Doğuş Üniversitesi yönetimi, yüzde 100’ü aşan zamların geri çekilmesi talebiyle üniversite önünde eylem yapan bazı öğrenciler hakkında disiplin soruşturması başlattı. Haklarında disiplin soruşturması başlatılan öğrenciler, Medyascope’a konuştu. Doğuş Üniversitesi öğrencisi Emre Ergün “Açılan soruşturmanın hiçbir haklılık payı yok” dedi.
“Verilen vaatlere rağmen fahiş zam yapılmasını etik bulmuyorum”
Doğuş Üniversitesi, okul ücretlerinde yıllık artışın yüzde 5’i aşmayacağı sözü vermesine rağmen, yüzde 100’ü aşan oranda zam yaptı. Kararı, Dudullu Kampüsü önünde “Müşteri değil, öğrenciyiz” pankartı açarak protesto eden öğrencilerden bazılarına soruşturma açıldı. Tebliğ kâğıdı gelen öğrencilerden Emre Ergün zamdan önce 17 bin 500 Türk Lirası (TL) olan okul ücretinin 2022 yılında 54 bin TL’ye çıktığını söyledi:
“Geçen sene kayıt olmaya geldiğimde bana yüzde 10 zam vaadi verdiler. Reklamlarda, panolarda, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tercih sözleşmesinin 83. maddesinde ‘koşulsuz şartsız yüzde 10 zammı aşmayacağı’ yazıyordu. Hukuk ve verilen vaatlere rağmen fahiş zam yapılmasını ben hiçbir şekilde etik bulmuyorum ve tepkimi de protestolarda gösteriyorum. Yeni gelen öğrencilerin yerine kendimi koyduğum zaman, onlar için okul adına büyük bir telaş ve güvensizlik hissediyorum”
“Açılan soruşturmanın hiçbir haklılık payı yoktur”
Ergün, soruşturmaya ilişkin, “Bugün avukatım Sayın Tacettin Çolak ile birlikte yazılı ifade hazırladık. İfade günü geldiği zaman yazılı ifademizle birlikte sözlü ifademi de alacaklar” diye konuştu.
Tebliğ kâğıdında yazan şiddet olaylarının doğruyu yansıtmadığını söyleyen Ergün, hukuk yoluyla hakkını arayacağını belirtti:
“İlk arkadaşımıza soruşturma açıldığında çok şaşırdık çünkü hukuk yolunda hakkımızı aramaya çalışırken bu şekilde önümüzü kesmeye çalışmalarına şaşırdık. Fakat sonrasında bana da soruşturma açıldığını öğrendiğimde ilk arkadaşımızdan sonra şaşırmadım. Tebliğ kâğıdındaki yazılanları değerlendirecek olursak kesinlikle güvenlik görevlisine şiddet, darp etmek gibi bir olayım yok. Bu açılan soruşturmanın kesinlikle hiçbir haklılık payı yok çünkü biz hak ve hukuk yoluyla hakkımızı aramaya devam ediyoruz”
“Krizin faturasını öğrencilere kesmek istiyorlar”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Doğuş Üniversitesi’ne 7 bin 500 liraya kayıt olan ama 2022 yılı öğretim döneminde 17 bin 500 TL vermek zorunda kalan bir başka öğrenci, krizin faturasının öğrencilere kesildiğini ifade etti:
“Bize taahhüt edilen miktar, okuduğumuz süre boyunca yüzde 10 zamdı fakat şu an yüzde 100’ün üzerinde zam ile karşı karşıyayız. Karşıt olarak sundukları şeyler ise şu: Türkiye’de devam etmekte olan ekonomik kriz. Adem Çelik bu krizin faturasını öğrencilere kesmek istemektedir”.
“Öğrenciler müşteri değildir”
Zamlar yüzünden birçok arkadaşının okulu bırakma riskiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen öğrenci, “Okullar ticarethane değil, öğrenciler de sermaye veya müşteri değil. Zamlar yüzünden farklı farklı bölümlerden bir sürü arkadaşımız okulu bırakma tehlikesi ile karşı karşıya. Bu aslında bu memleketin geleceğine vurulan bir darbedir. Zamlar geri çekilene kadar anayasal çerçevede bütün haklarımızı kullanmayı ve bu duruma karşı boyun eğmemeyi düşünüyoruz” dedi.
“Zamlar yüzünden insanların eğitim hayatının sonlanacağını tahmin edemiyorlar”
Okul yönetiminin süreci uzatmak istediğini belirten öğrenci sözlerine şöyle devam etti:
“Beni ve diğer arkadaşlarımı hukuksuzluğa karşı ses çıkarttığımız için sindirmek istiyorlar. Bizi, üniversitenin eğitimini engellemeyle, idari personele ve öğrencilere saldırıyla suçluyorlar. Fakat bu zamlar yüzünden bir sürü arkadaşımızın eğitim hayatının sonlanacağını tahmin edemiyorlar. Bizleri savunma için çağırdıkları gün bize destek olan avukatlar ve savunmalarımızla okulda olacağız. Unutmayın ki, üniversiteler kişilerin değil bilimindir”
Hukuk Fakültesi 3. sınıf öğrencisi İbrahim Kıvılcım Çolak, geçen sene 30 bin lira verirken yeni zamla birlikte fiyatın 90 bine çıktığını söyledi.
