Beykent Üniversitesi Meslek Yüksekokulu’nda görev yapan öğretim görevlisi Merve Biçer Yumak’ın geçirdiği kalp rahatsızlığı sebebiyle 4 Ağustos’ta hayatını kaybetmesinin ardından, Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Meclisi (VÜDAM), Yumak’ın üniversite yönetimi tarafından mobbinge maruz bırakıldığını iddia etti. VÜDAM’ın iddiaları sonrası akademide mobbing konusu yeniden gündem oldu. Akademide mobbinge maruz bırakılan bir kadın akademisyen ile konuştuk.
Geçirdiği kalp rahatsızlığı sebebiyle hayatını kaybeden Beykent Üniversitesi Meslek Yüksekokulu öğretim görevlisi Merve Biçer Yumak’ın, hayatını kaybetmeden bir hafta önce Beykent Üniversitesi’nde maruz kaldığı mobbingten şikayet etmesi akademide mobbing konusunu tekrar gündeme taşıdı.
Akademide Kadınların Maruz Bırakıldığı Mobbinge Karşı Farkındalığı Artırma Projesi’nin (Raising Awareness of Mobbing faces by Women Academics) verilerine göre akademideki profesörlerin sadece yüzde 32,3’ünü kadın profesörler oluşturuyor. Ayrıca Türkiye’de, akademik kadrosunda kadın profesör bulundurmayan üniversite sayısı ise 13 olarak belirtiliyor.
“Kadınlara uygulanan mobbing ile erkeklere uygulanan mobbing arasında bir fark olduğunu hissediyorum”
Yaşadığı mobbingi Medyascope’a anlatan kadın akademisyen, erkeklere uygulanan mobbingle kadınların maruz kaldığı mobbing arasında fark gördüğünü söyledi:
“Zaman zaman biz kadın hocalara daha yoğun bir mobbing olduğunu hissediyorum. Belki, bize daha fazla söz geçirilebileceği düşünülüyor. ‘Erkek akademisyenlerle aramızda yüzde 100 farklı mobbing uygulanıyor’ diyemesem de uygulanan mobbing anlamında yine de bir fark görüyorum”
“Çalıştığım günler yıllık iznimden sayıldı”
Akademisyen, kendisinin üniversite yönetimiyle yaşadığı sorunu şöyle anlattı:
“Ben bir akademik çalışma için geçen hafta bir akademik izin almak istedim ancak üniversite yönetimi bunu akademik izinden saymadı. Akademik anlamda bir çalışma gerçekleştirdim ancak üniversite yönetimi o günleri benim yıllık iznimden saydı”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Üniversiteye giriş-çıkışlarına dikkat edildiğini ve kontrol edildiğini belirten akademisyen, zaman zaman bazı akademisyen arkadaşlarının belirli günler okula gelip gelmediklerini açıklamaları için gerekli merciiler tarafından odalarına çağrıldığını vurguladı.
“Çalıştığım süre boyunca bende büyük bir mental yorgunluk var”
Birçok arkadaşının istifa ettiğini veya istifa etme sürecinde olduğunu belirten akademisyen, kendisinin de üniversiteden ayrılma süreci içinde olduğunu dile getirdi ve “Ben çalıştığım kuruma başlarken büyük bir heyecan duyuyordum. Ancak çalıştığım şu üç sene içinde diyebileceğim tek şey bende de büyük bir mental yorgunluk olduğudur” diye konuştu
“Mobbingle karşı karşıya geldiğimizde başvurabileceğimiz bir kanal yok”
Akademisyenler arasında mobbingin varlığının hissedildiğini ve bilindiğini söyleyen akademisyen, akademinin genel halinde büyük bir depresiflik olduğunun altını çizdi. Ayrıca akademisyen, Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Meclisi’nin (VÜDAM) önemine vurgu yaparken akademide mobbinge karşı mücadelede başvurabilecekleri kanalların kısıtlı olduğunu şu sözlerle aktardı:
“Akademide mobbinge maruz kaldığınızda başvurabileceğiniz bir yer, ne yazık ki, yok. Ben dahi konuşurken birçok konuda çekiniyorum, bu da mobbingin kanıtı zaten. Bir sorun yaşadığımda benim iş bulmam zaten gittikçe zorlaşıyor. Dolayısıyla başvurabileceğim bir kanal da yok”
Ne olmuştu?
