Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

5. Mardin Bienali: Çimenin Vaadi

Elif Akbıyık & Dila Yumurtacı

Mardin Bienali bu yıl “Çimenin Vaadi” teması ile 20 Mayıs’ta ziyaretçilerle buluştu. 2010 yılından bu yana beş kez düzenlenen, 25 ülkeden 39 sanatçının katılımı ile gerçekleşen bienal, sosyal-ekoloji ihtimaline ve “armağan ekonomisine” atıfta bulunuyor. Döne Otyam ve Hakan Irmak direktörlüğünde, küratörlüğünü Hintli Adwait Singh’in gerçekleştirdiği, Mardin Sinema Vakfı’nın ev sahipliğindeki 5. Mardin Bienali, 20 Haziran’a kadar görülebilir. 

“Çimenin yardım veya teşvike ihtiyaç duymayan, zaptedilemeyen vahşi gelişimi, onun büyük bir dengeleyici ve değişim habercisi oluşu, iyileştirici olduğuna inandığım anarşikliği, yeryüzünün yaralarının yeşil bir örtüyle sarılması ihtimalini düşündürüyor” diyor küratör Adwait Singh. Küresel mülksüzleşme, yerel egemenlikler ve yaratıcı dayanışmalar ile yeni bir düzen ihtimali çerçevesinde üretilen eserler, Alman Karargahı, Develi Han, Cumbalı Konak gibi Mardin’in tarihi mekanlarında ziyaretçileri büyülü ve mistik bir atmosfere davet ediyor.

Bienaldeki sanatçı seçkisinde yurtiçi ve yurtdışından eşit oranda katılıma önem verilmesi, Mardin’in çok kültürlü yapısı ile paralel bir çizgi çiziyor. Müslümanları, Süryanileri ve Ermenileri barındıran bu coğrafyanın taşıdığı hikayelerin izleri ne mutlu ki silinmemiş. Zamanın ötesinden gelen, Mezopotamya’nın taşıdığı bu kültürler ötesi değerler hâlâ şehrin sokaklarında hissediliyor.

Fatoş İrwen

Bienaldeki eserlerin hepsinden bahsetmek imkansız. Finlandiya-Haitili sanatçı Sasha Huber’in “Karakia-Sıfırlama Töreni” adlı videosu, Yeni Zelanda’daki Agassiz buzulunu ziyaret ederek, oradaki efsunu (karakia) geçirmek üzere, sömürgecilik ve ırkçılığa karşı verdiği mücadeleyi, geleneksel ve çağdaş boğaz şarkıları eşliğinde izlemek oldukça sarsıcı bir deneyim yaşatıyor. Bu yıl vefat eden Selma Gürbüz’ün, Mardinli bir marangoz ustası ile birlikte yaptığı maskelere eklenen saçlar, özgürlüğe özlem duyan ve inanan kadınların, kimlik değiştirme ve baştan çıkarma ve hatta gerçek kimliklerine girmeleri için özgürleştirici bir yol olarak maskeleri tasvir ediyor. Fatoş İrwen’in Diyarbakır cezaevindeki kadınların saçlarını örerek oluşturduğu ağ (Kadınlar için Güvenlik Ağı) ise, tüm baskılara rağmen bedenin parçalarının bir kalkan işlevi görmesini, Hint sanatçı Bhagwati Prasad’ın kedersiz yer anlamına gelen yerleştirmesi “Begumpura” hiyerarşik bir düzenin olmadığı eşitlik üzerine kurulmuş bir yönetim ütopyasını resmediyor. Kelimelerin ötesinden ziyaretçilere seslenen eserler, farklı düşünme ve hissetme alanları deneyimlememizi sağlıyor. 

Selma Gürbüz

Güneydoğu’da uluslararası bir bienal düzenlemenin zorlukları bir yana, sürdürülebilir hale gelmesinde birçok kişinin büyük emeği olduğu aşikâr. Mardin Sinema Vakfı Başkanı Mehmet Hadi Baran ile yaptığımız söyleşide, yıllar içinde verilen emeklerin sonucunda bienalin hem bölgeye hem de Mardinli sanatçılara alan açtığını görmek umut verici. Mardinli sanatçılardan, Amar’ın Güneydoğu’daki kadınların dövmeleri üzerine yaptığı araştırma ve fotoğraflarıyla bölgenin hafızasını tutması, yine Mardinli görsel sanatçı Hesen Çalak’ın Arkaik Motifler ve Toprağımın Kuşları sergisindeki mitolojik figürler, Ateş Alpar’ın Hasankeyf üzerine Mardin sokaklarında gerçekleştirdiği performans, 13 Metrekare Sanat Kolektifi bünyesindeki sanatçıların bir aradalığı gelecek yıllarda ortaya çıkacak üretimleri ayrıca merak ettiriyor. 

Ateş Alpar

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.