Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Cumartesi Anneleri 898. haftalarında Tahsin, Ali İhsan ve Çayan Çiçek için adalet istedi

Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nın yasaklanmasının 199. haftasında sosyal medyadan açıklama yaptı. 898. haftanın moderatörlüğünü İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Maside Ocak yaptı. Bu haftaki açıklamada 10 Mayıs 1994’te Diyarbakır-Lice’de gözaltına alınan ve kendilerinden bir daha haber alınamayan Tahsin, Ali İhsan ve Çayan Çiçek için adalet istendi.

“Ne oğul, ne eş, ne kayın kaldı, ocağım söndü”

Çayan Çiçek’in annesi Azize Çiçek, “Ne oğul, ne eş, ne kayın kaldı. Hepsini sürükleyip götürdüler. Engelliydi. Önünü görmüyordu. Askerler onu sürükleyip götürdü. 15 yaşındaydı. Çayan’ımın çığlığı göğe erişti. Ocağım söndü” dedi.

Çiçek ailesinin avukatı, eski Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, hukuki süreci anlattı.

“Yargı suçu örtbas etme, suçluyu aklama işlevi görüyor”

898. haftanın açıklamasını ise kayıp yakınlarının avukatlarından Nermin Kaplan okudu.

Uluslararası hukukun, insan hakları ihlallerinden sorumlu devletlerin suça maruz kalan her bireye, etkili bir hukuk yolu sağlamak zorunda olduğunu açıkça belirttiğini dile getiren Kaplan, “Ancak Türkiye’de hakları ihlal edilenlerin başvuracağı etkili bir hukuk yolu bulunmamaktadır. Gözaltında kaybetmeler söz konusu olduğunda suçu ve suçluyu açığa çıkarmakla görevli yargı makamları, suçu örtbas etme, suçluyu aklama işlevi görüyor” dedi.

Tanıklara rağmen gözaltılar inkâr edildi

Kaplan, Tahsin, Ali İhsan ve Çayan Çiçek’in kaybedilmesine ilişkin şu bilgileri paylaştı:

“10 Mayıs 1994 günü sabah 6:00 sularında yüzlerce asker Lice’ye bağlı Dernek köyüne baskın düzenledi. Köyü ablukaya alan askerler, köylülerin kimlikleri ile birlikte caminin önünde toplanmalarını anons etti. Yaklaşık 400 köylü cami civarında toplandı. Askerler, erkeklerin kimliklerini topladı, kadın ve çocukları evlerine gönderdi. Ellerindeki bir listeden topladıkları kimlikleri kontrol eden askerler 44 yaşındaki Tahsin ve 20 yaşındaki Ali İhsan Çiçek kardeşlerin de içinde olduğu altı kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar kısmen ordu tarafından kullanılan Lice Yatılı Bölge Okulu’na götürüldü. Tahsin ve Ali İhsan Çiçek dışındaki köylüler dört gün sonra serbest bırakıldı. Çiçek kardeşlerden ise bir daha haber alınamadı. Serbest bırakılanlar gözaltının ikinci gününde, askerlerin Tahsin ve Ali İhsan Çiçek’i serbest bırakılacağını söyleyerek diğerlerinden ayırdığını anlattı.

27 Mayıs 1994’te askerler tekrar köye geldi ve bostanda bulunan Tahsin Çiçek’in görme engelli, 15 yaşındaki oğlu Çayan’ı da ağır şiddet uygulayarak alıp götürdü. Gözaltına alındıkları inkâr edilen Çiçek ailesi üyelerinden bir daha haber alınamadı. Tüm devlet yetkilileri köye operasyon yapılmadığını, hiç kimsenin gözaltına alınmadığını söyledi. Çok sayıda tanığın önünde gerçekleşmesine rağmen operasyon ve gözaltı işlemi inkâr edildi. Hamza Çiçek’in ‘Ben oradaydım, gözlerimle gördüm; operasyon yapıldı ve çocuklarım askerler tarafından götürüldü’ itirazı boşlukta kaldı.”

AİHM Türkiye’yi mahkûm etti

Kaplan, iç hukukta başvuruları sonuçsuz bırakılan ailenin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurduğunu ve AİHM’in, Çiçek kardeşlerin güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen ve sonradan inkâr edilen bir gözaltı süresinin ardından öldüğüne kanaat getirdiğini ve bu ölümden devletin sorumlu olduğu sonucuna vararak Türkiye’yi mahkûm ettiğini belirtti. Kaplan, mahkemenin Çayan Çiçek ile ilgili başvuruda ise yeterli delil ibraz edilmediği gerekçesiyle ihlal kararı vermediğini vurguladı.

“Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz”

Çiçek ailesi dosyası için etkin soruşturma çağrısı yapan Kaplan, sözlerini şöyle tamamladı: “898. haftamızda bir kez daha Tahsin, Ali İhsan ve Çayan Çiçek’in akıbetinin açığa çıkartılması ve işlenen bu insanlığa karşı suçun bilinen şüphelileri hakkında etkin soruşturma ve kovuşturma yürütülmesi talebimizi yineliyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin Tahsin, Ali İhsan ve Çayan Çiçek için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 199 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.