Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Doğa Üründül yazdı: “Putin” tezahüratının düşündürdükleri

Kitleleri yönlendirebildiğiniz her olgu politikleşir. Futbol gibi binlere ev sahipliği yapan stadyumlar, milyarların karşısına geçtiği televizyonlar da politik mesajların organizasyonlara yedirilerek karşı tarafa aktarılacağı en kuvvetli yerler oluyor. Fenerbahçe Beko’nun evindeki veya Anadolu Efes’in evindeki “İzmir Marşı”nın son yıllarda her maçtan sonra söylenmesinin sebebi de bir mesajın toplum tarafından duyurulması amacı güder. 

Bazen taraftarın kızdığı bir durumda gösterdiği reaksiyon ile anlaşılan mesaj arasında uçurum oluşabiliyor. Fenerbahçe taraftarının “Putin” tezahüratı ise rakibi kızdırmak için yapılsa bile ortaya konan mesaj çok üzücüydü. Yazının başında şunu açıkça belirteyim, bundan sonra okuyacağınız hiçbir argüman, Putin gibi bir diktatörün lehine tezahürat yapılmasını temellendirmek için yazılmadı. Hatta elinde 34 Türk askerinin (Suriye-İdlib saldırısı) kanı bulaşmış biri için övgü dolu sözler söylemek bile abesken, toplu halde “Putin” diye haykırılması saçmalığın sözlükteki anlamı yerine geçse sırıtmaz. Bu iğnenin bizim tarafımıza batırılmış hali. Peki UEFA ve FIFA ne kadar masum?

18 Mart 2014’te Rus birlikleri, Ukrayna topraklarında yer alan Kırım’ı işgal etti. Tüm dünya ortak bildiri yayınladı. Kınadılar, kızdılar, Putin aleyhindeki sempozyumlarda konuştular… Takvim ilerlediğinde 2018 yılının yaz aylarına gelirsek eğer, futbol dünyasının en büyük festivali olan Dünya Kupası’na Rusya’nın ev sahipliği yaptığını hatırlayacaksınız. Hani barış mesajları, hani Rusya’yı kınama? Hiçbir ülke boykot kararı almadı. Hepsi de çıkıp topunu oynadı, sponsor gelirlerini elde etti. 

2014’te Rusya Kırım’ı işgal ettikten sonra Formula 1 takvimindeki yerini korumaya devam etti. LGBTI+ hakları ile problemli olan, ırkçılığın tavan yaptığı bir ülkede hassasiyetleri ile bilinen pilotlar yarışlarına devam etti. Sporculardan mesaj verme veya boykot beklentim elbette yok. Fakat en azından markalar ve organizasyonların dik duruş sergilemesi bekleniyor. 

Sadece bu iki durum bile UEFA ile FIFA’nın bilinen ikiyüzlülüğünün kanıtı. Şimdi kendimizle yüzleşmemiz gereken kısma gelelim: Türk milleti misafirperverdir, acizin yanındadır, iyi kalplidir ve dürüsttür. Bir grup art niyetli insan bunların hepsini çürütmek istese ve toplansa, ne yapalım diye düşünse, bundan daha kırıcı, negatif algı yaratacak bir tezahürat bulamazdı. 

UEFA Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turu ilk maçında ev sahibi Ukraynalılar (müsabaka Polonya’da oynandı) savaşlarında SİHA’lar ile yanlarında olduğumuz için dakikalarca tezahürat yaptı. TFF’nin antrenman tesislerini kullandıkları için takımlar Guardian’a verdikleri röportajlarda hep teşekkür etti. Fenerbahçe ve Galatasaray, Ukrayna takımları ile hazırlık maçı yaparak tüm dünyaya yanlarında olduklarını duyurdu. Hayır, işin şu tarafı da var. UEFA, evet, bir ceza verecektir. Büyük ihtimalle, tribün kapatma ve para cezası olabilir. Türkiye Futbol Federasyonu ceza vermeyecek mi? Putin gibi elleri kanlı bir lider için tezahürat yapılmasına göz mü yumacaklar? Naçizane görüşüm göz yumarlar fakat kamuoyu vicdanında açılan bu yara kolay kolay kapanır mı?

Türkiye’de taraftar kültürü, tuttuğun takımı desteklemek yerine rakibi aciz duruma düşürmek üzerine kurulu. Lakin buradaki şımarıklığa Avrupa’da tolerans gösterilmez. Siyah’ı tutan takımın sezon boyu kaybettiği maçlardaki en büyük avuntusu, ama beyazların da kaybetmesidir. Bir futbolcu eşinin aldatması üzerine boşanır. Bu medyaya yansır hemen rakip tribünde pankart asılır. Teknik direktörün babası onurlu bir meslekle oğlunu Türk futboluna armağan etmiştir. Taraftar, babasının mesleği ile aklınca dalga geçen bir pankart açar. Neden? Çünkü o taraftardır, cefa çeker (!). Hayır taraftarlık insani duyguların kenara atıldığı, empatinin kaybolduğu ortamlar değildir. Tam tersine toplu halde güzel mesajların da verilebileceği özel yerlerdir. Aynı “Gezi” zamanı üç büyük kulubün taraftarlarının birlikte hareket etmesi gibi…

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.