Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Erdoğan: “Seçimleri kazanacağım”

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 77. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Çalışmaları için bulunduğu ABD’nin New York şehrinde PBS kanalına röportaj verdi. “Halkımızın bize olan bu teveccühü devam ettikçe bizi kimse tutamaz” diyen Erdoğan, Haziran 2023’te düzenlenmesi planlanan genel seçimleri kazanma konusunda endişeleri olmadığının altını çizdi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 77. Genel Kurulu için bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde PBS kanalının sorularını yanıtladı. Erdoğan, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü ile yakınlığı, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile devam eden F-16 müzakereleri ve iç politika hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

“2023 seçimlerini kazanma konusunda bir endişemiz yok”

Haziran 2023’te düzenlenmesi planlanan genel seçimler hakkında da konuşan Erdoğan, kendisinin ve partisinin şu anda seçimleri kazanma konusunda bir endişesi olmadığının altını çizdi:

“Bizim şu anda seçimleri kazanma noktasında bir endişemiz yok. Ben meydanların dilini iyi bilirim. Şu anda yaptığım toplu açılışlarda, meydan mitinglerinde eğer on binleri meydanlara toplayabiliyorsam, bu halkımın bize olan teveccühünü göstermektedir. Halkımızın bize olan bu teveccühü devam ettikçe, bizi kimse tutamaz. Çünkü alternatif yok.”

“Putin de bu işi bir an önce bitirme gayreti içinde”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline dair yaptığı açıklamada Türkiye’nin tek arzusunun savaşın bir an önce sona ermesi olduğunu söyledi. Kendisine yöneltilen “Savaşta şu an hangi taraf üstün?” sorusuna ise Erdoğan, “Doğrusu bir lider olarak ‘Rusya mı daha etkin, Ukrayna mı daha etkin’ arayışı içinde değilim. Tek arzumuz bu savaşın barışla son bulmasıdır. Gerek Sayın Putin’e gerek Sayın Zelenskiy’e benim ricam, tavsiyem bu olmuştur. İnsanların ölümüyle neticelenen bir savaşın kazananı olmaz” yanıtını verdi.

Savaşın bitmesi konusunda Rusya’nın tavrının çok önemli olduğunun altını çizen Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile son olarak Özbekistan’ın Semerkant şehrinde görüştüklerini ve bu görüşmede de savaşın gidişatını etraflıca konuştuklarını anlattı. Son olarak iki ülke arasında 200 rehinenin takası konusunda mutabakat sağlandığını ve bu gelişmenin çok güzel bir gelişme olduğunu belirten Erdoğan, Putin’in de bir an önce bu savaşı bitirme gayreti içinde olduğunu söyledi:

“Kendilerinin de aslında bu işi artık bir an önce bitirmenin gayreti içerisinde olduğunu anladım. Bu gidişin sıkıntısı büyük. Bu noktada, örneğin şu anda 200 rehinenin takası konusunda bir mutabakat sağlandı. Bu güzel bir gelişme. Bunlar da tabii güzel gelişmeler ama burada Ukrayna’nın da Rusya’yla aynı anlayışta olması lazım ve artık karşılıklı olarak bu çatışmaların, bu savaşın durdurulması noktasında kararlı olmak lazım.”

İstanbul’da imzalanan tahıl anlaşması hakkında da konuşan Erdoğan, söz konusu anlaşmanın imzalanması için çok çaba sarf ettiklerine dikkat çekti.

“Liderler girdikleri yoldan geri dönüşleri zor olan insanlardır”

Erdoğan, sunucunun kendisine yönelttiği “Sizce Putin, Ukrayna halkının savunma iradesini küçümseyerek yanlış hesap yaptığının farkında mı?” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Hiçbir lider attığı adımdan sonra ‘Ben yanlış yaptım.’ demez. Bunu görmek lazım. Tabii bunu söylerken aynı şeyi Ukrayna için de düşünmek lazım. Acaba Sayın Zelenskiy böyle bir adımı atarken ‘Ben yanlış yaptım’ diye düşünüyor mu veya düşündü mü? Tabii liderler girdikleri bir yoldan geri dönüşleri çok zor olan insanlardır.”

