Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İşçiler numuneyi gizlice gönderdi, laboratuvarda en tehlikeli asbest türü olduğu ortaya çıktı: İzmir-Aliağa’da Kılıçlar firması işçilere çıplak elle asbestli gemi söktürüyor

İzmir-Aliağa’daki “Kılıçlar” gemi söküm firmasında çalışan işçiler beş haftadır asbestli gemi sökümü yapıyor. Durum işçilerin gemiden aldıkları numuneyi gizlice Asbest Söküm Uzmanları Derneği Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari’ye iletmeleri, Ensari’nin numuneyi laboratuvara göndermesi ve yapılan test sonucunda numunede en tehlikeli asbest türlerinden “amosit” bulunmasıyla ortaya çıktı. Ensari durumu Medyascope‘a anlattı.

İşçiler numunenin yanı sıra gemide çektikleri asbest görüntülerini içeren videoları da Ege İşçi Birliği’nden Sonay Tezcan’a iletti. Konuştuğumuz ve görüntüleri yayınlamak istediğimizi belirttiğimiz Tezcan olayın şirket içinde bir araştırmaya döndüğünü, bu nedenle şu an görüntüleri veremediklerini söyledi:

Şu an işten atacak insan arıyorlar. Elimizde işçilerin eldivensiz çalıştığı görüntüler var ama şimdi bir ava çıkmış durumdalar. Şu an bu arkadaşların iş güvencesini sağlayamadığımız için görüntüleri kullanamıyoruz. Alanda her yerde kamera olduğunu söylediler. O yüzden şimdilik görüntüleri vermeyi göze alamıyoruz.”

İşçilerin ilettiği numuneyi laboratuvara gönderen Asbest Söküm Uzmanları Derneği Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari’nin aldığı raporda ise numunede en tehlikeli asbest türlerinden “amosit” bulunduğu görüldü:

“İşçiler numune aldı”

Medyascope‘a konuşan Ensari, durumun ortaya çıkış sürecini şöyle anlatıyor: “Kılıçlar adlı gemi söküm tesisinde çalışan işçiler bizle irtibata geçtiler. Bizi oraya sokmazlar, o yüzden işçilerden numune talep ettik. İşçi o numuneyi aldı. Ben de yetkili, akredite bir laboratuvara gönderdim ve asbestin en tehlikeli türlerinden biri olan ‘amosit’ yani ‘kahverengi asbest’ çıktı, çok tehlikeli ve bu duvar panolarında çıktı. Çok enteresan, genelde duvar panolarından numune bile almazlar. Contalardan asbest bulmaya çalışırlar. Biz böyle olduğunu biliyorduk, bu sefer ispat ettik. Hatta buranın videosunu çektiler ama veremiyorlar. Bana da attılar ama kimin çektiği anlaşılır diye korkuyorlar.” 

“Maske yok, tulum yok, eldiven yok”

Kılıçlar firmasının internet sitesinde gemi sökümle ilgili bölümde “Aliağa gemi söküm bölgesinde kurulu olan tesisimiz modern ekipman ve donanımları ile gemi söküm-geri kazanım faaliyetlerinde bulunmaktadır” yazıyor. Ensari’nin işçilerden aldığı bilgilere göre ise asbest sökümü herhangi bir koruyucu önlem alınmadan yapılıyor:

Orada bir işçi çalıştırabilmeniz için öncelikle işçiye asbest söküm çalışması eğitimi aldırmanız lazım. Çünkü işçi kanserojen bir ortama giriyor. Hangi kişisel korunma donanımının kullanılacağı, hangi maske, hangi tulum kullanılacağı öğretilmeli. Düşünün eldivenle tulum arasında boşluk kalmasın diye oralar normalde bantlanır, yine ayak bilekleri bantlanır, işçilere tek kullanımlık iç çamaşırı verilir. Bu kadar hassas bir iş. Ne eğitim ne de donanım var. Maske yok, tulum yok, eldiven yok. Direkt elleriyle sökümleri yapmışlar. Orada resmen bir insanlık kıyımı var. Biz bunu yetkililere söyledik. Çevre Bakanlığı’na da Çalışma Bakanlığı’na da söyledik. Diyorlar ki ‘Bildirim olmazsa ben gidemem.‘” 

“Geminin ismini boya ile kapatmışlar”

Ensari, geminin kaçak olarak söküldüğü görüşünde:

“Gemi muhtemelen kaçak sökülüyor. İşçilerden aldığım bilgilere göre geminin ismini hemen boya ile kapatmışlar. ‘Gökhan Han’ gemisi yazıyormuş, üzerini yağlı boya ile boyamışlar. Daha skandal bir şey söyleyeyim. Liman başkanı laboratuvarı aramış, bizi arayamıyor. Neden arayamıyor? Çünkü ben ona diyeceğim ki ‘Sayın liman başkanımız. Madem bu kadar AB kriteriniz var, açın denetime. Gelelim, bakalım, görelim.’ Aramıyor ama laboratuvarı arıyor diyor ki ‘Böyle bir gemiyi ben kayıtlarda görmedim.’ Demek ki bir şey itiraf ediyorsun bize, bu gemi kaçak. Bir de geminin ismini hemen siliyorlar. Buranın denetlenmesi lazım ama bize açmazlar. ‘Gelelim Aliağa’daki gemilerin sökümüne ücretsiz danışmanlık yapalım’ dedik. Cevap vermediler çünkü onlar tamamen ‘O gemiden ne kadar para kazanırım’ derdindeler.”

“Geminin sökümü bitiyor, sonra İŞKUR’a bildiriyorlar”

Ensari, asbestli gemi sökümü yapılacaksa mevzuat gereği bunun Türkiye İş Kurumu’na (İŞKUR) bildirilmesi gerektiğini söylüyor. Ancak bu da yapılmıyor: 

“Daha da skandal bir şey söyleyeyim. İŞKUR’a bildirim yapmıyorlar. Mevzuatımız diyor ki asbestli bir gemi sökülecekse İŞKUR’a bildirim yapılmalı. Ne yapıyorlar? Geminin sökümü bitiyor son gün İŞKUR’a bildirim yapıyorlar. ‘Burada asbest vardı 50 kilo’ diyorlar. Hemen 50 kilo paketliyorlar gönderiyorlar. Biz ‘O gemide çok asbest vardı’ diyene kadar İŞKUR diyor ki ‘Ben gittim ama gemi kalmamış buruda’. Hilelere bakın.”

“Bedavaya alınan asbestli gemi sökülerek 50-60 milyona satılıyor”

Ensari asbestli gemilerin sökümüyle büyük miktarda paralar kazanıldığını anlatıyor:

“Bu çocukları burada ölüme koşturuyorlar. 1 milyona hurdasını aldıkları gemiyi parçaladığın zaman 50-60 milyon ediyor. Hele asbestliyse bedavaya alıyorlar. ‘Alın götürün, bu bela’ diyorlar. Avrupa geri zekâlı mı sökmüyor da bize söktürüyor? Yunanistan’da neden sökülmüyor? Niye para kazanmasınlar? Çünkü kanserojen.” 

Ensari sözlerini şöyle sonlandırıyor:

“Biz gemi sökümüne karşı değiliz. Biz diyoruz ki tedbirler alınarak sökülsün. Ege Denizi’ni batırarak, Aliağa’nın çevresine asbest saçarak, işçileri ölüme koşturarak söküm yapmayın.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.