Beykent Üniversitesi Meslek Yüksekokulu öğretim görevlisi Merve Biçer Yumak, geçirdiği kalp rahatsızlığı sonucu 4 Ağustos’ta hayatını kaybetmişti.
Yumak’ın hayatını kaybettiği gün Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Meclisi (VÜDAM), sosyal medya hesaplarından Yumak’ın Beykent Üniversitesi’nde mobbinge maruz kaldığını iddia etmişti.
Yumak’ın yıllık izni 19 Temmuz’da dolmuştu ve hasta olduğu için 20 Temmuz’da üniversiteye gidememişti. 21 Temmuz’da ise Yumak, 15 günlük raporunu üniversite yönetimine vermişti.
VÜDAM’ın paylaşımına göre Yumak’ın hayatını kaybetmesinden bir hafta önce üniversite yönetimi tarafından giriş-çıkışları kontrol edilmiş ve kendisinden savunma talep edilmişti. Ayrıca üniversite yönetimi, Yumak’ın sağlık raporu aldığı makamın da sorgulandığı belirtildi.
Üniversite yönetimi Yumak’a ithafen yolladığı belgede şu ifadeleri kullanıyor:
“19 Temmuz 2022 tarihinde yıllık izniniz sona ermiş olup, 20 Temmuz 2022 tarihinde üniversitemiz Hadımköy yerleşkesinde mesaide olmanız gerekirken ilgili tarihte turnike giriş-çıkış kayıtları incelendiğinde herhangi bir giriş-çıkışınızın olmadığı tespit edilmiştir. Bu hususa ek olarak, 21 Temmuz 2022 tarihinde, Meslek Yüksekokulu Sekreteri Rana Yeltan Çakar’a göndermiş olduğunuz 15 günlük (21 Temmuz-4 Ağustos 2022) sağlık raporunun ise il dışında (Trabzon) bir sağlık kuruluşundan alındığı görülmüştür. Konu hakkında yazılı açıklamanızı 28 Temmuz 2022 tarihi mesai bitimine kadar Meslek Yüksekokulu Müdürlüğüne e-posta yoluyla iletmeniz hususunu saygılarımla rica ederim”
Sosyal medyada gündeme gelen bu konuya ilişkin Beykent Üniversitesi yönetiminden de yazılı açıklama geldi.
“İletilen sorunun, raporun doğruluğunu sorgulamak için yapılmadığını” belirten yazılı savunmada şu ifadeler yer alıyor:
“Merve Biçer Yumak, üniversite yönetimine yaptığı yazılı açıklamada 13 Temmuz günü rahatsızlığı sebebiyle hastaneye gittiğini, doktor tarafından kendisine yatış önerildiği halde kabul etmediğini ve tedavisine ayakta devam etmek istediğini, ilettiği raporun ise heyet raporu olduğunu ve çıkmasının bir günü aldığını ifade etmiştir. Bu yazı üzerine yönetim, Yumak’ın sağlık problemlerinin nüksettiğini öğrenmiş ve herhangi bir sorgulamada bulunmamıştır. Beykent Üniversitesi, sağlık sebebiyle rapor alan ne akademik ne de idari personelini hiçbir zaman sorgulamamış ve her zaman yanında olmuştur. Yumak’a geçmiş yıllarda da olduğu gibi sağlık sorunları sebebiyle 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı Güz Döneminde talep ettiği ücretsiz izin verildi. Üniversitede bulunduğu ders dönemleri de dâhil olmak üzere her zaman destek olundu. Ayrıca geçtiğimiz yıllarda geçirdiği ameliyat sonrası yüz yüze ve online görevlerin mümkün olduğu süreçlerde kendisine çoğunlukla online görevler tanımlanmış ve üniversiteye gelmeden görevine devam etmesine olanak sağlanmıştır”