Erdoğan, “Sizce bu işgal, Rusya’nın gerekçelendirebildiği bir işgal midir?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

“İşgallerin hiçbirisinin gerekçesi olmaz. Bir işgal noktasında bunun sebep netice ilişkisinin ne olduğunu en iyi anlatabilecek olan bizden ziyade gerek Sayın Zelenskiy gerekse Sayın Putin’dir. En iyi onlar bunun gerekçelerini bilir. Bu gerekçeleri değerlendirdiğimiz zaman, denge politikalarını gözeten bir ülke olarak Türkiye, burada her iki tarafı da dinlemekten yana. Onun için ısrarla bu liderleri bir araya getirme arzumuz var. Bir araya getirelim, bizzat kendilerinden bunu hep dinleyelim istedim. Henüz bunu başarabilmiş değiliz ama ümitsiz de değilim.”

Rusya’nın geri çekildiği bölgelerde bulunan toplu mezarlar hakkında da konuşan Erdoğan, bu konuya dair en iyi cevabı Birleşmiş Milletler’in (BM) vereceğini söyledi ve şu noktada bir ülkeyi suçlamanın Türkiye’nin yürüttüğü denge politikasına zarar vereceğini belirtti.

“AB bizi 52 yıldır oyalıyor”

Semerkant’ta düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü Devlet Başkanları Zirvesi’ne katıldıktan sonra uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, “Hedefimiz Şanghay İşbirliği Örgütü üyeliği” demişti. Sunucunun kendisine bunu hatırlatması ve “Bu örgütte Rusya, Çin, İran var. Bu örgüt, NATO’dan çok farklı değerleri olan bir örgüt. Türkiye’nin doğunun mu yoksa batının mı bir parçası olmasını istiyorsunuz?” sorusuna ise Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’yi 52 yıldır oyaladığının altını çizerek cevap verdi:

“Şunu çok açık net söylemem lazım. Biz dünyanın parçasıyız: Ne doğunun ne batının… Bizim için ülkemizin coğrafi olarak büyük bir kısmı doğuya aittir. Batıya ait olan kısmı ayrıdır. Ama Avrupa Birliği 52 yıldır bizi devamlı oyalamıştır. Avrupa Birliği, 52 yıldır bizi ne yazık ki hâlâ üye yapmamıştır. Avrupa Birliği içinde bizim durumumuzda olan bir başka ülke yok. Hâlâ da oyalamaya devam ediyorlar. Halbuki NATO ülkesiyiz. NATO ülkesi olduğumuz halde NATO ülkeleri dahi Avrupa Birliği süreci içerisinde bizi oyalamaktadır. Biz NATO’nun içerisinde verdiğimiz desteklerle ilk beşin içerisinde yer alan bir ülkeyiz. Bizim NATO’da böyle de bir konumumuz var.

AB’nin 52 yıldır Türkiye’yi oyaladığını ve yanına yakıştırmadığını belirten Erdoğan, “Bunlar bizim için çok manidar. İster istemez farklı arayışlara girme durumunda olabiliriz. Onlar bizi 52 yıldır oyalayacak ve sonra ‘Niçin şurayla görüştü?’ diyecek. Elbette görüşürüm. Bu görüşmeleri yaparken de AB’ye hesap verecek değiliz” dedi.

“İsveç terörün kuluçka yuvası”

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği hakkında da açıklamalarda bulunan Erdoğan, İsveç’in terör örgütlerinin kuluçka yuvası olduğunu ve teröristlerin İsveç Parlamentosu’na kadar girdiğini yineledi:

“Stokholm caddelerinde, terörist başının paçavralarını, pankartlarını taşıyarak teröristlerin yürüyüşler yaptığını ve İsveç’teki Türklere saldırılar düzenlediğini biz belgelerle defalarca İsveç tarafına verdik. ‘Finlandiya böyle mi?’ derseniz, İsveç gibi değil. Onlar bu noktada daha sakinler ve duruma hakimler. Ama İsveç’te böyle bir hakimiyet yok. Bize sürekli bir gerekçeyle karşılık veriyorlar. Diyorlar ki ‘Anayasamızın amir hükmü sebebiyle bu, özgürlükler kapsamında değerlendirilir.’ Ben de diyorum ki, terörün özgürlükle alakası olmaz. Terörün özgürlük tanımı içerisinde yeri olamaz. Dolayısıyla da bu teröristlere karşı mücadelenizi eğer ortaya koyarsanız, bir mücadele verirseniz, biz bu konuda her türlü desteği veririz. Tabii bununla ilgili de nihai karar merci bizim parlamentomuzdur. Nihai kararı parlamentomuz verir.”

