 2002 seçimlerinde fark ettiği şey neydi?

Marine Le Pen’in babası Jean-Marie Le Pen de Fransa’nın en önemli siyasetçilerinden biri. Halihazırda aktif siyaset yapmayan ve kızı tarafından kendi kurduğu partiden atılan Jean-Marie Le Pen, 70’li yıllardan itibaren Fransa siyasetine damga vurmuş bir figür. Front National’in (Ulusal Cephe) kurucusu baba Le Pen, her zaman göçmen ve mülteci karşıtı politikaların en ateşli savunucularından biriydi. 70 ve 80’li yıllar baba Le Pen için başarısız geçse de kendisi, 90’lı yıllardan itibaren küreselleşme ve Fransa ve Avrupa Birliği’nde (AB) yaşanan ekonomik refah kaybının da etkisiyle oylarını artırmaya başladı. Çok uzun yıllar “marjinal bir parti” olarak görülen Front National’ı 2002’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura taşıyan baba Le Pen, o dönem Jacques Chirac’a karşı yarıştı ve çok büyük bir hezimete uğradı.

O dönem babasının basın danışmanlığını görevini üstlenen Marine Le Pen, bu hezimete rağmen çok önemli bir noktayı kavradı. Front National sanıldığı kadar toplumda marjinalize değildi. Bu süreçten itibaren Marine Le Pen, birçok analiste göre hâlâ devam ettirdiği dédiabolisation (partinin olumsuz algısını yıkma) sürecine başladı.

Dédiabolisation nedir?

Babasının aksine Holokost ya da İkinci Dünya Savaşı’nda Fransa’nın Nazi Almanyası ile girdiği işbirliğine dair tartışmalara hiç girmeyen Marine Le Pen, göçmen karşıtlığıyla ırkçılık arasında bir çizgi çekmeye çalıştı. Yer yer rakipleri tarafından ırkçılık ya da nefret söylemi yaymakla suçlansa da kendi çizgisini ve partiyi, babasının çizgisinden uzaklaştırmaya çalıştı. Hatta babası 2015’te, 1997’de yaptığı “Gaz odaları İkinci Dünya Savaşı’nın ufak bir detayıdır” açıklamasını tekrar gündeme getirince Marine Le Pen, babasını kendi partisinden attı.

2017 seçimleri ve daha da yumuşayan Le Pen

Marine Le Pen’in tartışmalı konulardan uzak duruşu, küreselleşme sonucu fakirleşmiş kuzey ve güney batı şehirlerine odaklanışı ve ekonomik meseleleri parti programına daha çok dahil edişi, Front National’i marjinal bir partiden ana muhalefetin değişmez unsurlarından birine dönüştürdü. Nitekim Marine Le Pen, 2017’de babasının yapmış olduğu tekrarladı ve seçimlerde ikinci tura kalarak Macron’la yarıştı. Bu seçimleri babası gibi kaybetmiş olsa da 2017’de aldığı oy oranı yüzde 34’e yükselmişti.

Oy oranlarındaki bu artış, Le Pen’i değişimin etkisi konusunda daha da ikna etti. Le Pen, kurulduğu andan itibaren Front National (FR) olan parti ismini 2018’de Rassemblement National (RN) olarak değiştirdi. Kendisine yönelik en büyük eleştirilerden biri olan Frexit konusundaki düşüncelerini bıraktı ve Fransa’nın AB’den ve Eurozone’dan çıkması konusundaki politika önerilerini değiştirdi. AB’den çıkmış bir Fransa yerine AB’nin borçlanma ve sınır güvenliği gibi konularında reforme edilmesini talep etmeye başladı. Anketlerde de birçok insan Marine Le Pen’in yumuşadığını düşünmeye başladı. Nitekim Le Monde’un France Info ile yaptığı ortak çalışma da bunu ortaya koyuyor. Çalışmaya göre 2022’de Marine Le Pen’in aşırı sağcı ve zenofobik olduğunu düşünenlerin sayısı 2018’e kıyasla yüzde 10 düşmüş durumda.

Marine Le Pen ne vaat ediyor?