Okul yönetiminin fahiş zam yapmasının hukuksuzluk olduğunu belirten Çolak, bu zammın Anayasa, Yüksek Öğretim (YÖK) Kanunu’na ve sözleşmeye aykırı olduğunu vurguladı:
“Okulumuz, zam gerekçesi olarak ‘enflasyon oranı’ diyor ancak şunu atlıyorlar: Okula ücretlerimizi ödeyen -ki birçok öğrenci arkadaş da ailesine destek olmak için hem okul dönemi hem yazın işte çalışıyor- ailelerimizin maaşlarına enflasyon oranında zam yapılmadı. Okulumuzun yaşanan ekonomik sıkıntılara sadece kendi penceresinden baktığı kanaatindeyim. Unutulmasın ki, bugün İstanbul’da ev kiraları aşırı derecede arttı, yeme-içme masrafları yine çok arttı. Ailelerin ve öğrencilerin bu derece tepki göstermesinin bir sebebi de bu. Hem okulun bu fahiş ücret artışını hem de diğer alanlardaki artışı, ki şehir dışından gelen de çok arkadaşımız var, ailelerin karşılayabilmesi büyük bir kısmı çok fazla zor. Burada olan çok net şekilde hukuksuzluktur“
“Bu suçlamalar asılsız ve hukuksuzdur”
Çolak, kendisine tebligat gelmesinin sebebinin elinde megafon olduğunu söyledi:
“Beni diğer fakültelerdeki gibi YÖK Disiplin Yönetmeliği md.6’daki öğrenimi engellemekle değil direkt olarak yine YÖK Disiplin Yönetmeliği madde 7 ve 8’e aykırılık ile suçluyorlar. Ama o maddelerde birbirinden çok farklı suç fiilleri vardır. Ben şu anda neden dolayı suçlandığımı bilmeden savunmamı yapmaya gideceğim. Ama sözlü şekilde aldığım bilgiye göre rektör odasını işgal etmekle, kurum personeline şiddet uygulamakla ve insanları zorla eyleme katmakla suçlandığımı öğrendim. Ancak tüm bu suçlamalar asılsız olduğu gibi, hukuksuzdur. Benim tam olarak neyle suçlandığımı açıkça maddedeki bendi göstererek söylemeleri gerekirdi. Burada, ne yazık ki, o karara imzaları atan hocalarımızda bu hukuksuzluğa ortak oldular. Ben inanıyorum ki, hocalarımız, hukuk fakültesindeki hocalarım bu hukuksuzluğa ortak olmayacaklardır diye umuyorum”
“Bizim kim olduğumuz belli, biz öğrenciyiz”
Birçok arkadaşına soruşturma açıldığını belirten Çolak, yaptıkları meşru eylemden dolayı pişmanlıkları olmadığını belirtti:
“Yaptığımız eylemden dolayı bir pişmanlığımız yok. Biz haklı ve meşru bir talep için yine meşru zeminden bir an olsun ayrılmayarak tepkimizi koyduk. Ki bu da hakkımız bizim. Çok severek okuduğum bir kitap var. İsmi ‘Savunma saldırıyor’. Yazarı ise Jacques Verges. Kendisi de bu tarz hak arama eylemlerinde bulunmuş olan bir avukat olan yazar der ki: ‘Kimsiniz, neyi temsil ediyorsunuz ve varlık nedeniniz nedir?’ Bunlar yargıçların, savcıların, avukatların ve sanıkların her davanın eşiğinde kendilerine sormaları gereken sorulardır. Ben, bu kitabı okuduğum zaman açıkçası şu an yaşadığım olaylarda gördüğüm netlikte anlayamamıştım. Ama şimdi şunu anladım. Bugün biz bu soruyu kendimize sorduğumuzda öğrenciler olarak şunu dedik: Bizim kim olduğumuz belli, biz öğrenciyiz, biz öğrencileri temsil ediyoruz. Ve biz burada zamların geri çekilmesi için buradayız. Biz her yere ve herkese başından beri bunu anlatmaya çalışıyoruz. Tek derdimizin bu olduğunu ve kapsayıcı olup birleşme gerektiğini, öğrencilerin birlikte güçlü olduğunu söylüyoruz”
Emre Ergün’e gelen disiplin soruşturması yazısında şu ifadeler yer alıyor:
“10-12 Ağustos 2022 tarihlerinde Dudullu Yerleşkesinde kurum personeline fiili saldırıda bulunmak, protesto ve slogan fiilleri ile kurumunun hizmetlerini engelleyici eylemlerde bulunması sebebi nedeniyle hakkınızda “Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği” çerçevesinde disiplin soruşturması açılmış olup olayı soruşturmak üzere soruşturmacı olarak görevlendirilmiş bulunmaktayım.
Açılan disiplin soruşturmasıyla ilgili olarak savunmanızı yapmak üzere 23.08.2022 Salı günü saat: 11.20’de Doğuş Üniversitesi Dudullu Yerleşkesinde, Mühendislik Fakültesi Dekanlığı D.104 nolu odada hazır bulunmanızı, çağrıya özürsüz olarak uymadığınız veya özrünüzü zamanında bildirmediğiniz takdirde, savunmadan vazgeçmiş sayılacağınızı ve diğer delillere dayanılmak suretiyle hakkınızda gerekli kararın verileceğini bildirir, gereğini önemle rica ederim”.