Madrid’de imzalanan üçlü mutabakatın ardından Stokholm caddelerinde teröristlerin yürüyüşlerine devam ettiklerini belirten Erdoğan, geçen hafta İsveç’te düzenlenen seçimlere de değindi. Seçimleri kazanan partinin bu gibi durumlara müsaade etmeyeceğini söyleyerek iş başına geldiğini söyleyen Erdoğan, “Temenni ederim ki bu teröristlere İsveç’te müsaade edilmez, biz de elimizden gelen kolaylığı kendilerine gösteririz” dedi.

Sunucunun bu açıklamalardan sonra “Sadece İsveç ve Finlandiya’da değil; Suriye, Irak ve Türkiye içinde de Kürtler konusu var. Bu konu nasıl çözüme ulaşır?” sorusuna ise Erdoğan, şöyle yanıt verdi:

“Olay bir Kürt-Türk meselesi değildir. Olay tamamıyla terörist ve terörist olmayanlar meselesidir. Şu anda Suriye’nin kuzeyinde Kürt de var, Arap da var. Bizim tarafa geçtiğiniz zaman bu boylarda Kürt var, Arap daha çok var. Benim partimin içerisinde Kürt yönetici arkadaşlarım var, Kürt milletvekili arkadaşlarım var. Ülkemin güneydoğu, doğu bölgelerinde biz ikinci parti konumundayız ve buralardan ciddi bir oy alabiliyoruz. Buralarda ağırlıklı olarak Kürt vatandaşlar yaşıyor. Kürt vatandaşlarımızın yaşadığı bu bölgelerden AK Parti olarak biz bu kadar yoğun bir oy alıyoruz. İktidar olarak da biz bu bölgelere çok ciddi yatırımlar yaptık. Yani ‘Burası Kürtlerin yaşadığı bölgedir, buraya yatırım yapmayalım’ diye bir şey bizim felsefemizde yok, bizim programlarımızda yok. Türkler de benim vatandaşım, Kürtler de benim vatandaşım, Araplar da benim vatandaşım. Biz bunların arasında asla ayrım yapmayız, yapmadık.”

“Ben ekonomistim”

Sunucunun Türkiye’deki ekonomik krizin gidişatı ve enflasyonun nasıl düşürülebileceğine dair yönelttiği soruya ise Erdoğan, “Ben ekonomistim” yanıtını verdi ve şöyle devam etti:

“Enflasyon aşılamaz bir ekonomik tehlike değildir. Ben ekonomistim. Şu anda yüzde 8, yüzde 9 enflasyonun bile tehdit ettiği ülkeler var. Bizde yüzde 80 var. Biz şu anda 250 milyar dolar ihracatı yakalamış bir ülkeyiz. Benim ülkemde marketlerde raflar boş değil. Ama Amerika’da bile bugün raflar boş, Fransa’da raflar boş, Almanya’da raflar boş. Benim vatandaşım şu anda istediği her türlü ürünü marketlerde bulabiliyor.”

Türkiye’nin büyüme oranının yüzde 7,6 olduğunu hatırlatan Erdoğan, enflasyonun şu anda Türkiye için bir sıkıntı olduğunu fakat yılbaşından sonra bu sorunu çözeceklerini söyledi.

Türkiye-ABD ilişkileri ne durumda?

Sunucunun kendisine yönelttiği “Sizce şu anda ABD-Türkiye ilişkileri ne durumda?” sorusuna ise “İdeal bir konumdadır diyemem” diyerek yanıt veren Erdoğan, Amerika’dan talep edilen 40 adet F-16 savaş uçağı ve 80 adet modernizasyon kiti hakkında da konuştu. ABD Başkanı Joe Biden’ın kendisine bu sorunu çözme konusunda söz verdiğini belirten Erdoğan, “Şimdi F-16 konusunda eğer biz Amerika’dan istediğimiz neticeyi alamazsak ne yapacağız? Başımızın çaresine bakacağız. Siz kalkıp da Yunanistan’a F-16 konusunda her türlü desteği vereceksiniz, orada üsler kuracaksınız ama Türkiye gibi NATO’daki dost ülkeye ve ilk beş içerisinde NATO’da her türlü desteği veren ülkeye bu desteği vermeyeceksiniz. Bu durumda Türkiye’nin yapacağı iş de başının çaresine bakmaktır. Yoksa bunun dışında bizim Amerika’yla sıkıntımız yok” dedi.

Söyleşinin tamamını izlemek için tıklayın.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.