Marine Le Pen’in ön plana çıkardığı vaatler özellikle göçmenler, sınır güvenliği ve güvenlik konularında. Ayrıca Le Pen son 40 yılda refahı giderek azalan işçi sınıfına ve Fransa’nın daha küçük şehirlerinde yaşayan vatandaşlarına sesleniyor. Onların refahını artıracak vergi indirimleri, endüstri politikaları öneriyor. İşte Le Pen’in parti programında öne çıkan bazı vaatleri:

Göçmenler

  • Le Pen, seçilirse ilk iş olarak ülkeyi göçmenlik konusunda referanduma götürmek istiyor. Referandumun geçmesi takdirde göçmenliğin bir sorun olarak tanınması ve göçmen sayısının ciddi miktarda azaltılması öngörülüyor.
  • 2021’de 200 binin üzerinde insan aile birleşimi yasasını kullanarak Fransa’ya taşındı. Le Pen aile birleşimi yasasını kaldırmak istiyor.
  • Fransa’nın “le droit du sol” yasası, Fransa topraklarında doğmuş bir çocuğun anne-babası yabancı olsa bile Fransız vatandaşlığını bazı şartlarla (quasi) almasını sağlıyor. Marine Le Pen bu yasayı kaldırmak istiyor.
  • Le Pen, Fransa’dan geri yollanan kaçak göçmenleri ülkesine kabul etmeyen ülkelerle diplomatik ilişkileri kesmeyi öneriyor.
  • Le Pen, sağlık ve konut gibi sosyal yardımlar konusunda Fransızlar’ı öncelemeyi, yabancılara verilen yardımları ciddi miktarda azaltmayı öneriyor.

Sınır güvenliği ve güvenlik

  • Le Pen, kuzey ve güney sınırlarından ülkeye girişleri engellemek için sınırlara duvar inşa etmeyi öneriyor.
  • Cezaevi kapasitesini 25 bin arttırarak 85 bine çıkarmak ve Schengen Anlaşması’nı gözden geçirmek isteyen Le Pen, Fransa’nın sınırlarını daha çok kontrol etmesi gerektiğini savunuyor.

Ekonomi

  • Le Pen’in ekonomiye dair en önemli vaatlerinden biri fosil yakıtlar üzerindeki yüzde 20 kullanım vergisini yüzde 5,5’e düşürmek.

Bu vaat neden önemli?

Macron döneminde bir çevre vergisi olarak yürürlüğe giren fosil yakıtlar tüketim vergisi, 2017’de Sarı Yelekliler (Gilets Jaunes) olarak bilinen protestoları başlatmıştı. Protestolara ağırlıklı olarak işçi sınıfından ve küçük şehirlerde yaşayan Fransızlar katılım sağlamıştı. Protestoların hedefinde ise katıldığı ulaşım üzerine getirilen ekstra verginin doğrudan ve dolaylı olarak refahı düşürmesi vardı. Le Pen, herkesin Paris gibi büyük şehirlerde yaşayarak sürekli metro kullanmadığını söylüyor ve ortalama bir Fransızın gelirini azaltan bu vergiye karşı çıkıyor. Le Pen’in bu politika önerisiyse Fransa’nın karbon hedeflerine erişmesini engelleyeceği ve devletin vergi gelirlerini azaltacağı için eleştiriliyor.

  • Le Pen ayrıca otoyolların devlet tarafından tekrar işletilmesi gerektiğini savunuyor. Bu politikayla beraber otoyol ücretlerinin yüzde 10 ila 15 oranında azalacağını söylüyor. Diğer yandan, devletin fonladığı kamu medyasını (ARTE TV, TV5 vs.) özelleştirmek istiyor.

Oy oranları neden artıyor?

Le Pen’in son iki haftada oy oranlarını arttırması iki ana başlıkta inceleniyor. Kısa vadeli etkiler, Macron’a yönelik desteği zirve noktasına çıkaran Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin seçmenlerde etkisinin azalmasına odaklanıyor. Ayrıca diğer aşırı sağcı aday Éric Zemmour’un destekçilerinin Le Pen’e doğru kaydığı gözlemleniyor.

Siyasetbilimciler, Le Pen’in oy tabanının genel olarak genişlemesini ise bazı uzun vadeli değişkenlerle açıklıyor. 40 yıldır devam eden küreselleşme yanlısı ve neoliberal ekonomik politikaların vatandaşların refahını azaltması, küçük şehirlerde yaşayan endüstri işçilerinin işsiz kalması ve gelir dağılımında artan eşitsizlikler Le Pen’e desteği artırıyor. Le Pen de özellikle Sarı Yelekliler protestolarından sonra geliri azalmış gruplara dair daha çok konuşmaya başlaması ve yakıt vergisi gibi konuları gündemde tutması bu açıdan şaşırtıcı değil.

Le Pen’in stratejilerinin tutup tutmayacağınıysa önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.