Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Doğa Üründül yazdı: Gökten üç kurşun düştü… Biri TFF’ye, biri Galatasaray Adası’na, biri de Beşiktaş maçına…

Masallarda üç elma düşer ya, spor camiasına geçen hafta gökten kurşunlar düştü. Bir tanesi Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) Riva’da bulunan tesislerine, bir tanesi Galatasaray Adası’na, bir tane de Ankaragücü taraftarı sahaya atlayıp futbolcu dövmeye kalktı. Peki, toplu histeri krizlerinin sokaklarda giderek olağanlaşmasının yeşil sahalara sıçramasıyla, “bizler“ nasıl yüzleşiyoruz?

Yüzleşme nasıl olur öncelikle örnekle bakalım. 29 Mayıs 1985’te Brüksel’deki Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası final maçında Liverpool ile Juventus karşılaşacaktı. Maç öncesinde Brüksel sokaklarında İngiliz holiganların çıkardığı olaylar stadyuma da sıçradı. Juventus taraftarı üzerlerine gelen saldırganlardan kaçmak için tribünün arkasındaki duvarları aşmak istedi ancak, duvar yükü kaldıramadı ve çöktü. 

Çöken duvarın altında kalan taraftarlar hayatını kaybederken, bir kısmı da yaşanan izdiham sebebiyle tellere sıkışarak can verdi. Yaşanan faciada, 32 İtalyan, 4 Belçikalı, 2 Fransız ve 1 de Kuzey İrlandalı olmak üzere 39 kişi yaşamını yitirirken 600 kişi de yaralandı. Olaylar sonrasında 14 Liverpool taraftarı adam öldürmekten suçlu bulunarak, üçer yıl hapis cezası aldı. Tarihte “Heysel Faciası”  olarak yerini alacak olan bu trajediden sonra Birleşik Krallık’ın o yıllardaki başkanı Margaret Thatcher, UEFA’dan Liverpool’u süresiz olarak Avrupa kupalarından men etmesini istedi. Avrupa futbolunun patronuyla yapılan görüşmeler sonunda Demir Leydi, Liverpool’a beş yıl boyunca Avrupa Kupalarından men cezası verdi. 15 Nisan 1989’da da “Hillborough Faciası” ile bir kez daha yaralanan Ada futbolu maçlarda ayağa kalkmayı bile yasakladı. Halen bu yasakların birçoğu devam etmektedir.

Şimdi gelelim günümüze…

1 Eylül 2022’de TFF’nin Riva’daki binası kurşunlandı. Bir tanesi bile yaralayıcı hatta öldürücü iken tam “7” kurşun binaya isabet etti. Hatta kurşunlardan bazılarının Milli Takımlar Sorumlusu Hamit Altıntop’u sıyırdığı öğrenildi. Üç kişi gözaltına alındı. Üçlü, alkolün etkisiyle havaya sıktıklarını ve binaya gelenlerin de yorgun kurşun olduğunu ifadelerinde belirtti. Hemen ertesi günü yani 2 Eylül tarihinde bu sefer de Galatasaray Adası’na bir kurşun isabet etti. Galatasaray Adası’nda cama isabet eden kurşunu atan fail halen bulunamadı. 

4 Eylül’de oynanan MKE Ankaragücü-Beşiktaş maçının da bitiş düdüğü ile birlikte tribünden atlayan holigan, siyah-beyazlı futbolculara saldırdı. Orta sahada sevinen Beşiktaşlı futbolculara uçan tekme atan “taraftar” futbolcuların dikkati sayesinde kimseye zarar veremedi. 

Üç günde yaşanan üç olaya verilen tepkilere birlikte bakalım. 

TFF’nin Riva tesislerine yapılan silahlı saldırıya toplu bir tepki verilmedi. Birkaç samimiyetsiz geçmiş olsun ile geçiştirildi. Lakin esas komedi son iki olayda. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Galatasaray Adası’na isabet eden kurşunla ilgili şunları söyledi: “Türk spor basınında yapılan bazı özensiz haberlerin, işleri nereye getirebileceği konusunda dikkat çekmek istiyorum. Lütfen, haberleri yaparken dikkatli olalım. Azmettirici olmaktan uzak duralım, dün TFF bugün Galatasaray Adası. Tekrar söylüyorum, basında yapılan haberlerin çok özenli olması lazım. Bugün basındaki haberlerin sonucunda da buradaki saldırı oldu”. Belki bu yazıyı okursunuz sayın başkan belki asistanlarınız, çalışanlarınız size ulaştırır. Sayın başkan, basın ile olayın ne alakası var? 

MKE Ankaragücü-Beşiktaş maçında sahaya giren taraftarları engellemekle yükümlü olan güvenlik şirketi de bir açıklama yayınladı. Direkt açıklamadaki en trajikomik yer: “SAHAYA 3-4 METRE HAVADAN UÇARAK İNEN TARAFTARLARI YAKALAMAYI GÜVENLİKLERİMİZE ÖĞRETMEDİK BU KİŞİLER ÖZEL GÜVENLİK PERSONELİ HAVA SAVUNMA SİSTEMİ DEĞİL” Büyük harfler, açıklamayı yazan NY Güvenlik şirketi sahibi Nuh Yüksel’in tercihi. Açıklamanın tamamını bu sayfaları kirletmemek için kullanmayacağım. Ama içeriğinde hakaret, yorumcuları suçlama, kendi hatasını kabul etmeme ve yüzleşememe olduğunu tahmin edeceksinizdir.

Sporda şiddetin faillerini bulamıyoruz. Bulduklarımızı da adli kontrol adı altında serbest bırakıyoruz. Beşiktaş maçında uçan tekme atan “zat” gibileri tribünlerden uzak tutmak gerekiyor. Bu tip şiddet yanlısı insanlara da toplu olarak tüm paydaşların tek bir ağızdan cevap vermesi şart! Ancak o zaman kendi şiddet geçmişimizle yüzleşip, geleceğe daha umutlu bakabiliriz. Aksi takdirde 2015 yılında Fenerbahçe’nin otobüsünün kurşunlanmasıyla sonuçlanan olaylar silsilesi gibi tansiyon giderek yükseliyor. Ölümlü veya ağır yaralanmalı bir teşebbüsün önüne geçmek için son şanslar.

Hatayı kenara itip, safları sıklaştırarak şiddeti daha da körüklüyoruz!

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.